Taliban'ın Kabil'e girmesinin ardından ülkede belirsizlik hâkim. Afganlar ülkeyi terk etmeye çalışırken, Taliban ise "kapsayıcılık ve ılımlılık" vadediyor. Afganistan'da yaşananları ve olası senaryoları derledik.
Afganistan'da Taliban'ın başkent Kabil'i ele geçirmesinin ardından ülkede belirsizlik hâkim. Cumhurbaşkanı Eşref Gani ülkeyi terk ederken örgüt ülkede çatışmaların sona erdiğini ve savaşın bittiğini açıkladı.
Tüm bunlar olurken Taliban yönetimi altında yaşamak istemeyen çok sayıda Afgan, Kabil'deki Uluslararası Hamid Karzai Havaalanı'na akın ederek ülkeyi terk etmeye çalıştı. Taliban, "kapsayıcı ve ılımlı İslamcı bir hükümet" sözü veriyor, halk ve uzmanlar ise buna kuşkuyla yaklaşıyor. Afganistan'da yaşanan gelişmeleri beş başlıkta derledik.
Radikal İslamcı Taliban, 1990'ların başında Sovyetlerin çöküşünden sonra Pakistan'ın kuzeyinde ortaya çıktı. Hedefi şer'i hukuka göre bir düzen tesis etmek olan örgüt, milis gücü olarak faaliyet gösterdiği 1990'ların başından 1990'ların ortasına kadar ülkedeki yönetim boşluğundan faydalanıp büyüdü ve 90'ların sonlarına yakın neredeyse tamamını ele geçirdi.
Ülkeyi resmen yönettiği 1996 ile 2001 arasında, zina yapanlar ve katilleri halka açık infaz etmesiyle; hırsızlıktan suçlu bulunanların uzuvlarını kesmesiyle, kadınları baştan ayağa kapatan kıyafetler giymeye zorlamasıyla, kız çocuklarının okula gitmesini engellemesiyle ve müzik televizyon, sinemayı yasaklamasıyla akıllarda yer etti.
11 Eylül saldırılarının ardından Taliban'ı, El Kaide lideri Usama Bin Ladin'i saklamakla suçlayan ABD, Afganistan'a 20 yıl sürecek olan askeri bir operasyon başlattı. Aylar içinde Taliban'ın ülkedeki etkisini kırılsa da ABD öncülüğündeki uluslararası güçlerin ülkede kaldığı 20 yıl boyunca çatışma bitmedi.
Değerlendirmeler, ABD'nin Afganistan'dan askerlerini çekme kararının, ülkede Taliban'ın hızlı bir şekilde güçlenmesinin en büyük sebeplerinden biri olduğu yönünde. NATO misyonu kapsamında, Afganistan'da yaklaşık 2 bin 500'ü ABD'den olmak üzere 36 üye ülkeden 10 bine yakın asker bulunuyordu. ABD'nin Afganistan'dan sonra Irak'ı işgali, odak noktasınının Irak'a kaymasıyla sonuçlanmış, Taliban bu süreçte yeniden güçlenmeye başlamış ve zamanla kırsaldaki pek çok bölgeyi elinde tutar duruma gelmişti.
Bu arada daha önce başarısızlıkla sonuçlanan barış görüşmeleri, 2019 yılında yeniden başlamıştı. Görüşmelerde Taliban, ABD birliklerinin Afganistan'dan geri çekilmesini istemiş; buna karşılık "terörist grupların" Afganistan'da eylem yapmasını önleyeceğini vaat etmişti. Trump'ın halefi Joe Bidenise göreve geldikten üç ay sonra, Nisan ayında Amerikan askerlerinin Afganistan'dan çekileceğini duyurdu. Şimdi Afganistan'ı terk eden Cumhurbaşkanı Eşref Gani ise Taliban'ın hızlı yükselişinden askerlerin çekilme kararını sorumlu tutarak Washington'un Taliban ile Kabil hükümetini masada bir araya getirme girişimlerini "ithal ve aceleci" olarak tanımladı.
Tüm bunlar yaşanırken Taliban ilerleyişini sürdürdü. Bu esnada hükümetten üst düzey isimlere suikastler düzenlendi; vilayet başkentleri tek tek alındı. Zamanla ilerleyip başkent Kabil sınırına kadar gelen Taliban, 15 Ağustos'ta Kabil'e, kısa sürede de Başkanlık Sarayı'na girdi.
Pazar günü örgütün Kabil'e girmesiyle, ülkeden kaçmak isteyen binlerce Afgan Kabil Havaalanı'na akın etti. Sosyal medyaya yansıyan bazı video paylaşımlarında pek çok kişinin hareket etmek üzere pistte bekleyen uçakların üzerlerine çıktığı, hatta uçak havalanırken bu kişilerin düştüğü görüldü. Afganlar şeriatın yeniden tesis edilecek olmasıyla Taliban'ın geçmiştekine benzer uygulamalarını sürdürecek olmasından endişe ediyor.
Taliban'ın kırsaldaki pek çok bölgeyi almasıyla çoğu kadın yüz binlerce kişi, o dönem örgütün ele geçiremediği başkent Kabil'e göç etmişti. Ancak Kabil'in düşmesiyle endişe arttı. Ayrıca örgütün Amerikalılarla veya hükümete çalışmış kişileri infaz edecekleri korkusu da var. DW'ye konuşan Kunduzlu bir kadın polis memuru, "Bir kadın arkadaşımı polise katılmaya teşvik etmiştim. Taliban savaşçıları evine girip öldürdü" diyor. Takhar'dan kaçmak zorunda kalan Salime ise Taliban savaşçılarının ele geçirdiği bölgelerde camilere gidip dulların ve genç kızların savaşçılarla evlendirileceğini söylediğini aktarıyor.
DW'ye konuşan Salime, "Mücahitler, üç kızı olan ailelerde iki kızın evlendirileceğini söyledi. Korkup kaçtık. Evimiz basıldı ve yıkıldı. Sabah saat 2'de sadece bir çift ayakkabı ve kıyafetle kaçtık. Hiçbir şeyimiz kalmadı" diye anlatıyor.
Taliban, yeni yönetim yapısı oluşturulmadan önce yabancı güçlerin tümüyle ülkeyi terk etmesini beklediklerini söylüyor.
ABD'nin takvimine göre ülkedeki tüm askeri unsurlar 31 Ağustos tarihinde çekilecek. Reuters haber ajansına konuşan bir Taliban yöneticisi de savaşçılarına "Afganların günlük faaliyetlerine yeniden başlamasına izin verilmesi ve sivilleri korkutacak eylemlerden kaçınmaları" talimatı verildiğini kaydetti.
Şu an başkent sokaklarında Taliban'ın devriye gezdiği belirtiliyor. DW'nin konuştuğu Afganların bir kısmı, baskı ve yüzünden kaçmak zorunda kaldıklarını, günlük hayatlarının aksadığını anlatırken bir kısmı da örgütün şu ana kadar Taliban'ın sert bir eylemde bulunmadığını söylüyor. DW'ye konuşan ve Kunduz'da yaşayan Gulam Haydar, "Taliban savaşçıları eski hükümet yetkililerini hedef almıyor" derken bölgedeki son durumu, "Okullar kapalı. Taliban okulları uyuşturucu bağımlıları için rehabilitasyon merkezlerine çevirmeyi planlıyor" dedi. Kunduz'dan hiç ticari ve askeri uçuş olmadığını söyleyen Haydar, insanların gıda ve temiz su ihtiyaçlarını karşılayabildiklerini belirtti.
Öte yandan Taliban'ın iş yerlerine yönelik herhangi bir müdahelesi olmasa da çok sayıda insanın dükkanlarını açmaktan korktuğu belirtiliyor.
Afganistan'da bundan sonra ne olacağı belirsizliğini koruyor. Taliban, ülkedeki diğer yapılarla birlikte "kapsayıcı ve İslamcı bir hükümet" kuracağını iddia ediyor. Şu anda içlerinde eski hükümetten isimlerin de olduğu üst düzey siyasetçilerle görüşmeler yürütüyorlar. İslam hukukunun egemen olacağına vurgu yapılarak savaşın ardından "normal hayata dönüş için" güvenli bir ortam sağlayacaklarını taahhüt ediyor. Öyle ki, Taliban Afganistan'ın tümünde "genel af" ilan ederek ülkedeki kadınları hükümetlerine katılmaya çağırdı.
Taliban'ın kültür komisyonundan Enamullah Samangani verdiği bir televizyon röportajında, "İslami Emirlik kadınların kurban durumunda olmasını istemiyor. Şer'i hukuka göre hükümet yapısında olmalılar" açıklamasını yaptı. Ancak çoğu Afgan Taliban'a güvenmiyor, yeni yönetimin baskıcı ve sert olacağını tahmin ediyor.
Ülkenin adını Afganistan İslam Cumhuriyeti olarak yeniden değiştirmek istemeleri bunun bir işareti olarak okunuyor. Afgan milletvekili Raihana Azad'a göre hükümet ile Taliban arasında pazarlıklar sürse ve anlaşma sağlansa bile Taliban'ın sözünü tutacağının bir garantisi yok
. DW / DBN, HS © Deutsche Welle Türkçe