Sözcü yazarı Çiğdem Toker, iki hafta önce kanalı patlayan, Denizli merkezli Bereket Enerji'nin sahibi olduğu Sivas'taki Koyulhisar HES'in yıllar önce su sızdırmaya başladığını yazdı. Sivas Valisi Salih Ayhan'ın, açıklama yaparken Bereket Enerji'den 'özel bir teşebbüs' diye bahsetmesine dikkati çeken Toker, "Birkaç ay önce milyarlarca dolarlık banka borcunu yeniden yapılandırılmasıyla gündeme gelen Bereket Enerji, bu kadar insanın mağduriyetine, kayıplarına karşı sesini çıkarmıyor. Nasılsa etkili bir yaptırımla karşılaşmayacağını, iktidarın onu koruyacağını biliyor" dedi.
Sivas'ın Koyulhisar ile Suşehri ilçeleri arasındaki D 100 karayolu yakınından geçen Kelkit Çayı üzerindeki Hidro Elektrik Santralı'na (HES) su aktarılan kanalının patlaması üzerine bölge sular altında kalmıştı. D-100 kara yolundan geçen 3 araç suya kapılmış, yaralananlar olmuştu.
Toker'in, "Şirket sorumsuzluğu" başlığıyla (11 Eylül 2019) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Özel sektör şirketlerinin kurduğu HES'ler (hidroelektrik santral) devlete elektrik satarak para kazanıyor biliyorsunuz. Memleketin en güzel coğrafyalarının delik deşik edilmesinin ardındaki kaba ama yalın gerçek bu.
Üstelik enerji ihtiyacının ucuz karşılanması hedefiyle yola çıkan HES'lerin çoğu, kuruldukları yerde yaşayan halkın iradesine rağmen bu faaliyeti sürdürüyor.
Sivas'ta iki hafta önce Koyulhisar HES'in kanalı patladı. Tonlarca toprak çevreye saçıldı. Karayolu su altında kaldı. Yol trafiğe kapandı. Felaket büyük şans eseri can kaybı olmadan atlatıldı. Sivas Valisi Salih Ayhan, “Özel bir teşebbüse ait HES kanalının patladığını” söyledi.
Vali Ayhan'ın adını vermediği “özel teşebbüs”, Denizli merkezli Bereket Enerji. Türkiye'nin önemli enerji “aktörlerinden” biri. Enerji Atlası'na göre 25 santrali işletiyor. 2 bin megavat üzerinde kurulu güç kapasitesine sahip.
Aslında bundan 12 yıl önce yapılan Koyulhisar HES, birkaç yıl sonra su sızdırmaya başlamış. Fakat o dönem Cumhuriyet savcılığına yapılan suç duyurusunda takipsizlik kararı verilmiş.CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu dün Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. 10 yıl önceki suç duyurusunu anımsattı. Santralin ÇED raporundaki güvenlik değerlendirmelerini sordu. Bir de bölge sakinlerinin yaşadığı maddi kayıpların karşılanması konusunda hangi çalışmaların yapıldığını.
Cevap gelip gelmeyeceği, gelirse de bir anlamının olup olmayacağı meçhul. Daha vahim olanı şu: Birkaç ay önce milyarlarca dolarlık banka borcunun yeniden yapılandırılmasıyla gündeme gelen Bereket Enerji, bu kadar insanın mağduriyetine kayıplarına karşı sesini çıkarmıyor. Nasılsa etkili bir yaptırımla karşılaşmayacağını, iktidarın onu koruyacağını biliyor. Başka akla yakın bir gerekçe var mı?