Berlinale'de uluslararası sinema eleştirmenleri tarafından Altın Ayı'nın favorileri arasında gösterilen filmler arasında Emin Alper imzalı "Kız Kardeşler" de bulunuyor. Ancak son sözü uluslararası jüri söyleyecek.69'uncu Uluslararası Berlin Film Festivali'nde büyük ödülü olan Altın ve Gümüş Ayılar Cumartesi akşamı düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak.Uluslararası sinema eleştirmenleri tarafından favori olarak gösterilen filmler arasında yönetmenliğini Nadav Lapid'in yaptığı "Synonymes" (Eşanlamlılar) bulunuyor. Berlinale kapsamında verilen bağımsız ödüllerden biri olan Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) ödülü de İsrailli yönetmenin filmi "Synonymes"a verildi.Navid Lapid, filmde kendi deneyimlerinden yola çıkarak, yeni bir ülkede kök salmanın zorluğunu ele alıyor. İsrail'den Paris'e gelen filmin baş kahramanı Yoav, İsrailli kimliğinden sıyrılıp, bir Fransız olmak için mücadele veriyor. Ancak, Yoav Fransız olmanın sandığı kadar kolay olmadığını anlıyor.Emin Alper'in "Kız Kardeşler"i favoriler arasındaUluslararası sinema eleştirmenlerine göre Altın Ayı'nın en güçlü adaylarından biri de yönetmenliğini Emin Alper'in yaptığı "Kız Kardeşler." Emin Alper'in üçüncü metrajlı filmi "Kız Kardeşler" kasabada yaşayan ailelerin yanına besleme olarak verilen ve yıllar sonra çeşitli nedenlerle köye dönmek zorunda kalan üç kız kardeşin hikayesini anlatıyor. Filmin senaryosu da Emin Alper'e ait. "Kendisini bir sinemacıdan ziyade hikaye anlatıcısı" olarak gördüğünü dile getiren Alper, kendisi için "hikaye yazmak ve hikayeyi filme çekmenin birbirinden ayrılamaz" olduğunu söylüyor.Emin Alper ilk uzun metrajlı filmi "Tepenin Ardı" ile 2012 yılında Berlinale'ye konuk olmuştu. Forum bölümünde gösterilen "Tepenin Ardı" ile Caligari ödülünü kazanmıştı.Uluslararası Berlin Film Festivali tarihinde iki Türk yönetmen Altın Ayı'nın sahibi olmuştu. 1964 yılında Metin Erksan "Susuz Yaz" ile 2010 yılında da Semih Kaplanoğlu "Bal" ile Altın Ayı'ya layık görülmüştü.Kadın yönetmen Teona Strugar Mitevska'nın filmi beğenildiBerlinale olarak bilinen Uluslararası Berlin Film Festivali'nin ana yarışmasında beğeni toplayan filmlerden biri de Makedon kadın yönetmen Teona Strugar Mitevska'nın "Gospod postoi, imeto i' e Petrunija" (Tanrı var, adı da Petrunya). Daha önce Berlinale'ye konuk olan Mitevska, filmde erkek egemen düzene karşı çıkan genç kadın Petrunya'nın mücadelesini anlatıyor. Petrunya, Ortodoks Hristiyanların 6 Ocak'ta kutladığı Epifani Yortusu'nda nehre atılan haçı çıkartmayı başarıyor. Ama bir erkek yerine bir kadının bu haçı çıkartması hiç hoş karşılanmıyor ve olaylar gelişiyor.Teona Strugar Mitevska 2007 yapımı "Jas sum od Titov Veles" ile adını duyurmuş, film aralarında Berlinale'nin de bulunduğu 80 festivale katılmış, 20'den fazla ödül kazanmıştı.Moğolistan yapımı "Öndög" favorilerden biri Çinli yönetmen Wang Quan'an imzalı "Öndög" de eleştirmenlerden yüksek puan alan yapımlardan biri. Film, Moğolistan bozkırlarında bulunan bir kadın cesedininin başında beklemek zorunda kalan bir polis memuru ile ona yardım eden çoban kadın arasındaki ilişkiyi konu ediyor.Birçok kez Berlinale'ye konuk olan Wang Quan'an 2007 yılında "Tu ya de hun shi" (Tuya'nın Evliliği) ile Altın Ayı kazanmıştı. Wang Quan'an 2017 yılında da Berlinale'de uluslararası jüri üyeleri arasında yer almıştı.Çinli yönetmenin filmi favori Çin bağımsız sinemasının öncülerinden sayılan Wang Xiaoshuai çocuklarını kaybeden bir anne-babanın dramı "Di jiu tian chang" (Elveda Oğlum) ile büyük beğeni topladı.Çin'de 35 yılı aşkın bir süre uygulanan tek çocuk politikasına da değinen film, oğullarını kaybettikten sonra başka bir kente taşınan, başka bir çocuğu evlat edinerek teselli arayan, ama acılarını unutamayan evli bir çiftin hüznünü anlatıyor.2001 yapımı "Shi qi sui de dan che" (Pekin Bisikleti) ile Berlinale'de Jüri Büyük Ödülü'ne layık görülen Wang Xiaoshuai, "Zuo You" (Aşka İnanırız) ile 2008 yılında En İyi Senaryo Dalı'nda Gümüş Ayı almıştı.17 yerine 16 film yarışıyorAlman kadın yönetmen Nora Fingscheidt'in ilk uzun metrajlı filmi "Systemsprenger" (Sistem Çökerten) ile Angela Schanelec imzalı "Ich war zuhause, aber" (Evdeydim, ama) adından söz edilen film oldu.Ancak uluslararası film eleştirmenleri ile uluslararası jüri üyelerinin beğenileri farklılık gösterebiliyor, bu nedenle Cumartesi akşamı Berlinale Palast'da düzenlenecek ödül töreninde Altın ve Gümüş Ayılar konusunda sürpriz yaşanabilir. Altın ve Gümüş Ayılar konusundaki son sözü jüri başkanlığını bu yıl Fransız aktris Juliette Binoche yaptığı uluslararası jüri söyleyecek.Berlinale'de Altın Ayı için 17 film yarışıyordu. Ancak Çinli yönetmen Zhang Yimou'nun "Yi miao zhong" (Bir Saniye) adlı filminin dünya prömiyerine birkaç gün kala, festivalden çekildiği açıklandı. Filmin Berlinale'ye katılmamasına gerekçe olarak filmin teknik nedenlerle tamamlanmaması gösterildi. Ancak, medyaya yansıyan haberlerde, Çin'deki Kültür Devrimi sırasında geçen filmin Pekin yönetimi tarafından sansüre uğradığı gerekçesiyle festivale katılmadığı iddia edildi.Zhang Yimou'nun filminin çekilmesiyle, Altın Ayı için yarışan film sayısı 17'den 16'ya düştü. Berlinale'de kadın sinemacılar Berlinale'de bu yıl toplam 400 film gösterildi. Bu filmlerin 191'inde kadın bir yönetmenin imzasının bulunması dikkati çekti. Altın Ayı için yarışan 16 filmden 7'si kadın bir yönetmene aitti.Berlinale, sinema sektöründe kadınların sayısını artırmayı hedefliyor. Bu nedenle, Berlinale Direktörü Dieter Kosslick uluslararası bir girişim olan "5050x2020" bildirisini imzaladı. Böylelikle 2020 yılına kadar Berlinale yönetiminde ve seçici komisyonlardaki kadınların sayısını erkeklerle eşit düzeye getirilmesi için çaba gösterilmesi kabul edildi. Bu bildiri uyarınca, Berlinale yönetimi, başvuran filmlerin kaçının kadın sinemacılara ait olduğuna dair bir analize de yayınlayacak.2019 yılı analizine göre, Berlinale'ye başvuran 7 bin 681 filmden 32,9'u kadın bir yönetmenin imzasını taşıyordu. Bu filmlerden 265'i üzerinde yapılan değerledirmeye göre, yüzde 37'si kadın bir yönetmene ait. Buna göre, Berlinale'ye bu yıl, kadın yönetmenlerin yaptığı başvurudan daha yüksek oranda kadın filmi kabul edildi.Kadın sinemacıların sektörde eşitlik talebiyle kurduğu ProQuote adlı dernek, Berlinale'de kadınların ön plana çıkmasını memnuniyetle karşıladı. Ancak bunun bir kereliğe mahsus olmaması gerektiğinin altını çizen dernek, kadın sinemacı sayısının yüksek olmasını değil, erkeklerle eşit olmasını talep ediyor. ProQuote, başlattığı kampanya ile sektördeki herkesin, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için ne yapabilirim sorusunu sormasını istiyor. Dernek, kadın yönetmenlere yüksek bütçeli filmler yapabilmeleri için imkanlar sağlanması, film setlerinde eşitliğe önem verilmesi, kadın teknikerlerin önünün açılması, filmlerde kadınlara yönelik klişelerden vazgeçilmesi gibi taleplerde bulunuyor.Jülide Danışman/Berlin© Deutsche Welle Türkçe