Berat Albayrak: Erdoğan'ın damadı olduğum için değil, eğitimim ve kariyerim için vekil adayı oldum

Berat Albayrak: Erdoğan'ın damadı olduğum için değil, eğitimim ve kariyerim için vekil adayı oldum

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı ve AKP milletvekili adayı Berat Albayrak, AKP’nin milletvekili listesini “mükâfat ödülleri” olarak nitelendiren BirGün gazetesine noter aracılığıyla tekzip metni gönderdi.

Albayrak’ın avukatı Fatih Savaş, müvekkilinin iyi okullarda okuduğunu, başarılı bir iş yaşamı olduğunu ve milletvekili adaylığının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı olmasıyla ilgisinin bulunmadığını iddia ederek BirGün’ün ‘kamuoyunu yanıltıcı nitelikte’ haber yaptığını savundu.

Savai, noter aracılığıyla gönderilen tekzip metninde, yapılan bu haberle AKP İstanbul 1. Bölge 6. sıra milletvekili adayı olan Berat Albayrak’ın “şeref ve haysiyetinin zedelendiğini” öne sürüldü. Albayrak’ın bitirdiği ‘İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü’nün isminin “İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Fakültesi” olarak yanlış yazıldığı tekzip metinde şu ifadelere yer verdi:

Berat Albayrak’ın avukatından BirGün gazetesine gönderilen tekzip metni şöyle:

“Müvekkil İngilizce İşletme Fakültesi’nden mezun olduktan sonra New York’ta Pace Üniversitesi’nde finans üzerine MBA yapmış ve ardından da doktorasını tamamlamıştır. Müvekkil başarılı iş yaşamı boyunca büyük şirketlerde önemli pozisyonlarda (Yönetim Kurulu Üyesi, Genel Müdür) çalışmıştır. Müvekkil yıllar boyu biriktirdiği bu başarısı dolayısı ile milletvekili adayı olarak seçilmiştir. Müvekkilin milletvekili seçilmesinde başkaca sebepler arayan ve kamuyu da bu yönde yönlendirmeye çalışanların, bu gerçekler karşısında hicap duyması gerekir. (…) Yayın o kadar kasıtlıdır ki; tarafsız Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanlığı makamına dahi leke sürülerek, Müvekkilin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olması, kamuyu yanıltmak amacı ile çirkin bir şekilde kullanılmıştır.”

Tekzip metninde ayrıca Berat Albayrak’a “Erdoğan’ın damadı” denilerek, “çamur at izi kalsın anlayışıyla hareket edildiği” ve “hayal mahsulü habercilikte sınır tanınmadığı” gibi  iddialara da yer verildi.