Berkin Elvan ölümünün 9. yılında anıldı: "Katil dışarıda, benim çocuğum geri dönmeyecek"

Berkin Elvan ölümünün 9. yılında anıldı: "Katil dışarıda, benim çocuğum geri dönmeyecek"

Gezi Parkı direnişi sırasında polisin attığı biber gazı fişeğiyle başından vurulup 269 gün komada kaldıktan sonra 11 Mart 2014’te yaşamını yitiren Berkin Elvan, ölümünün 9’uncu yılında mezarı başında anıldı. Anne Gülsüm Elvan, “Başka analar acı çekmesin, artık yeter diyorum” dedi. Baba Sami Elvan da “Bizim oğlumuzun katili şu an dışarıda. Eşimle ben, 8,5 yılla yargılanıyoruz” diye konuştu.

İstanbul Okmeydanı’nda, Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu aylarca komada kalan, 11 Mart 2014’te de 15 yaşındayken yaşamını yitiren Berkin Elvan, bugün ölümünün 9’uncu yılında ailesi ve sevenleri tarafından anıldı. İstanbul’un Şişli ilçesindeki Feriköy Mezarlığı’nda yoğun güvenlik önlemleri alınan anmaya Elvan’ın ailesi, arkadaşları, HDP İstanbul Milletvekilleri Oya Ersoy ve Musa Piroğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Gençosman Killik ile çok sayıda kişi katıldı.

Anne Gülsüm Elvan, oğlunun mezarı başında gözyaşı döktü, karanfil bıraktı. Anmaya katılanlar, “15’inde bir fidan, Berkin Elvan”, “Berkin Elvan ölümsüzdür” ve “Gezi tutsakları onurumuzdur” sloganları attı. Elvan için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

"Başka analar acı çekmesin"

Anmada konuşan Gülsüm Elvan, yaşasaydı bugün Berkin’in 24 yaşında olacağını söyledi. Elvan, gözyaşları içinde şöyle konuştu:

“Berkin hep 14 yaşında kaldı. Ben yıllardan beri mücadele ederken, 'Hiçbir çocuk ölmesin' dedim ama maalesef, geldiğimiz noktada gitgide ölümler çoğalıyor. Biz, 'Adalet onun için' dedik ama maalesef onu da göremedik. Çok üzgünüz, çok öfkeliyiz çünkü son deprem hepimizi daha mahvetti. Tek dileğimiz adalet, adalet. Yine Can’sız (Atalay), biliyorsunuz 16 Haziran’da da yoktu, Mücella (Yapıcı) abla, bu anmada da yoklar. Buruğuz, üzgünüz. Umarım en kısa zamanda onları alacağız. Çok seviyoruz onları. Öfkeliyiz, gerçekten çok öfkeliyiz. Bu son depreme baktığınız zaman enkazın altında doğmamış çocuklara sebep olanlar; umarım bir an önce bir an önce adalet gelir, yargı gelir, yargılanacaklar. 'Başka analar acı çekmesin, artık yeter' diyorum. Başka bir şey diyemiyorum. Yeter artık.”

"Gezi davasında tutuklanan bütün dostlarımızı en kısa zamanda aramızda görmek istiyoruz"

Baba Sami Elvan da bu süreçte adalet görmediklerini dile getirdi. Elvan, şunları söyledi:

“Bizim oğlumuzun katili şu an dışarıda. Belki de bilmiyorum, hâlâ öldürmeye devam ediyordur. Eşimle ben yargılanıyoruz. 8,5 yılla yargılanıyoruz. Bize gelince adalet var ama katile gelince adalet yok. Bizim avukatımız, Mücella abla, Tayfun Kahraman, bütün Gezi’de olan insanların hepsini suçsuz bir şekilde şu an müebbetle yargılıyorlar ve içeri attılar. Bizim çocuğumuzu öldüren katil de müebbet aldı ama hâlâ dışarıda. Bu adaletin neresinde bir a’sı var, bana bunu kim tarif edebilecek? Buradan Adalet Bakanı’na sesleniyorum. ‘Türkiye’de yargı bağımsız’ diye konuşuyor. Yargı bağımsız mı acaba? ‘Bu kadar cezaevi yaptık’ diye övünüyorlar. Herhalde onlar kendilerine yaptılar cezaevini. Umarım öyle olacak, yakın bir zamanda öyle düşünüyorum. Buradan cezaevindeki bütün hükümlülere, Gezi davasında tutuklanan bütün dostlarımızı en kısa zamanda aramızda görmek istiyoruz. Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere Can Atalay, Mücella Yapıcı, diğer dostlarımızı da hepsini aramızda görmek istiyoruz. En kısa zamanda aramızda olacaklarını biliyorum. Bir de şunu söylemek istiyorum. Benim çocuğum geri dönmeyecek. Bunu defalarca söyledim ama biz bu davanın emsal teşkil etmesini istiyoruz. Bir daha böyle bir şey olmamasını istiyoruz. Ülkemizde hukukun, adaletin, kardeşliğin, barışın olmasını istiyoruz.”

"O katil, hapse girecek"

Gezi Parkı davası tutuklusu avukat Can Atalay’ın Silivri’de bulunan Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan gönderdiği mesajı da meslektaşı Deniz Özen okudu. Atalay, mesajında şunları kaydetti:

“Bir polis kurşunu bizden aldı Berkin’imizi. 9 yıl oldu. Göz göre göre bir çocuk öldürüldü. Katilin adı belliydi ama vermediler. Yıllarca bir çocuk katilini korumak için türlü kepazelikler yaptılar ama olmadı. Bütün ülkenin evladı oldu Berkin ve bulduk o katili. Mücadele ederek, tırnaklarımızla kazıyarak getirdik mahkemenin önüne. Ülkenin en tepesinden sahip çıkılmasına rağmen, ‘Emri ben verdim’ denmesine rağmen çıkardık o mahkemeye ve yargıladık. Bir çocuk katili olduğunu tasdik ettik o mahkemede. Bir gün bile hapis yatmadı. Görevine devam etti. Disiplin soruşturması bile açmadılar. Şimdi cezasının onanmasını bekliyoruz. O katil, o hapse girecek. Sadece o değil. Talimatını veren amirinden müdürüne, valisine ve emri verenine kadar. Biz mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Bu yıl aranızda olamıyorum. Malûm bu karanlık bizi bir süreliğine hapsetti ama döneceğiz. Berkin’le birlikte Ali İsmail’in, Abdocan’ın, Ethem’in, Medeni’nin, Hasan Ferit’in ve Ahmet’in, bütün kaybettiklerimizin hesabını soracağız. Az kaldı. Yine buluşacağız.”

"Sadece Berkin için deyip bütün çocuklar için adalet isterken bu sistem on binlerce çocuğu ailesinden koparmaya devam etti"

Aile adına hazırlanan ortak açıklamayı da Berkin'in kardeşi Özge Elvan okudu. Elvan, 2013’ten beri yürüttükleri adalet mücadelesinin, adliyenin tozlu raflarında kaldığını belirtti. “’Emri ben verdim' diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yargı karşısına çıkmadı” diyen Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu yargılanmadı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 7 Şubat’ta Çapkın ve Mutlu’nun sorumluluklarıyla ilgili etkili bir soruşturma yürütülmediği görüşüne vardı ve Türkiye’yi mahkûm etti, fakat Türkiye’deki adli makamlar, bu karara rağmen harekete geçmedi. Berkin’imizin katili Fatih Dalgalı ise sadece 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, Dalgalı’nın kasten öldürme suçunu işlediğinin sabit olduğuna hükmetti. Dalgalı, bir gün bile hapse girmedi. Berkin’imizin katillerine hak ettikleri cezayı vermeyenler, avukatımız Can Atalay’ı, mücadele arkadaşımız Mücella Yapıcı’yı, her zaman yanımızda olan Tayfun Kahraman’ı, Çiğdem Mater’i, arkadaşlarımız Ali Hakan Altınay ve Mine Özerden’i hapse tıkadı. Sadece Berkin için deyip bütün çocuklar için adalet isterken bu sistem on binlerce çocuğu ailesinden koparmaya devam etti.

"Çocuklarımızı enkazda aramayan bu iktidara karşı adalet arıyoruz"

Biz adalete açız. Bir çocuğun 6 yaşında evlendirilmesine göz yumanlara karşı adalet arıyoruz. Çocuklarımızı tarikatların, çocuk istismarcılarının eline bırakanlara karşı adalet arıyoruz. Çocuklarımızı enkazda aramayan bu iktidara karşı adalet arıyoruz. Devlet eliyle öldürülen tüm çocuklar için adalet arıyoruz. İşte biz bu yüzden iktidara ve adaleti bir türlü sağlamayan yargı makamlarına sesleniyoruz. Siz katilleri korumaya çalışsanız da biz Berkin için, katledilen bütün çocuklar için, deprem bölgesinde yaşamını yitiren ve hâlâ korunamayan çocuklar için, tarikatların ellerinde bırakılan çocuklar için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz. Önümüzdeki yıl 10’uncu kez bu mezarın başında adaleti bulmuş olmayı diliyoruz. Çünkü bir çocuğun katilinin hesap vermesi, geride kalan tüm çocuklarımızın geleceğinin teminatı olacak. Oğlumuz, canımız, yavrumuz, Berkin’imiz; kaç yıl geçerse geçsin sana yaşatılan zulmü unutmayacağız. Seni bizden koparanları asla affetmeyeceğiz. Elbet bir gün yattığın yerde rahat uyuyabilmeni sağlayacağız.” (ANKA)