Hiçbir besin tek başına mucize yaratmaz, hiçbir besin de tek başına suçlu değildir. Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, Milliyet gazetesinde yayımlanan yazısında (26.01.09), besinlerin özelliklerini anlatıyor: “Hiçbir besin tek başına mucize yaratmaz, hiçbir besin de tek başına suçlu değildir. İşte bu yüzden besinlerin özelliklerini bilmek gerek. Sağlık için hiçbir besin tek başına mucize yaratmaz, hiçbir besin ise tek başına suçlu değildir. Bu sözü yıllardır her fırsatta kullanırım, benim beslenmeye bakış açımı en güzel özetleyen cümle budur. Hiçbir besini iyi ve ya kötü diye sınıflandıramayız. Doğada bulunan tüm besinlerin farklı etkileri ve iyiliklerini öğrenmek ve genel beslenme içinde yer vermek en doğru seçimdir. Ne yediğiniz kadar, ne sıklıkta ve ne miktarda yediğiniz de çok önemlidir. Bu yüzden tek tip beslenmeden kaçınıp mümkün olduğunca çeşitlilik yaratmaya özen göstermenizi tavsiye ederim. Mutfakta sıkça yer alan bazı besinlerin önemli taraflarını sizler için seçtim: Soya: “Genistein” ve “daidzein” adı verilen isoflavonlar ile total kolesterolü, LDL kolesterolü ve trigliseridi düşürürken, HDL kolesterolü (iyi kolesterol) artırıcı etkisi olduğu düşünülmektedir. Ayrıca kansere karşı koruyucu etkisinden de bahsedilebilmektedir. Her gün alınan 60 gram soya, menopoz belirtilerinde de azalma sağlayabilir. Enginar: Enginarın en büyük özelliği, toksinleri temizleme yeteneğidir. Bu nedenle artirit ve romatizması olan hastalara özellikle tavsiye edilir. İçeriğindeki “cynarine” adlı maddenin, karaciğer ve safra kesesi fonksiyonlarına pozitif bir etkisi vardır. Bir porsiyonda (100 gramında) yaklaşık 53 kalori içerir. Üzümsü meyveler: Çoğumuzun yararlarını bildiği bu meyvelerin, içeriklerindeki “antosiyanidinler”le LDL kolesterolü (kötü kolesterol) azaltıcı etki gösterdiğini bilmekteyiz. Buna ek olarak, karsinojen maddelerin vücuttan atılmasında da görev alırlar. Yeşil veya siyah çay: İçeriğindeki flavonllerle LDL kolesterolü azaltıcı etki gösterebilir. Buna ek olarak, tümör oluşumu veya gelişiminde de azaltıcı rol alabilmektedir. Domates ve ürünleri: İçerdiği “likopen” adı verilen bir çeşit karotenle kan basıncını düşürebilir. Ayrıca servikal kanser, mide, akciğer ve prostat kanserlerine karşı koruyucu etkisinden de yararlanılabilir. Pırasa: Yemeklerimizde kullanılan bu sebzenin besleyici değeri çok yüksektir. Zeytinyağlı yemeğini yaparken pirinç değil de bulgur kullanılması, kan şekerinizle dost bir yemek yapmanızı sağlar. Posa miktarı yüksek olduğu için bağırsak çalışmasına yardımcıdır. Elma: Elmanın yoğun bir C vitamini kaynağı olduğu, belki de çoğumuzun bilmediği bir özelliktir. 100 gram elmanın antioksidan aktivitesi 1500 mg C vitaminine eşittir. Günlük olarak tüketilen 5 - 9 porsiyon sebze ve meyve de yine kolon, meme ve prostat kanserlerine karşı koruyucu etki gösterebilmektedir. Sarımsak: İçeriğindeki “dialil di sülfit bağları” ile kronik kalp hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterdiği kanıtlanmıştır. Günde en az 1 diş sarımsak yenmesi bile yarar sağlayabilir. Kolon ve mide kanserine karşı da koruyucu etki gösterir. Salatalar: Günlük beslenmemizde oldukça sık tükettiğimiz yiyeceklerdir. Salata yaptığımız çiğ sebzelerin yüksek su ve lif içeriğinin yanı sıra enerji değerlerinin düşük olması, kilo vermek isteyen pek çok kişinin salataya yönelmesini sağlıyor. Düzenli salata tüketimi; kolesterolü düşürücü etki gösterir, bağırsağı çalışmasını düzenler, tokluk hissi verir. İçeriğindeki vitamin ve mineraller; vücudun savunma sistemini destekler, vücutta gerçekleşen birçok kimyasal olayın oluşumuna katılır, vücuttaki elektrolit dengesinde önemli rol oynarlar."