Besine karşı ters yanıt, bir gıda maddesinde karşı beklenmeyen yanıt olarak tanımlanır. Bu beklenmeyen yanıt alerjik reaksiyonlara bağlı olabileceği gibi besin maddelerinin içindeki toksik (zehirli) maddelere, enfeksiyon ajanlarına ya da katkı maddelerine karşı ortaya çıkabilir. Ülkemizdeki sıklığı ile ilgili yeterince veri yoktur ancak ABD’de her üç aileden birinde bir kişide besin alerjisi olduğu, İngiltere’de ise erişkinlerin yüzde 20’sinde besin alerjisi olduğu rapor ediliyor. Besin maddelerine alerjik yanıt oluşabilmesi için alınan besin maddesinin sindirim sisteminde işlenmesi ve emilmesi gerekir. Bu yanıttan bizi koruyan birçok mekanizma vardır. Örneğin sindirim sistemindeki enzimler tarafından besin maddelerinin parçalanması, bağırsakların gıdaları aşağı iten hareketi, bağırsak duvarını kaplayan mukus ve bağırsak duvarının kendisi koruyucu rol oynar. Bunlar dışında bağırsak duvarında bulunan savunma sistemi elemanı hücreler ve lenf dokusu emilen gıda maddelerindeki alerjenlerin ters yanıt oluşturmasını engellemek için çalışır. Yine vücudumuzun korunmasından sorumlu olan hücreler gıda maddelerini tanıyarak onlara ters yanıt oluşmasını engeller (immunolojik tolerans). Ancak besin maddelerinin içindeki proteinlerin yeterince işlenmeden alınması ya da savunma sistemindeki bir hatadan dolayı besinlere karşı ters yanıt (alerji) oluşabilir. Ve bu yanıt her ne kadar bağırsak duvarında başlasa da tüm vücutta değişiklikler yaratır. En sık alerji yaratan besin maddeleri arasında inek sütü, yumurta, balık, midye, soya ve fıstık sayılabilir. Besin alerjilerinin bulguları tüm sistemlerde ortaya çıkabilir. Ciltte kurdeşen (ürtiker) benzeri döküntü ortaya çıkabilir ya da ciltte kuruluk, kaşıntı ve sulanma ile karakterize olan atopik dermatit görülebilir. Sindirim sisteminde ise ağızda kaşıntı ve ödem ile kendini gösteren ağız alerjisi olabilir. Bunun daha ilerisinde, bağırsak duvarında değişiklikler, yağlı ishal, kabızlık ve büyüme geriliği ile ortaya çıkabilir. Sindirim sisteminde kanama olabilir. Bebeklerde kolik dediğimiz gaz sancıları ile kendini gösterebilir. Solunum sistemindeki bulgular hem üst hem de alt solunum yolarını ilgilendirebilir. Besin maddesinin alımından sonra burun kaşıntısı, burunda akma ve hapşırma olabilir. Alt solunum yollarında ise astım bulguları ile ortaya çıkabilir. Anne sütü ile beslenme bu sıklığı azaltmada rol oynar. Besin alerjilerinin en ağır ortaya çıktığı tablo ise tüm organ sistemlerini tutabilen bulgular ile karakterize ve yaşamı tehdit edici anafilaksidir. Bu durumda tansiyon düşüklüğü, kalp atışında hızlanma, dolaşım bozukluğu, cilt, sindirim sistemi ve solunum sistemi bulgularının tümü eşlik edebilir. (cocukalerjikinigi.com)