Beşiktaş Basın Sözcüsü: Lens'i kiralamak istiyoruz; Aboubakar için uğraşıyoruz

Beşiktaş Basın Sözcüsü: Lens'i kiralamak istiyoruz; Aboubakar için uğraşıyoruz

Beşiktaş'ın altyapı sorumlusu ve basın sözcüsü Metin Albayrak, Fenerbahçe'de kiralık olarak forma giyen ve performansıyla beğeni toplayan Jeremain Lens'i satın alma opsiyonlu olarak kiralamak istediklerini söyledi. Albayrak, Fenerbahçe formasıyla çıktığı 35 maçta 5 gol ve 16 asistlik katkı sağlayan 29 yaşındaki oyuncunun bonservisinin Sunderland'de olduğunun altını çizerek "Lens bizim geçen seneki transfer listemizde birinci önceliğimizdi, anlaştık. O arada devre arasında Çin'e gitme opsiyonu istedi. Başkan da 'Eğer bizi Çin'e gitmek için araç olarak kullanacaksa böyle bir şeyi kabul etmeyiz' dedi. Biz de vazgeçtik" açıklamasında bulundu.

Porto'dan kiralık olarak forma giyen Vincent Aboubakar'ın takımda kalması için uğraş verdiklerini belirten Albayrak, Senegalli golcü hakkında "Yaşı çok genç, bugün Avrupa'ya baktığınızda, dünyaya baktığınızda sayısal anlamda çok santrfor yok. Aboubakar'la şartlarımız uyduğu sürece devam etmeyi düşünüyoruz. Başkan bu görüşmeleri yönetiyor, Porto başkanı ile de önemli ve kritik bir toplantı yaptı" açıklamalarını yaptı.

Transfer gündemi, Oğuzhan Özyakup'un satılması ve Mario Gomez konularına da değinen Metin Albayrak'ın açıklamalarının tamamı şöyle: 

"Emeğin karşılığını şampiyonlukla almak çok güzel"

Çok şükür şampiyon olduk. Bir insanın tuttuğu takımın şampiyon olması kadar güzel bir şey yok .Çünkü taraftarsınız ve hele yönetici olduğunuzda her şey çok farklı oluyor, ayırt etmiyorum ama yöneticiyken kattığınız değer ve o emeğin karşılığını almak güzel ve çok mutluluk verici. Çok şükür iki senedir üst üste şampiyon oluyoruz. Beşiktaş tarihinde bu 3. üst üste şampiyon olduğumuz bir dönem. O yüzden böyle bir başarının içinde olduğum için ayrıca çok mutlu ve gururluyum.

Başarının sırrı iyi planlama, hedefleri doğru çizmek, çalışmak ve istikrar

Türkiye kendi şahsına münhasır zor bir lig. Ligi domine eden bizimle beraber 3 tane İstanbul kulübü, Trabzonspor ve Bursaspor var, Başakşehir var.Herkes şampiyon olmak istiyor. Bizim yakaladığımız başarının en temel etkeni iyi bir planlama ve hedefleri doğru çizmek, çok çalışmak ve istikrar ile süreklilik. Genelde bizde şöyle bir tabir var 'geldim bir çok transfer yaptım hoca da süper, tamam oldu.' Böyle bir şey yok. Günümüzde sürekli başarılı olan Avrupa kulüplerine baktığınızda hep istikrardan yana olmuşlar. Hoca istikrarı, takımın ana iskeletini bozmadan sağlanan istikrar var, ki o dönemde de baktığınızda, Gordon Milne dönemdeki takıma baktığınızda ana hatları hep aynı, sadece araya bir iki tane eksik olan yere transfer ve hoca aynı. Sonuç itibari ile ilk başta olmuyorsunuz ama sonunda oluyorsunuz ve bunun devamı geliyor. Biz de aynı şeyi yaptık. Şenol hoca aynı, takımın ana iskeleti aynı. Bu, beş senedir biz geldiğimizde kurulan takımın iskeleti. Sonunda tabi ki değişiklikler oldu ama müthiş bir planlama ve hedef var. Geçen seneki şampiyonluğumuz çok anlamlı çünkü stadımız olmadan 2.5 sene dışarda farklı statlarda oynayarak olduk son üç maça kadar. Bu sene için istikrar tamam, ama çok transfer yaptınız diye soru olabilir. Ama biz aslında yapmayacaktık. Mario Gomez ve Sosa bizim dengemizi bozdu. Yoksa biz Gomez ve Sosa ile devam edip 1-2 transfer yapacaktık, hedefimiz oydu. Ama ne zaman ki Gomez ve Sosa 'biz gitmek istiyoruz' dediğinde transfer sayısal olarak fazla oldu. O yüzde bizim bu sene yakaladığımız şampiyonluk çok daha anlamlı. Çünkü fazla getirdiğiniz oyuncu, yabancı oyuncu ile takım olgusu oluşturmak kolay değil. Sürekli başarı o anlamda birlikte olma, birlikte düşünme, birlikte hareket eme olgusunu yukarı çekmek gereken bir olay. O yüzden ben Beşiktaş'ın o 25 senelik arayı iyi değerlendiremediğini düşünüyorum. Hep arayışlar, transferler ve popülizm olmuş. Aslında çok büyük yanlış.

"Oğuzhan'a 15-20 milyonluk teklif gelirse..."

Biz bu sene de şayet bizden gitmek isteyen olursa mesela öyle bir düşüncemiz yok ama oldu da Oğuzhan'a 15-20 milyonluk çok büyük teklif geldi diyelim. Zaten bu büyük rakamları Avrupa'nın çok büyük takımları verebiliyor. Böyle büyük bir rakam geldiğinde hem kulübün menfaati hem Oğuzhan'ın önünü açma anlamında, çünkü Oğuzhan bugün genç ama tecrübeli, Beşiktaş'ın çok önemli futbolcusu, takım kaptanı ve çok sevdiğimiz bir oyuncumuz. O şartlarda giderse ne oluyor O'nun boşalttığı yere oyuncu almak durumunda kalıyorsun. O yüzden Oğuzhan'ı gidecek anlamında değil örnek anlamında söyledim. Bu işi yönetmekte bizim işimiz. Onun için söylüyorum sürekli başarı takım olgusu, birbiri ile iyi anlaşan takım ve hoca istikrarında geçiyor.

"Biz şampiyon olurken Gomez düşmemeye oynuyordu!"

Ben Mario'nun çok açık ve dürüst olduğunu düşünmüyorum o dönemde. Çünkü biz onu hep bekledik, başka bir B planımız yoktu. Santrafor arama anlamında başka bir strateji de yapmadık. Biz onunla ne zaman konuşmak istesek hep 'konsantre olayım Beşiktaş'ın şampiyonluğu var' dedi. Sonra Milli takımın Avrupa şampiyonası vardı orada görüşmek istedik, orada da 'hedefimiz final, şampiyonluk, ona konsantreyim' derken sonra bir anda 'ben gelmiyorum' dedi. Sonuç itibari ile benim şahsi fikrim herkesin birbirine karşı açık ve dürüst olması lazım, profesyonelce yapılan bir iş, kimse kimseyi zorla tutmuyor. Mutsuz olabilirsin, olmayabilirsin, oyalamaya hiç kimsenin hakkı yok. Ne bizim tarafımızdan ne futbolcu tarafından. 'Ben başka bir takıma gidiyorum' diyebilirsin. 'Teşekkür ediyorum siz bana büyük emek sarf ettiniz, ben iki sene önce yerlerde sürünüyordum. Ne kulüp bazında ne Milli takım bazında bir kariyerim kalmamıştı' diyebilirsin. Beşiktaş ona ne yaptı, tuttu elinden aldı. Ha bize de fayda sağladı tabi ki bu bir karşılıklı kazan kazan olayıdır. Ama sonuçta Beşiktaş ona yuvasını açtı bir emek sarf etti, Milli takıma yükseldi onun vasıtasıyla da gitti. Ama işte Allah'ın da bir hesabı var. Senin hesabın var ama Allah'ın da bir hesabı var. Yani bize 'Şampiyonlar liginde nasıl takım yapacaksınız, benim onu görmem lazım' derken bir anda gittiği takımda son maçta küme düşmekten kurtuluyorsun. Biz şampiyon olurken onlar küme düşmeme maçı oynadı. İşte Allah'ın kaderi, bir senede neler değişti. O yüzden ben kendi adıma söylüyorum Mario'nun bize yaptığı davranışları biz hak etmedik. Ona yapmış olduğumuz iyi niyetin karşılığını hak etmediğimizi düşünüyorum. O yüzden de kendisi kaderi ile baş başa kaldı.

"Mario Gomez bizim gündemimizde yok artık"

Türkiye'de şöyle bir intiba olduğunu düşünüyorum; Demba Ba bizim için çok önemliydi, gittiğinde taraftar çok üzüldü. Golcülüğü, kendine münhasır karakteri bize çok uymuştu. Gidince üzüldüler. Ama Mario gelince onun sportif anlamında o açığı kapattıktan sonra Demba Ba unutuldu. Tabii ki Mario golcülüğü ile Beşiktaş'a çok şey katmıştı. Herkesin aklında santrafor mevkii doldurulmadı gibi bir düşünce var, işte Mario gelince o mevkii doldurulacak gibi bir algı var. O yüzden de oraya bir yakıştırma oluyor. Başkan da bunu söyledi zaten, Mario bizim gündemimiz de yok artık.

"Aboubakar'ın kalması için uğraşıyoruz"

Sezon başında Aboubakar'ın hanımının bir pasaport problemi vardı ve 2 ay sonra gelebildi. Kendisi Fransızca konuşuyor ve başka lisanı yok. Bizim ekibimizde de ağırlık İngilizce, Almanca ve İspanyolca yani Güney Amerika tandanslı oyuncular. Buraya intiba etmekte çok zorlandı. Tam intiba ediyordu Afrika Kupası'na gitti, ordan şampiyon olarak geldi, geç geldi, sonra bizim açımızdan talihsiz 1-2 kırmızı kart gördü derken, sonra da eşi geldi burada ev tuttu, Beşiktaş'ı benimsedi. Biz o ara Fransızca bilen bir arkadaş aldık daha iyi ilişki kursun diye. O anlamda her gün üstüne koyarak çok katkı sağladı. Yaşı çok genç, bugün Avrupa'ya baktığınızda, Dünyaya baktığınızda sayısal anlamda çok santrafor yok. Olanlar var ama özellikler çok farklı, oyun felsefeleri değişiyor ama iyi oyuncularla zaten uzun kontratlar yapılmış ve tutuyorlar. Şimdi Aboubakar genç, çok güçlü, çok kuvvetli aynı zamanda ikili oynayabiliyor. Tek santrafor olarak ta, Cenk ile de ve sağ tarafta bile oynayabiliyor. O yüzden bu bizim için de bir avantaj. Hocanın da eli çok kuvvetleniyor çünkü her türlü oyun şeklini deneyebiliyor. O yüzden Aboubakar'la şartlarımız uyduğu sürece devam etmeyi düşünüyoruz. Başkan bu görüşmeleri yönetiyor, Porto başkanı ile de önemli ve kritik bir toplantı yaptı. Aboubakar biraz önce söylediğim gibi çok genç, potansiyeli var. Sonunda herkes kendi menfaatini düşünüyor. Onlar da bizde futbolcusunu oynatarak performansını yukarı çekmek istiyor.Sonuçta Porto'nun oyuncusu ama geniş bir kadroları var. Görüşüyoruz, bizim istediğimiz fiyatlarda uygunluk olursa tekrar kiralık ve satın alma opsiyonlu almak için başkan görüşmeler yapıyor, bu görüşmelerin sonuçlarını beklemek lazım. Gidebilir de kalabilir de ama biz kalması için uğraşıyoruz. Giderse de geçen sene Mario Gomez'deki gibi olmaz. İnsanlar yaşayarak tecrübeleniyor. Biz bu işi sonuna bırakmak istemiyoruz. Tek hedefimiz hocanın sezon başı kampına transferleri yetiştirmek. Sezon başı kampı çok önemli. Hocanın sezon başı kampı da meşhurdur. O kampı yemesi lazım ki sezonda sıkıntı olmasın. O yüzden de Aboubakar ile ilgili olursa hiç bir problem kalmaz olmazsa da hazırlığı var bizde.

"Oynayabilecekleri bir takıma gitmelerini sağlayacağız"

Basın Sözcüsü Albayrak kiralıktan dönecek olan oyuncular ile birlikte kadronun 32'nin üzerine çıkması ve Şenol Güneş'in 24-25 futbolcu ile çalışma ısrarı sorusuna ''Bizim hoca ile görüş ayrılığımız hiç olmadı.Sonunda bir futbolcu transferi çok kolay değil. Bir futbolcu transfer ettiğinde bu canının istediğinde bırakacağın bir şey değil Minimum 2-3 yıl 4 yıl sözleşme yapıyorsun. Şimdi kiralıktan gelecek olan oyuncular geçmişten kaynaklı sözleşmeli oyuncular sonuçta senin oyuncun. Atasözümüzdür 'her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır'. Hocamızın da yoğurt yiyişi bu saygı duyuyoruz. Kendisi sayısal olarak bu kadar futbolcu ile çalışmak istiyor. Bizim de bu yönde bir stratejimiz var. Ama dediğim gibi geçmişten gelen kontratlar.Mesela Pedro Franco, Milosevic gençti potansiyelliydi uzun vadeli kontratlar yapıyorsun , sonunda bunlar geri gelecekler, hocamız değerlendirecek takdir hakkı onun. Futbolcu oynamak ister, kenarda oturmak istemez mutsuz olur.Mutsuz olduğu ortamda da mutsuzluk verir, biz de o anlamda kadroyu sayısal olarak azaltmak istiyoruz. Teklifler var.Devre arasında gitmediler gayet normal bu. Çünkü devre arasında gidince orya uyacak mı o hoca orada kalacak mı gibi endişeleri oluyor. Biliyorsunuz Türkiye de de Avrupa”da da herkes skora bakıyor, top çizgiyi geçti mi iyisin, geçmeyince hoca gidiyor, o futbolcular da geri dönüyor.O yüzden devre arası değil sezon sonu gitmek istediler hep. Bir hayli oyuncu geri gelecek, onlarla ilgili stratejimiz var. Karşılıklı oturup görüşeceğiz oynayabilecekleri bir takıma gitmelerini sağlayacağız.

"Bütün Avrupa'nın gözü Beşiktaş'ın üstünde"

Şöyle söyleyeyim tabi ki şu anda bütün Avrupanın gözü Beşiktaş'ın üstünde.Kolay değil 2 yıl üst üste şampiyon olmak ve Avrupa da başarılı olmak. Bunda da başrol oyuncuların olduğu için oyuncularımıza teklifler var. Çok şükür bu da bizi mutlu ediyor yani iyi iş yaptığımızı gösteriyor. Teklifler geldiği için mutluyuz ama biz Beşiktaş'ın daha iyi yerlere gelmesini istiyoruz. Sürekli Türkiye'de şampiyon olacak ve Avrupada Şampiyonlar Liginde 2.turu çeyrek finali zorlamak istiyoruz, bunlar böyle bir günde olan şeyler değil. Ama Uefa'da hedef final ve kupayı kazanmak. Bu orta vadeli bir strateji,uzun vadelide de süreklilik arz edecek bir yapı olmasını istiyoruz. Oyuncularımıza gelen transfer teklifleri var bunları bu haftadan itibaren stratejik olarak masaya yatırıp planlamasını yapacağız.

"Lens bizim şartlarımıza uyarsa alırız"

Tecrübeli yönetici Lens transferi ile ilgili olarak ''Başkanımız da söyledi.Bizim geçen seneki transfer listemizdeki 1. önceliğimizdi ve anlaştık kendisi ile.O arada devre arasında Çin'e gitme opsiyonu istedi. Başkan da 'eğer bizi Çin'e gitmek için araç olarak kullanacaksa biz böyle bir şeyi kabul etmeyiz' dedi.Biz de o çerçevede vazgeçtik.Onlarda sonra Fenerbahçe ile anlaştılar.Ama şu anda Fenerbahçe'de kiralıktı.Sunderland satmak istiyor.Biz de satın almak değil satın alma opsiyonlu kiralık olarak almak istiyoruz. Olabilir mi olabilir, anlaşabilirsek olabilir. Ama olmayabilir de sonuçta bizim bir bütçemiz var ve o bütçe çerçevesinde hareket ediyoruz.Taraftarımız da sosyal medyada bize sürekli yazıyor işte onu alalım bunu alalım diye.Dediğim gibi 'gönlüm cennet istiyor ama günahlar el vermiyor' diye bir laf var ya bu da onun gibi bir şey. Lens, koşulları bizim bütçemize uygun olursa olur. Kesinlikle Fenerbahçe'ye karşı özellikle yaptığımız bir strateji yok.Bizim şu ana Fenerbahçe'den aldığımız Gökhan Gönül var, Caner'i Fenerbahçe'den değil İnter'den aldık.Başka da bir futbolcu yok.Lens olursa olur ama o da onların değil Sunderland'ın oyuncusu.'' ifadelerini kullandı.

"Oyuncu satmadan oyuncu alamıyoruz"

Maddi açıdan baktığınızda rahatız ama FFP bu sene de devam ediyor.Uefa'ya belili oyuncu bütçesi taahhütlerimiz var ve o bütçenin içinde hareket ediyoruz.Oyuncu transferi yapmak istiyorsak oyuncu satmadan oyuncu alamıyoruz.Kriterler aynı şeklide devam ediyor. Albayrak ' o zaman teklif geldiği söylenen Cenk , Oğuzhan, Tolgay, Quaresma, Adriano gibi oyunculardan bir veya bir kaçını satma zorunluluğu mu olacak sorusuna ise '' Sözümün başında bir şey söyledim.Büyük rakamlar gelirse düşünebiliriz.Biz şampiyon olduk, takımımızın önü açık oyuncularımız da mutlu.Bizim olayımız birilerini satalım birilerini alalım değil.Bizim bazı mevkilerde rekabet eksikliği olan bölgelerimiz var.Buralara kiralık oyuncu bakıyoruz.İki senedir zaten öyleyiz. FFP açısından bir rahatlamaya doğru gidiyoruz. Ama FFP bitse de biz geçmişten gelen borçları azaltmak için FFP kriterlerini bu kez kendimiz uygulamayı doğru buluyoruz.'' diye cevap verdi.

"Stoper sorunumuzun olduğunu düşünmüyorum"

Stoper sorunumuzun olduğunu düşünmüyorum.Rhodolfo iyi oyuncuydu ama çok büyük sakatlık geçirdi.Marcelo ve Alexis'i de aldık çok iyi işler yaptılar.Biz Türkiye'de çok çabuk bitiriyoruz, çok ta göklere çıkarıyoruz,ortamız yok.Bizim şartlarımız belli.Sonunda herkesin beğendiği oyuncular var herkes onlar olsun istiyor.Bu futbolcuları biz görüyoruz da Avrupa görmüyor mu.Sonuçta bizim bir bütçemiz var ona göre transfer yapacağız.Mesela Tosic bu sene çok başarılı oldu ve Avrupanın bile dikkatini çekti.Mitrovic'i aldık.O bizim için bir proje transferi 4 maç oynadı.Mitrovic çok zeki çok akıllı ayağı çok iyi olan bir oyuncu.O bölgede daha sert daha agresif oynayan oyuncular da var.Rhodolfo'yu satarsak bir stoper daha alabiliriz.

(DHA)