Berlin’de Gıda Haftası başladı

Berlin’de Gıda Haftası başladı

Berlin’e birkaç yıl geç gelmiş olmak şehre yeni taşınanlar arasında bilindik bir şikâyettir. Berlin’in birleşmeden sonra yeniden inşası sırasındaki çok düşük kira fiyatlarını, doksanların başındaki partileri ve kentsel nezihselleşmenin başlamasından önceki gerçek bohem havasını kaçırmışlardır. Ama lezzetli yemeğe ve çeşide önem verenler için Berlin’e birkaç yıl sonra gelmiş olmak doğru bir zamanlama sayılabilir.

Başlangıçta bir vahaydı

Mutfak danışmanı ve gece kulübü sahibi Cathrin Brandes Berlin’e 90'ların başında, Berlin Duvarı'nın yıkılması ve Almanya’nın birleşmesinden birkaç sene sonra taşındığında şehirdeki yemek kültürü çok iç açıcı değilmiş.

Ama turizm ve az miktardaki restoranların yardımıyla Berlin’in yemek kültürü gelişmeye başladı.

Bu, yeni başlamış bir akımdı ve Jörn Gutowski de gıda sektörüne atılmak için Berlin'i başlangıç noktası olarak seçmeye karar verdi.

2003 yılında Berlin'e taşındığında Brandes’in tarif ettiği gibi bir durumla karşılaştı. Yaşadığı mahalle Friedrichshain’da çok fazla restoran yoktu.

Gutowski o dönem insanların yemek için değil yemek yedikten sonra dışarı çıktığını söylüyor ve ekliyor: “Yemek yemek önceden aradan çıkarman gereken bir şeydi, içmeden önce biraz mideni doldurmak için.”

Berlin’de yemek yeni bir şölen

Bugünlerde Berlin’deki parti anlayışı daha çok yemeğin merkezde olduğu bir duruma dönüştü. Gutowski’ye göre eskiden Berlin’de gece hayatı söz konusu olunca bir sürü yenilik ile karşılaşılırdı ama o yenilikçi faktörler eskimeye başlayınca insanlar daha çok yemeğe yöneldi.

Bunun iyi bir örneği Friedrichshain semtindeki Neu Heimat Berlin Köy Marketi. Marketin sahipleri neredeyse 10 yıldır popüler bir kulüp olan Bar 25’i işletiyordu ancak sonra gıda sektörüne yöneldiler. Şimdi haftada bir gıda ürünlerinin satıldığı bir açık pazar düzenliyorlar.

Gıda pazarları ve Berlin Gıda Haftası

Neu Heimat Berlin Köy Marketi son yıllarda Berlin’in neredeyse tüm semtlerinde giderek artan pazarlardan sadece biri.

Perşembe Sokak Yemekleri adlı etkinliğin 2012’de başlamasından kısa bir süre sonra Bite Club, Dj’ler ve kokteyllerin eşlik ettiği bir pazar kurdu. Spree nehrinin yanında ve Arena gece kulübünün hemen dışında oluşu pazar konseptine biraz da parti atmosferi katıyor.

Berlin’in yemek çılgınlığının diğer bir kanıtı ise moda haftasının yiyeceklerle donatılmış hali gibi düzenlenen Berlin Gıda Haftası. Geçen sene konseptini tanıttıktan sonra, Berlin Gıda Haftası ekibi altı günlük bir program başlattı. Program yemek pişirme gösterileri, yemek kursları ve Bite Club tarafından düzenlenen brunch pazarını içeriyordu.

Berlin Gıda Haftası'nın kurucularından Alexander van Hesse etkinliğin Berlin’in yemek kültürünü dünya çapında tanıtmayı amaçladığını söylüyor: “Dünya henüz Berlin’in yemek kültürünün çeşitliliğini bilmiyor. Burada bir potansiyel var ve biz o potansiyeli tanıtmak için uğraşıyoruz.”

Yeni yemek trendleri oluşturmak

Berlin'e yayılmış olan gıda pazarları birçok yönden Smorgasbourg’daki yemek panayırlarını taklit ediyor. Ama şehir kendi trendlerini de oluşturmaya hazırlanıyor.

Bazı yemek girişimcileri tamamen dışarıya yönelirken diğerleri iç piyasaya bakmayı seçiyor ve geleneksel ürünlere olan ilgi de artıyor.

Berlin'in hemen hemen her yerinde sadece Alman peyniri satan Fritz Blomeyer ya da organik üretim yapan yerli çiftçilerin yöresel ürünlerini satan Culinary Misfists gibi marketler bulunabiliyor.