Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın verilerine göre bu sabah saatlerinde Beşiktaş'ın hava kalitesi "sağlıksız" olarak nitelendirilen "kırmızı" seviyeye yükseldi.
Bakanlığın Beşiktaş'taki ölçüm verilerini değerlendiren İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, "Hava kirliğinin oluşum nedeni araçlardan çıkan egzoz, evlerde ısınma amaçlı yaktığımız yakıtlar ve sanayi tesislerinden çıkan kirleticiler. Şu anda kış dönemindeyiz bu üçü de etkin durumda. Sabah saatleri trafik yoğun, bunlar atmosfere çıktığı zaman havaya karışıyor" dedi.
Bakanlıktan hava kalitesi 6 ayrı renkte gösteriliyor. Yeşil renk iyi, sarı renk orta, turuncu renk hassas, kırmızı renk sağlıksız, pembe renk kötü ve bordo tehlikeli olarak nitelendiriyor.
Bu sabah Beşiktaş'ta etkili olan kırmızı renk ve bu verilerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Hüseyin Toros, bütün şehirlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın hava kalitesi ölçüm istasyonlarının olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Bulunduğumuz şehirde havanın kalitesi nedir, hangi orandadır ölçülür. Bu ölçümler pahalı sistemler, hava örnekleri alınıyor, belli cihazlar ile içerisindeki kirletici miktarlarına bakılıyor. İçindeki toz miktarı, azot dioksit oranı, kükürt dioksit oranı, karbonmonoksit gibi değişik kirleticilerin miktarlarına bakılıyor. Bunlar 1 metreküp havada kaç mikron var, diye ölçülüyor. Fakat bizim bunu anlamız zor, onun yerine indeksler oluşturuluyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın internet sitesine bakarsanız orada 6 tane renkten oluşan skala görürsünüz. Yeşil, sarı, turuncu, kırmızı, pembe, bordo. Yeşil renkleri gördüğümüz zaman havanın gayet iyi olduğu, sağlığımıza olumsuz etkisi olabilecek herhangi bir ortamın olmadığı anlamına geliyor. Orada her türlü faaliyetlerimizde bulunabiliriz. İkinci durum orta seviye; bu iyi kadar güzel olmasa da, orta seviyede, idare eder anlamında, iyiye göre biraz daha düşük anlamına geliyor. Daha sonra turuncu renk hassas; adı üstüne hassas gruplar için. Bilhassa solunum yolu rahatsızlığı çekenler, kalp damar hastalığı ve buna benzer solunumla ilgili sıkıntısı olana vatandaşlarımızın uzun süre dış ortamda kirli havayı solumalarının vücutlarında olumsuzluklar oluşturabileceği anlamına geliyor. Daha sonra kırmızı renk var, sağlıksız. Aslında bu rengi gördüğümüz zaman, bulunduğumuz ilde veya İstanbul'da ölçüm yapılan 36 noktada, en yakın ölçüm yapılan yerde renk kırmızıysa hepimiz için sağlığımız anlamında olumsuz etki yapabileceği anlamına geliyor."
Prof. Dr. Toros, "Soluduğumuz zaman öncelikle bu kirli hava ciğerlerimize ulaşıyor. Bu yolla gelen parçacık maddeler, kalp damar sistemlerine kadar giderek sistemin komple çalışmasını zorlaştırıyor veya farklı şeylere yol açabiliyor. Akciğer kanserinin neredeyse 3'te 1'i hava kirliliğinden oluşuyor, kalp damar hastalıkları aynı şekilde. Hatta beyne, beyin inmelerine kadar yol açabiliyor. Aynı şekilde kirli veya zehirli gazlar var, mesela ozon, azot dioksit gibi kirletici gazlar da yine bizde başta tahrişle başlayarak vücudumuzda olumsuz etki yapıyor. Bu etki bir anda oluşan bir etki değil. Uzun vadeli olduğu için biz bunu doğrudan hissedemiyoruz. Hayat kalitemizde düşüşler şeklinde kendini hissettiriyor" diye konuştu.
Prof. Dr. Hüseyin Toros, "Hava kirliğinin oluşum nedeni araçlardan çıkan egzoz, evlerde ısınma amaçlı yaktığımız yakıtlar ve sanayi tesislerinden çıkan kirleticiler. Şu anda kış dönemindeyiz bu üçü de etkin durumda. Sabah saatleri trafik yoğun, bunlar atmosfere çıktığı zaman havaya karışıyor. Atmosferde yatay ya da düşey yönlü hava hareketliliği yeterince yoksa egzozlardan çıkan kirleticiler dağılamıyor ve yere yakın seviyede bunlar birikmeye uğruyor. Sabah saatlerinde daha çok oluyor bu" ifadelerini kullandı. (DHA)