"Benim yalnızlığım köpek yalnızlığı; sürer bütün sokakları boyunca dünyanın"

"Benim yalnızlığım köpek yalnızlığı; sürer bütün sokakları boyunca dünyanın"

T24

İstanbul Taksim’de yıkımı süren Atatürk Kültürü Merkezi (AKM) önündeki kaldırımda sabah saatlerinde köpeğine sarılarak uyuyan bir çocuğun görüntüsü, akıllara Ümit Yaşar Oğuzcan'ın "Köpek Yalnızlığım" adlı şiirini getirdi. 

Bahsi geçen şiir şöyle:

Benim yalnızlığım köpek yalnızlığı Sürer bütün sokakları boyunca dünyanın Nereye varsam Orada yalnızlığı beni bekler bulurum

Her sabah evler boşalır Bir sel akar sokaklardan caddelere Ben kendi içimde kaybolurum Ne gidecek yerim vardır ne bekliyenim Gökyüzü saltanatım, dünya soframdır benim Zamanlar geçer, mevsimler değişir Değişmez benim kaderim Görür yüzüme bakanlar ilk aldanmışlığımı Söyler köpek yalnızlığımı gözlerim

Ne zaman ellerin elime değse İnsan yüreğim o zaman çarpar Yalnızlık bir o zaman terk eder beni Tutar eşsiz gözlerin dağınık saçlarımdan O ışıktan dünyasına sürükler beni Ellerin bir bir ayıklar Eski halimden ne kalmışsa Doldurur sevgiyle, umutla, aşkla Suyum çekilmişse, içim boşalmışsa Verdiğin mutluluktan, sunduğun aydınlıktan Bir anda değişir bakışlarım Çözülmüş bir yumağı Yeniden sarmaya başlarım

Işıkların demet demet Denizlerin dalga dalga gelir üstüme Yokluğun ölüme Varlığın aşka çağırır bir yandan Bilirim biraz sonra gideceksin Saatleri durduramam İnsanları öldüremem Ne çare ben de güçsüzüm bir yerde Kadere karşı duramam Ve işte çirkin alınyazım Sensizliğe mahkum eder İşte o zaman Yıkılmış bir şehirdir kalbim İçinde baykuşlar öter Dünyaya gelişimin Kırkıncı yılına bir basamak kala Bütün basamakların çöktüğünü hissederim Dünyaya gelişimin Kırkıncı yılına bir basamak kala O kırk kuruş etmez kaderim Her adım başında beni bir kere boğmaya başlar Gözbebeklerim sönmeye Ellerim soğumaya başlar Taşlar yağar üstüme gökyüzünden Uzun, sivri iğneler saplanır tenime Bir kere daha içim isyanla dolar Bir kere daha lanet ederim dünyaya geldiğime Kapını açık tut, pencereni kapatma Yarın evinin önünden ben geçeceğim O zaman Duvarların ağladığını duyacaksın İlk çağırışımda gel İkincisinde çok geç olabilir Ve ben ilk çağırışında geleceğim İkincisinde çok geç olabilir Kimbilir nasılım ve nerdeyim Bulursan ne olur beni bırakma Bulamazsan aradığın yerdeyim Hani o toprakla denizin kesiştiği Kumların üzerine yorgun gölgelerin düştüğü Sevenlerin ürkek adımlarla buluştuğu o yerde Yoksul rıhtımlarda köhne gemiler Benden bir parça koparıp gider Ben hep böyle yarım, ben böyle kırık dökük Ne olur beni bırakma bulunca Ve ilk çağırışımda gel Sarsın krallığım yeryüzünü bir uçtan bir uca Elini uzatsan tutacaksın Yakındayım Baksan göreceksin Görsen seveceksin Aradığın benden başkası değil Farkındayım Benim yüreğim değil Kayan bir zamandır avuçlarından Uzat ellerini susadım Güzelliğin Bir eski şarap gibi sızıyor parmak uçlarından Gel diyorum İlk çağırışımda gel Gel ki Aydınlığında Bütün geceler gündüz olsun Dinle, uzak bir saat onikiyi çalıyor Ne güç anlamıyor musun Bir ömür boyu arayıp da seni bulmamak Ben yokluğunda böyle yok, böyle yoksun Ben yokluğunda böyle paramparça Sensiz olmak hiç olmamak