Beşiktaş teknik direktörü Şenol Güneş, "Dayak yedim, 'Artistlik yaptı' deniyor. Son maçta top yüzüme geldi, 'bak numara yapıyor' denildi. Ne numarası, top yüzüme geldi. Düşseydim, yanmıştım" ifadesini kullandı.
Brand Week İstanbul’da konuşmacı olarak yer alan Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, siyah-beyazlı tribünlerin kendisine olan sevgisinden dolayı mutlu olduğunu ifade ederken, yaşadıkları başarıların üzerine çıkmak istediklerini ifade etti.
Brand Week İstanbul’da ‘Spor Kültürünü Resetlemek’ konferansında konuşmacı olarak yer alan Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, sözlerine vefatının 84. yılında Mustafa Kemal Atatürk’ü anarak başladı. Gösterdiği yol, saçtığı ışık, gençliğe verdiği vizyon adına Atatürk’e minnetlerimizi sunuyoruz” diyen Güneş, "Biz de daha iyi bir Türkiye için çok çalışmalıyız. Konumuz futbol. Spor ve sanat, dünyanın önemli iki olgusu. En güzel ortak değerimiz ve keyif olgumuzdur. Günümüzde endüstriyel bir durum olduğu için değişim de var. Bugün yeni dünya düzeni ve spor anlayışında o kadar çok şey değişti ki, bu değişime ayak uydurmazsanız, ayakta duramazsınız. Geçmişle yaşayamazsınız, geleceği düşünüp kaygı içinde olamazsınız. Ama geçmiş de var gelecek de var. Yokluktan, zorluktan çıkarken hepimiz savaşıyoruz. Eğitim görmeyen bir kaleci olarak, tesadüfen büyüyorduk. Hücumda oynuyordum, kaleye geçtim, sonra antrenör oldum ama hiçbir eğitim görmedim. Ama o yoklukta, o eksiklikte, ‘neden daha iyi yapmıyor’ diye suçlandık” dedi.
Milli takımdaki görevinden ayrılma süreci hakkında konuşarak devam eden Güneş, “Uluslar Ligi’ne başladığımızda seyirci yoktu pandemiden dolayı. Sonra Avrupa Şampiyonası başladı ve açıldı. Pandemi bütün dünyayı çok etkiledi ve etkileri sürüyor. Birçok işletme kapandı. Avrupa Şampiyonası’na katılmayı hak ettikten sonra, haziranda başlayan ve eylülde biten finaller, ardından da Dünya Kupası Elemeleri’nde ülkenin ne kadar etkilendiğini gördük. O dönemde görevden ayrıldıktan sonra insanlardan daha uzakta kendimi dinlemeye çalıştım. İsminiz ve konumunuz etrafta çok konuşuluyor. Trabzon’a gidince ‘Buraya niye geldi, kulüpte mi çalışmak istiyor’, İstanbul’a gelince ‘Hangi kulübe gelmek istiyor’ diyorlar. Bu adam nereye gitsin?” ifadelerini kullandı.
Herkese her yerde iftiralar atıldığını söyleyen Şenol Güneş, “Bir maçta dayak yiyorsunuz, 'artistlik yapıyorsun' diyorlar. Son maçta top yüzüme geldi, 'numara yapıyor' diyorlar. Allah’tan düşmedim, yoksa daha neler söylenirdi. 15 yaşında bir olaya şahit oldum. Sonra mahkemeye götürdüler beni, tanık oldum. Hakim bana 'Silah mıydı, tarak mıydı' dedi. O kadar baskı oldu ki, en son 'Galiba taraktı' dedim. Hukuk dün de bozuk, bugün de bozuk. Bugüne kadar hep kendimi yenilemeye çalıştım. İmkansızlıklardan şikayet etmek yerine kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Ben Beşiktaş’a ilk geldiğimde, oyuncularıma ‘Sizin bir çizginiz var, bu çizgide kalacaksak, burayı kapatıp gidelim' dedim. Bilgi alışveriş işidir. Oyun gibi, kenardan bir oyuncu orta yaptığında vuran yoksa, bir anlamı yoktur. Bahçedeki ayrık otlarını çoğaltmayın. Bunlar çoğalırsa, o bahçe kirlenir. Milli takımda şu anda sponsorların gittiğini görüyorum ve üzülüyorum. Geri çekilmeleri iyi bir şey değil. Sporun ekonomiye ihtiyacı var. Sponsora ihtiyaç var, bunun yönetilmesi ve marka değerinin korunması gerekiyor. Başarıyla beraber değerli sponsorlar geldi ama şu anda ayrılıyorlar” açıklamasını yaptı.
A Milli Takım’da turnuvada iyi gidilmediği dönemde bir değişiklik yapıldığını söyleyen Şenol Güneş, “Sonuç olarak turnuvada iyi gitmediğimiz dönemde değişikliği saygıyla karşılarım. Kurallara bağlı yaşamaya çalışırım. Federasyon bana bir görev verdi ama kötü sonuçlar geldiğinde, bunu başkasına mal etmeyi uygun bulmam. Turnuvanın ortasındaydık, başkan devam etmemi istedi ama bir gün sonra ayrılmamızın doğru olduğunu söylediler. Ben de ‘Takdir sizin’ dedim. Ama şunu söyleyeyim, bırakıp gitmedim. Hollanda maçında kötü bir oyun ve kötü bir sonuç gelmişti, istifa edip etmeyeceğim soruldu. Bu sadece sizin alacağınız bir karar değildir. Şimdi Beşiktaş’ta aynı şey oldu. Hoca gitti. Çok katkıları vardır mutlaka. Ben bazı şeyleri söyleyince ‘Eski hocayı suçluyor’ diyorlar. Hayır, ben sadece durum tespiti yapıyorum. Hocanın mutlaka katkıları vardır, eksikleri de vardır. Bu durum bizim için de geçerli. Geçmiş başarılar mutluluk ve gurur verir ama geride kaldı. Yeni başarılar almak, bu duyguları taraftara yaşatmak gerekir. Buna layık bir taraftar var. Onların sevgisini hayatım boyunca unutmam. Güzel işler yaptık geçmişte. Asıl önemli olan samimi bir sevgi oluşmasıydı. Kızanlar olsa bile, ben Trabzonspor’un temel taşlarından birisiyim. Stadın ismi değişebilir, benim ismim bana yetiyor. İsmi ben koymadım. Trabzonsporlu olmaktan asla vazgeçmem ama Trabzon’da aldığım değerleri, Beşiktaş’ta hayata geçiren bir insanım. Beşiktaş’ta sevgi, saygı, başarılar var. Bunu görmek isteyecekti taraftarlar ama ilk günden bütün tribünün desteğiyle, çölün suya kavuşması gibi bir duygu hissettim. Çok teşekkür ediyorum. Sporda ülkemize hizmet eden herkese karşı bunun yapılması gerektiğini düşünüyorum. Herkesin bir hikayesi ve kahramanları var” dedi. Güneş, sözlerini “Topumun ortak değerleriyle oynamanın kimseye yararı yok. Bu oyunlara gelmeyelim. Burada tek başınıza yaşamıyorsunuz. İnsanlar da aynı şekilde. Burada önemli olan insanı anlamak. Bunları baskıyla yapamazsınız. Sadece kavgaya sebep olursunuz. Türkiye Cumhuriyeti İlelebet Payidar Kalacaktır diyen Atatürk’ün yolunda gideceğiz” diyerek bitirdi.