Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan oğlunun cenazesinin ardından yaptığı ilk açıklamada, ““Benim çocuğum en azından hırsızlıkla suçlanmadı. En azından onuruyla gitti” dedi. Baba Sami Elvan yürütülen soruşmada aşama katedilemeyişine “Polislerin kimisi nerede görev yaptığımı bilmiyorum diyor. Kimisi biber gazı eğitimi aldım ama orada kullanmadım. Üç maymunu oynuyorlar. Sanki Berkin’i birileri uzaydan vurmuş” sözleri ile sitem etti.
Sami Elvan, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun polisin cenaze sonrası müdahalesinden önce kendisini aradığını ve cenaze töreni ile ilgili bilgi almak istediklerini söyledi. Valiye sitem ettiğini de ekleyen Elvan, “Vali’ye telefonla aradığında sitemde bulundum. Törenle ilgili bilgi almak istedi. Sizin programınız nedir dedi. Biz de anlattık. En ufak da ondan bir talebim olmadı. Başka bir Berkin vakası yaşanmasın, aile olarak bunu istiyoruz dedim” dedi.
Sami Elvan Başbakan Erdoğan’a Berkin Elvan’ı vuran polislerin adalet önüne çıkartılması için çağrıda bulunarak, “O Başbakana sesleniyorum. İstese benim çocuğumun katilimi 1 saat içinde getirir. Emri o verdi. Zaten polisler emir kulu” dedi. Elvan, "Evimin onune 1 ayakkabi kutusuna her sabah Berkin'in harcligini birakacam. Ihtiyaci olan alsin belki katili o zaman verirler bana" dedi.
CNN Türk'te Enver Aysever'in sunduğu “Aykırı sorular” programında konuşan Sami Elvan’ın açıklamaları şöyle:
Sami Elvan, “Bizim 9 aydır orada, hastanede en alt kademesinden tutundan da en üst kademeye kadar en ufak bir kuşkumuz yok. Berkin ile birlikte onlar da mücadele ettiler. Ama maalesef çocuk çok zayıfladı. Direnci azaldı. Beslenmedi, sadece mamayla besleniyordu. Yoğun bakımda makinelerle yaşıyordu.”
“Benim bildiğim sadece görgü tanıkları var. Polislerin kimisi nerede görev yaptığımı bilmiyorum diyor. Kimisi biber gazı eğitimi aldım ama orada kullanmadım. Üç maymunu oynuyorlar. Sanki Berkin’i birileri uzaydan vurmuş. Her şey ortada ama ortada bir suçlu yok. 9 ay sonra çocuğumuzu sonsuzluğa uğurladık ama hala ortada bir suçlu yok.”
“Vali’ye telefonla aradığında sitemde bulundum. Törenle ilgili bilgi almak istedi. Sizin programınız nedir dedi. Biz de anlattık. En ufak da ondan bir talebim olmadı. Başka bir Berkin vakası yaşanmasın, aile olarak bunu istiyoruz dedim. Sonradan çıkmış olaylar. Yeni haber aldık.”
“Eğer biz de bu ülkenin vatandaşıysak, bu bayrak altında yaşıyorsak, ben de bu devlete vergi veriyorsam, Berkin ekmek almaya gitti. O Başbakana sesleniyorum. İstese benim çocuğumun katilimi 1 saat içinde getirir. Emri o verdi. Zaten polisler emir kulu. Benim polisim destan yazdı dedi. Emri verdi. O 7 kişinin de durumu öyle. Mısır’da ölenler için diledi ama bizim için baş sağlığı dilemedi. Demek ki biz bu ülkenin vatandaşı değilmişiz. Berkin’in fenalaştığı güne kadar bizi devletin en alt kademesinden en üst kademesine kadar bizi kimsenin aramadığını biliyorum. Hükümet tarafından en ufak bir telefon dahi almadım. Günlük ya da saatlik haberlerini hastaneden alıyorlardı. Benden daha iyi biliyorlardı. Neden alıyorlardı onu bilemiyorum. Bugün başbakanımız ağzını açtığında dinden bahsediyor. Eğer ki vicdanı varsa benim çocuğumu öldüreni ortaya çıkarsın. Ben çıkaracağına inanmak istiyorum.”
“Berkin 2 yaşında geldi o mahalleye ve 14 yaşına kadar yaşadı. Benim o zamanki evim birinci kattaydı. Ne bir hırsızlık ne bir şey, en ufak bir sorun yaşamadım. Bilmiyorum niçin benim çocuğumu vurdular. 14 yaşında bir çocuğun siyasi düşüncesi olamaz. Nereye çekersen götürür. Bütün çocuklar dışarıdaydı. Ben demiyorum ki çocuğum Taksim’e gitmemiştir. Eğer oradaki insanlar suçluysa, eğer ekmek almaya gitmek suçsa benim çocuğum suçludur. Eşim, akrabalarım şu an komalık durumda. Benim de şekerim yükseldi. Durumum iyi değil.”
“Benim çocuğum en azından hırsızlıkla suçlanmadı. En azından onuruyla gitti.”
“Berkin çok sıcakkanlı, zeki bir çocuktu. Son zamanlarında biraz okulu aksatmıştı onu biliyorum ama ergenliğe girişine bağlıyorum. Öğretmenleri her gün yanıma gelip benimle birlikte aynı duyguları paylaşıp ağlamaktan kendilerini alamıyorlardı.“
“Daha önceden Denizler, İbrahimler, Mahirler yaşadı bu ülkede. Berkin de onlar gibi, Berkin artık herkesin çocuğu. Dün metrobüs duraklarında insanlar Berkin’in resimlerini gördüler. İnsanların nasıl çığlık attıklarını, kendilerini yerlere attıklarını gördüm. Kimsenin artık sokakta can güvenliği yok. Cenaze çok kalabalıktı. Milletvekilleri, sanatçılar… Her kesimden insanlar vardı. Sendikalar oradaydı. TÜSİAD açıklama yayınlamış, Güler Sabancı konuşmuş. Bunlar önemli şeyler.”
“Ben bundan sonra adalet için mücadele edeceğim. Şu an o kadar doluyum ki. Nerede ne gibi bir eylem yapılıyorsa, nereye başvuruluyorsa onu yapacağım. Zaten bitirmişler beni. Zaten beni öksüz bıraktılar. Benim evimin önüne bir ayakkabı kutusu istiyorum. Her gün Berkin evden çıkarken benden harçlık alırdı. Berkin’in harçlığını her sabah o ayakkabı kutusuna bırakacağım. O zaman belki Berkin’in katilini bulup getirirler.”
“Berkin herkesin evladı. Herkes üstüne düşeni yapmalı. Benim toplumdan tek istediğim bunları yapanların yargılanması. Gündemde tutulması. Başka bir istediğim yok.”
"Evimin onune 1 ayakkabi kutusuna her sabah Berkin'in harcligini birakacam. Ihtiyaci olan alsin belki katili o zaman verirler bana"