Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, sebze ve meyve fiyatlarındaki yükseliş ile ilgili denetimlerin devam ettiğini belirterek “İstanbul'daki iki hal, Ankara, Mersin, Antalya, Adana... Sadece fahiş fiyatlama değil, siyasi saikle bir süreç yürütüyorlar” açıklamasında bulundu. Tanzim satış fikrinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğunu ifade eden Albayrak, “Ticaret Bakanlığımız, vergi müfettişlerimiz gerekli adımları atacak. Firmalar belli, hepsi belli. Çok ağır cezalar kesildi. Daha yeni başladık. İbreti alem. Öyle bir şey yok” diye konuştu.
Ekonomide yaşanan gelişmelere ilişkin de değerlendirmede bulunan Albayrak “7 TL'den dolar alanlar 10 TL'yi bekliyordu. Ancak şimdi 5 TL'ye indi. Trend aşağı yönde ilerledikçe, bu havayı bozup tersine çevirmeye çalışanlar bu söylentileri yayıyor” açıklamasında bulundu.
ÜLKE TV - Kanal 7 ortak yayınında Sıradışı programında Turgay Güler'in sorularını yanıtlayan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Oynanan resmi ve hikayeyi görebilen topluma kavuşmayla birlikte sınamalardan Türkiye güçlenerek çıktı. Birilerinin hayali yılarca Türkiye'yi içinden çıkamayacağı duruma sokmaya çalışırken çok güçlü reaksiyon göstererek ciddi bir normalleşme süreci yaşadık. Cumhurbaşkanımızın liderliğinin avantajı... Toplumuzun ortaya koyduğu dayanaışma ile çok hızlı şekilde toparlanarak dengelenme sürecine girdik. Dengelenme sürecini başarıyla geride bıraktık.
Oynanan resmi ve hikayeyi görebilen topluma kavuşmayla birlikte sınamalardan Türkiye güçlenerek çıktı. Birilerinin hayali yılarca Türkiye'yi içinden çıkamayacağı duruma sokmaya çalışırken çok güçlü reaksiyon göstererek ciddi bir normalleşme süreci yaşadık. Cumhurbaşkanımızın liderliğinin avantajı... Toplumuzun ortaya koyduğu dayanışma ile çok hızlı şekilde toparlanarak dengelenme sürecine girdik. Dengelenme sürecini başarıyla geride bıraktık.
Sorumluluğumuzun çok daha yüksek ve yoğun olduğu kapıyı açtık. 2015 yılının 24 Kasım'ı o günkü kabinenin açıklandığında 30 dakika önce Rusya ile bir kriz yaşamıştık. Tüm o yaşadığımız süreçler çok farklı tecrübeler ve farklı hayırlara sebebiyet verdiğini düşünüyorum.
Bu sürecin iki tarafı var. Siz ne yaparsanız yapın bir kesim var. Benimle ilgili yapılan en büyük eleştiriler bu bakan çok biliyor? Ne yapması lazım?Suratının sirke satması lazım. Farklı mecralarda kötücü yaklaşımla yapılan bir operasyonun parçası olarak bu kampanya devam ediyor.
Siz ne yaparsanız yapın, bir kesim var, müzmin bir kötücül yaklaşımla, ekonominin dinamiğini bozmaya yönelik bir kampanyayı sürdürüyor. Bu kesimin söylemlerine cevap vermeyi bile doğru bulmuyorum.
O kadar komik ki... Eğer zaten Türkiye'ye yönelik resim bu kadar kötüyse niye seçimden sonrayı beklesin? Tam tersine seçimden sonra seçimden sonra ekonomik göstergeler çok daha iyi olacak. Kış ayları işsizlik anlamında istihdam anlamında zor dönem olmasına rağmen aldığımız mesajlara göre şubat, mart çok daha iyi geçecek.
Haklı haksız eleştiriler, katıldığımız katılmadığımız yönleri var. Sesimizin gür çıkması.. Biz hızlı şekilde yürüyoruz ve devam ediyoruz.
İşin bir de psikolojik boyutu var. 7 TL'den dolar alanlar 10 TL'yi bekliyordu. Ancak şimdi 5 TL'ye indi. Trend aşağı yönde ilerledikçe, bu havayı bozup tersine çevirmeye çalışanlar bu söylentileri yayıyor.
Ekonomiye de topumsal dönüşe de bir maaliyeti var. Tüm süreçlerin Türkiye'ye çok ağır bedelleri oldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölgesinde yaşadıkları, 16-17 yıldır kapımızda yaşanan savaş, bütün bunlara rağmen Türkiye bu performansı sağlamış. Eski Türkiye bir nezleden ne hale düşerken biz savaştayız... Bütün bunlara kıyasen Türkiye küresel bir süreç bütün bunlara rağmen o kadar güçlü bir bilanço oluşturmuş ki bunlardan minimum derecede etkilenecek bir alt zemin oluşturmuş.
İstanbul'un bir finans merkezi olması sürecini nakış nakış işleyerek hayata geçiriyoruz. Türkiye'nin kendi yolunda yürümesi, neredeyse kara sınırlarımızın yarısında savaş, terör kol geziyor. Bütün bu süreçte ülkeyi döndürüyorsunuz. Güçlü Türkiye yeni bir hikaye yazıyor...
Ocak ayının ikinci yarısından sonra bu süreci detaylı inceledik. Ciddi bir big-data alt yapısı kurduk. Fiyatlama noktasında günde 4 milyon ürünü takip ediyoruz her gün. Büyük bir merkez kurduk. Rakamları anında görüyoruz.
Baktık ki, koordineli bir hareketlenme var fiyatlarda. 1-2 ürün değil. Bahanesi ne? Fırtına, yağmur, çamur... Eee? Bir de baktık ki, 3-5 bin dönüm sera zarar görmüş. Peki tüm Türkiye'de yüzde kaça denk geliyor? Binde 8'e... 5 liralık patlıcan 15 liraya, 6 liralık biber 25 liraya, 3 liralık domates 8 liraya, patates 8 liraya nasıl çıkar bir anda?
Daha sonra çok enteresan bir şey ortaya çıktı. Özellikle İstanbul'daki iki hal, Ankara, Mersin, Antalya, Adana... Sadece fahiş fiyatlama değil, siyasi saikle bir süreç yürütüyorlar. Bu süreç, vatandaşın en temel ihtiyaçlarını vuruyor.
Biz de, halka hizmet şuurundan hareketle, oluşabilecek dengesizlikleri ve fırsatçılığı engelleyecek şekilde Bakanlar Kurulu'nda koordineli bir şekilde tanzim satış adımını attık. Tanzim satışın fikir babası da Cumhurbaşkanımızdır.
Gıdada bakıyorsunuz, kar hırsı mı, fahiş fiyatlama mı, siyasi motivasyon mu? Üçünü de gördüğümüz bir süreç yaşadık. Denetimlerin bir kısmı ortada. 1 liraya almış, 9 liraya satıyor. Raporlara baktık. Ticaret Bakanlığımız, vergi müfettişlerimiz gerekli adımları atacak. Firmalar belli, hepsi belli. Çok ağır cezalar kesildi. Daha yeni başladık. İbreti alem. Öyle bir şey yok!
Ortada mal yok diye bir durum söz konusu değil. Mal var, ürün var, fahiş bir şekilde spekülasyon yapıyorlar.
Rekabet Kurumu da devreye girdi. Yasalar çerçevesinde, lisanstır, izindir vs. çok farklı cezalar söz konusu olabilecek. Şu ana kadar 2 milyondan fazla ceza kesildi ama bu daha başlangıç. Çok daha ağır cezalar gelecek.
Faturalar ortada. 1 liraya almışsın, faturalandırmışsın. Diyorsun ki "esas faturam o değil, vergi, KDV falan..." O da suç. "Yüzde 800 değil de 300 kar ettik" diyorlar. Özrü kabahatinden beter. Hem fahiş fiyatlama yapmışsın, hem vergi kaçırmışsın.
Bu vatandaşın rızkıyla, sofrasıyla oynatılmasına izin veremeyiz. Böyle bir devlet olmaz dünyanın hiçbir yerinde. Cumhurbaşkanımızın talimatının gereğini yere getirerek bu adımlar atıldı.
Üç günde fiyatlar üç katına çıkıyor da, bir günde nasıl yarıya iniyor? Ne oldu? Üretim on katına mı çıktı?
Özellikle gıda alanında, çok ciddi bir noktaya gidiyor Türkiye. Ülkemiz tarımda büyük devrimler de gerçekleştiriyor. Yeterli mi, değil.
"İthal ediyorlar" deniliyor. 2018 yılında Türkiye'nin tarım ihracatı 17.7 milyar dolar. İthalat ise 12.8 milyar dolar. Yaklaşık 5 milyar dolar dış ticaret fazla vermiş Türkiye.
"Tohum ithal ediyorlar" deniliyor. 2002 yılında 145 bin yerli tohum üretimi vardı, bugün 2018 rakamları itibariyle bu rakam 1 milyonu geçmiş.