"Ben sosyal etkinliğin F-16’lısını severim"

Darbe girişimi gecesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) bombalanan bir bölüm...

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası tutuklanan Akıncı Üssü’nün Harekât Komutanı Kurmay Albay Ahmet Özçetin'in savcılık ifadesini değerlendirdi. 

Özçetin'in, “Bu şekilde sosyal faaliyet yapmaya karar verdik ve faaliyeti de 143. Filo’da yapacaktık. Saat 16.00’da bunların 143. Filo’da sivil olarak bulunduklarını gördüm” dediğini hatırlatan Ergin, "Ben sosyal etkinliğin F-16’lısını severim" başlıklı yazısında sözlerine şöyle devam etti:

"İddianameye göre, o gece Akıncı’daki F-16 pilotlarına TBMM, Genelkurmay, Gölbaşı’ndaki Polis Özel Harekât Merkezi, Gölbaşı’ndaki Türksat tesisi, Kızılay Meydanı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi civarı ve MİT Müsteşarlığı üzerinde “ses üstü alçak uçuş serbest” talimatını veren, ayrıca bunlardan bir kısmının bombalanması yönünde talimatlar verdiği ileri sürülen kişidir Özçetin. Bu talimatları verdiği, çok sayıda şüphelinin ifadesinde yer alan bir husustur."

Sedat Ergin'in bugün (19 Temmuz 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

16 Temmuz 2016 gününün sabahı Akıncı Üssü’nün çevresinde açık arazide kaçmaya çalışırken yakalanan işadamı Hakan Çiçek, savcılık ifadesinde geceyi üste geçirdiğini itiraf ettikten sonra şu savunmayı yapıyor:

“Ticaretle uğraşırım, üç şirketim var... Ankara’da Anafartalar kolejlerim var. Öğrencilerimizin velisi olan Albay Ahmet Özçetin, beni cuma günü akşam 20.30 sıralarında sosyal etkinlik için Akıncı Üssü’ne davet etti, gittim. Bulunduğum yerde Ahmet Özçetin vardı. Tanımadığım bir-iki şahıs daha vardı. Ben gittikten birkaç dakika sonra askeri hareketlilik başladı. Kendileri, sosyal etkinlik olacağını söylemişlerdi.”

(Akıncı Üssü’nün Harekât Komutanı Kurmay Albay Ahmet Özçetin, savcılık ifadesinde üç çocuğunun da Anafartalar Koleji’nde okuduğunu söylüyor.)

Peki 15 Temmuz gecesi bu üste nasıl bir sosyal etkinlik düzenlenmiş olabilir ki?

*

İlginçtir ki, Özçetin de Çiçek gibi “sosyal etkinlik”ten söz ediyor. İfadesine göre, Özel Kuvvetler’den arayan adını hatırlamadığı bir asker, Hava Kuvvetleri ile Özel Kuvvetler’in “ortak nokta koruma” görevi için birlikte planlama yapmaları gerektiğini bildirmiş, bunun için iki kuvvetin önce “ortak bir dil geliştirebilmesi” amacıyla bir faaliyet düzenlenmesini istemiştir. Tarih 15 Temmuz 2016 olarak belirlenir. Özçetin, “Bu şekilde sosyal faaliyet yapmaya karar verdik ve faaliyeti de 143. Filo’da yapacaktık. Saat 16.00’da bunların 143. Filo’da sivil olarak bulunduklarını gördüm” diye konuşuyor.

Bütün mesele, sosyal etkinlik için gelen bu sivil giyimli şahısların havanın kararmaya başlamasıyla birlikte yanlarında getirdikleri asker kıyafetlerini giyip silahlarını kuşanarak sosyal faaliyet sınırlarının dışına çıkmaya başlamalarıdır. Kuvvetle muhtemeldir ki, bu askerler 15 Temmuz akşamı Akıncı’dan ayrılıp saat tam 21.19’da Genelkurmay güney nizamiyesinden giriş yapan beyaz otobüsün içinden çıkıp karargâha baskın düzenleyen, komutanları derdest eden 33 kişilik özel kuvvet ekibidir.

Aslında Ahmet Özçetin’in de çok sosyal bir akşam geçirdiği söylenemez. Akıncı iddianamesini okuduğumuzda, (8) numaralı sanık Özçetin, 15 Temmuz gecesi darbenin ana komuta merkezi olan bu üsteki en operasyonel isimlerden biri, buradan havalanan F-16’ların sevk ve idaresini üstlenen darbeci olarak karşımıza çıkıyor.

İddianameye göre, o gece Akıncı’daki F-16 pilotlarına TBMM, Genelkurmay, Gölbaşı’ndaki Polis Özel Harekât Merkezi, Gölbaşı’ndaki Türksat tesisi, Kızılay Meydanı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi civarı ve MİT Müsteşarlığı üzerinde “ses üstü alçak uçuş serbest” talimatını veren, ayrıca bunlardan bir kısmının bombalanması yönünde talimatlar verdiği ileri sürülen kişidir Özçetin. Bu talimatları verdiği, çok sayıda şüphelinin ifadesinde yer alan bir husustur.

Ayrıca, İstanbul’da derdest edilen Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, o gece Akıncı Üssü’ne getirildiğinde kendisini karşılayan darbeci asker Özçetin’den başkası değildir. Orgeneral Ünal, mağdur olarak verdiği ifadede karşılaştıkları anı şöyle anlatıyor: “Beni Kurmay Albay Ahmet Özçetin karşıladı. Bana ‘Hoş geldiniz komutanım’ dedi. Ben kendisine ‘Hoş bulmadık’ dedim. Bana bozulmuş ayarları düzeltmeye çalışıyoruz’ dedi. Ben de ‘Senin ayarın bozulmuş’ dedim.”

*

İşte Albay Özçetin’in sosyal etkinlikler için  davet ettiği Hakan Çiçek, darbenin sivil yönetici kadrosu içindedir; Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Nurettin Öksüz ve Harun Biniş ile birlikte. Çiçek, bu isimlerle ( Biniş hariç) 15 Temmuz’dan önce örtüşen tarihlerde birden çok ABD’ye gidip geldiği kanıtlanmış olan, şirketleri hakkında FETÖ/PDY bağlantısı nedeniyle işlem yapılan Bylock kullanıcısı bir işadamıdır.

İşadamı Çiçek 15 Temmuz gecesini Akıncı Üssü’nde geçirirken, kendisiyle birinci dereceden kan bağıyla bağlı olan bir asker yakını da üstedir. Çiçek, Güvercinlik’teki Kara Havacılık Okulu Komutanlığı’nda görevli Binbaşı Gökhan Çiçek’in ağabeyidir. Kara Havacılık Komutanlığı iddianamesinin (67) numaralı sanığı Gökhan Çiçek, o akşam darbecilerin Güvercinlik’ten Akıncı’ya toplu helikopter intikalinde yer almış, intikal sırasında bir Sikorsky helikopterini kullanmış, darbe gecesini Akıncı’da geçirmiştir.

Gökhan Çiçek’i bu iddianamedeki itirafçı sanıkların ifadelerinden cemaat evlerinde kalmış bir subay olarak da tanıyoruz. 16 Temmuz gecesi Güvercinlik Üssü’nden kalkarak Ankara üzerinde terör estiren Kobra helikopterlerinden birinin pilotu olan itirafçı Yarbay İlkay Ateş’in ifadesi bu açıdan önemlidir.  Aynı iddianamenin (23) numaralı sanığı olan Ateş, Genelkurmay üzerinde uçan, TRT ve Jandarma Komutanlığı baskınını yapan helikopter pilotlarından biridir. Ateş, iki kez savcılık ifadesine ek olarak tam beş kez yazılı itiraf dilekçesi vermiştir.

*

Ateş, 2005 yılında Ankara’da görev yaparken Nevzat isimli “ağabey”in kendisini Gökhan Çiçek ile tanıştırdığını, Çiçek ile evlendiği 2007 yılına kadar Batıkent’te aynı evde kaldıklarını anlatarak şöyle diyor: “Gökhan Çiçek’in ağabeyi FETÖ/PDY örgütü içerisinde ağabey statüsünde olan ve kurmay subaylara da ağabeylik yapan, yukarıdan aldığı talimatları kurmay subaylara ileten bir konumdadır. Ayrıca Gökhan Çiçek’in akrabalarından bir kısmı halen Fetullah Gülen’in yakın korumalığını yaptığını Gökhan Çiçek’in anlattıklarından biliyorum.”

Görüleceği gibi, Hakan Çiçek’in izini Akıncı Üssü civarında sürerken kendimizi Akıncı’nın 25 km güneydoğusundaki Güvercinlik helikopter üssünde bulduk. Buradaki bir itiraftan da darbenin Akıncı’daki sivil yönetici kadrosundan Hakan Çiçek’in örgütün hiyerarşisinde “kurmay subay ağabeyi” olduğunu öğrendik.  Yarın Akıncı’dan Eskişehir’e doğru uzanmaya ne dersiniz?