Benzinden alınan vergide yıllardır dünya rekorunu elinde bulunduran Türkiye’de 17 Aralık itibarıyla benzinden alınan vergilerin rafineri çıkış fiyatına oranı yüzde 409’a ulaştı. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) günlük üretim miktarını 2,2 milyon varil azaltmasına karşın dünyada petrol fiyatları son aylarda keskin bir düşüş yaşıyor. Bu düşüş dünyanın pek çok ülkesinde tüketicilere yansıtılırken, Türkiye’deki benzinin fiyatı vergiler yüzünden düşmüyor.
OPEC'ten rekor kesintiPetrol fiyatları OPEC’i de dinlemediHürriyet gazetesi yazarı Şükrü Kızılot 18 Aralık 2008 tarihli köşe yazısında Türkiye’deki yüksek benzin fiyatlarıyla ilgili gözden kaçan noktaları, bir kez daha gözler önüne seriyor. İşte Kızılot’un söz konusu yazısı:
Benzinin vergisi yüzde 409’a çıktı Ekonomik kriz, döviz, borsa, faizler, işsizlik, cari açık, büyüme, kapanan işyerleri, piyasalardaki durgunluk, teğet geçtiydi geçmediydi derken, gözden kaçan "ince bir nokta" var. Temmuz 2008’de, benzinden alınan vergilerin rafineri çıkış fiyatına oranı, yüzde 180 idi. 17 Aralık 2008’de yani dün itibariyle, benzinden alınan vergilerin, rafineri çıkış fiyatına oranı yüzde 409!.. İnanmayan Tablo-I’e baksın. Rekorun da rekoru Benzinden alınan vergide "dünya rekoru" yıllardır Türkiye’ye ait. Yüzde 409 oranı ise, rekorun da rekoru!.. Tabloya bakıyoruz; 8 Temmuz 2008’de, benzinin rafineri çıkış fiyatı: 1.13 YTL Alınan vergilerin toplamı (ÖTV + KDV): 2.03 YTL Vergilerin rafineri çıkış fiyatına oranı: (Yüzde) 180 17 Aralık 2008’de, benzinin rafineri çıkış fiyatı: 0.47 YTL Alınan vergilerin toplamı: 1.92 YTL Vergilerin rafineri çıkış fiyatına oranı: (Yüzde) 409 Benzin bedava olsaydı Vergi yükünün en büyük dilimini, litre başına sabit olarak alınan (1.49 YTL) Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oluşturuyor. Ayrıca ÖTV’nin de yüzde 18 KDV’si (0.39 YTL) alınıyor. Yani bugün itibariyle benzin bedava olsa ve rafinerici, dağıtıcı, nakliyeci, bayi mal ve hizmet bedeli olarak hiç para almasa dahi, vergiler nedeniyle benzinin litresi, 1.92 YTL’den az olmayacak. Tablo-II’den de fark edileceği gibi, bugün itibariyle 2.78 YTL olan benzinin pompa satış fiyatının, sadece 0.47 YTL’si rafineri satış fiyatı. 0.39 YTL de bayi payı, dağıtıcı ve nakliye. Aslan payı da 1.92 YTL olan vergiler. Buna göre örneğin rafineri satış fiyatı yüzde 50 düştüğünde (özellikle vergiler nedeniyle) pompaya yüzde 10 yansıyor. Akaryakıt fiyatları düştükçe, rafineri çıkış fiyatı da düşüyor. Ancak ÖTV düşmediği için, pompa satış fiyatına çok az yansıyor. Bir dengesizlik daha ÖTV olayında bir başka dengesizlik de benzin ve motorindeki farklı uygulamayla ilgili. Benzin ve motorinde ÖTV tablodaki gibi. Benzin: 1.491,50 YTL/m3 Düşük kükürtlü motorin: 1.004,50 YTL/m3 Yüksek kükürtlü motorin: 934.50 YTL/m3 Motorinde, ülke talebinin yüzde 45’i ithalatla karşılanıyor. Benzin tüketimi ise üretimden az olduğu için, üretimin yüzde 50’si ihraç ediliyor. İthal olayı da cari açığımızı olumsuz yönde etkiliyor. Çoğunluğu yabancı bayraklı tankerlerle yapılan taşımalara da yersiz navlun ödenerek, yurtdışına kaynak aktarılıyor. Motorin lehine olan vergilendirme nedeniyle, yüksek oranda ithal edilen motorinin tüketimi son 3 yılda yüzde 23.7 artarken, benzin tüketimi aynı dönemde yüzde 12.7 azaldı. Oysa, motorin ile benzinin ÖTV’si (benzin aşağı çekilip, motorin artırılmak suretiyle) eşitlense, hem ÖTV hasılatı azalmaz hem de cari açığın aşağı çekilmesine katkı sağlanmış olur.