AKP Sözcüsü ve seçim kampanyasını yürüten ekibin başındaki isim Beşir Atalay, yakın zamanda AKP’ye dönüşü ve 7 Haziran için aday olacağı iddiaları ile tartışma konusu olan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le ilgili, “İlk kez açıklıyorum, Gül’e adaylık teklifini ben götürdüm” dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kendisini yönlendirdiğini dile getiren Atalay, "Gül, teşekkür etti ama teklifi reddetti. Gül asla yeni bir parti kurmak için girişimde bulunmaz” ifadesini kullandı.
Atalay, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Melih Gökçek arasında yaşanan krize ilişkin olarak ise ''Çok yanlış buluyorum. Bir belediye başkanı olarak, Başbakan Yardımcımıza böyle şeyler söylemesi yanlıştı'' diye konuştu.
HaberTürk'ten Kübra Par'ın sorularını yanıtlayan (12 Nisan 2015) Beşir Atalay’ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
3 dönem kuralına takılan pek çok AK Partili isim Meclis’e veda edecek. Hazirandan sonra nasıl bir AK Parti göreceğiz?
Üç dönemlikler dediklerimiz, 13 yılın başarı öyküsüne imza atmış arkadaşlarımız. Kamuoyunun da yakından tanıdığı bu flaş isimlerin listede olmayışı eksiklik hissettiriyor ama AK Parti’ninki uzun bir öykü. Yeni liste de 13 yıllık birikimin özeti. 6 bin 223 aday adayımız vardı, hepsiyle tek tek mülakat yaptık. Seçmekte zorlandık.
Aday listeleri hazırlanırken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ne kadar katkısı oldu?
Bu süreçte Cumhurbaşkanı’mızın direkt etkisi olması mümkün değil, kendisi tarafsız bir konumda. Ama tabii ki Başbakan’ımızla sürekli iletişim halindeler. Aralarında istişare etmiş olabilirler.
‘Erdoğan’a yakın isimler aday olacak, Davutoğlu biraz etkisiz kalacak’ spekülasyonu yapılıyordu liste öncesi...
Tayyip Bey kurucu liderimiz ve sembolümüzdür. Ama bu tür işlerde esas olan partinin geleceğidir. Herkes partinin iyiliği için çalışır. Bu sefer de üzerinde iyi çalışılmış, dengeli bir liste ortaya çıktı. İsimler “şuna yakın, buna yakın” diye belirlenmedi. Örneğin Mücahit Arslan, Tayyip Bey’e yakın çalıştı ama partimizin de kurucularındandır. Benzer şekilde Aydın Ünal, Tayyip Bey Başbakan iken konuşma metinlerine yardım ediyordu ama iyi yetişmiş bir arkadaşımızdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın aday olması tartışma yarattı. Bu, akrabaların aday olmaması kuralına aykırı değil mi?
Hayır, bu durum akraba kuralına takılmıyor, çünkü Tayyip Erdoğan şu anda partimizin üyesi değil.
Erdoğan'ın, Berat Albayrak ile ilgili özel bir ricası oldu mu?
Benim bilgim yok. Partimizin üst kurulu aday olmasını uygun görmüş.
Onunla da mülakat yapıldı mı?
Tabii ki. Eski bakanlarla bile mülakat yaptık.
Aday gösterilmedikleri için size sitem eden oluyor mu?
Tabii, çok oluyor. Seçici kurul olarak aday listeleri açıklandıktan sonra ''Biraz ortadan kaybolalım'' deriz, telefonlara çok çıkmayız! (Gülüyor). Başbakan’ımız liste dışı kalan milletvekilleriyle 16 Nisan’da yemek yiyecek. Buna 'gönül alma' yemeği diyebiliriz. 17 Nisan’da da üç dönem kuralına takılanlarla bir yemek olacak.
Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek neden aday olamadı?
Tamamen akraba ilişkisinden, başka bir nedeni yok. ''Parti içinde 3. dereceye kadar akrabalığı olanlar aday gösterilmeyecek'' şeklinde karar aldık.
Gökçek-Arınç polemiği yaşanmasaydı sonuç farklı olur muydu?
Hiç ilgisi yok.
Melih Gökçek’in Bülent Arınç’a yönelik sözlerini nasıl karşıladınız?
Çok yanlış buluyorum. Bir belediye başkanı olarak, Başbakan Yardımcımıza böyle şeyler söylemesi yanlıştı.
Cumhurbaşkanı’nın çözüm süreciyle ilgili çıkışları karşısında Bülent Arınç’ın ‘Hükümetimizi ve kendisini yıpratabilir’ yorumunu nasıl karşıladınız?
Bu konuda tartışmaya girmem. Partimizin belirlemiş olduğu bir stil vardır.Bakanlar Kurulu’nda ve Merkez Yürütme Kurulu’nda her şeyi konuşuruz. Orada en çok itiraz edenlerden biri de benim. Orada karşı koyarım, ama dışarıda az konuşurum. Böyle şeylerin basın önünde konuşulmasını doğru bulmuyorum.
Erdoğan’ın, İzleme Heyeti ve Dolmabahçe buluşmasıyla ilgili çıkışları sizi şaşırttı mı?
Bu konuda bir iletişimsizlik olmuş olabilir. Şu an çözüm süreciyle ilgili görüşmelerin içinde değilim ama Cumhurbaşkanı'mızın görüş beyan etmesini normal görüyorum, çünkü bu bir devlet meselesi. Tayyip Bey emek verdiği bir konuda görüş beyan ediyorsa, bunu ani tepki olarak değerlendirmemek lazım.
''Dünyada başkanlık sistemini uygulayan çok iyi demokrasi örnekleri var. Esas olan demokrasinin tam gerçekleşmesi. Bunu kurabildikten sonra başkanlık sistemi tercih edilebilir. Türkiye’deki sorun hem Cumhurbaşkanı’nın hem de Başbakan’ın halk tarafından seçilmesi. Cumhurbaşkanı, seçildiğinde, “Aktif olacağım, odamda oturmayacağım” dedi. Nitekim yapıyor, ama bu uzun vadede sistemi tıkar. Gelecekte farklı görüşlere sahip bir Cumhurbaşkanı ve hükümet olduğunu düşünün, yürümez. Bunu çözmek zorundayız.''
Seçim için nasıl bir kampanya hazırlıyorsunuz?
AK Parti kampanyaları daima renkli ve büyüktür. Güler yüzlü ve pozitif bir kampanya olacak. Türkiye’yi hareketlendirecek yeni şarkılarımız ve sloganlarımız var. Tam bir demokrasi bayramı yaşanacak. Kampanyayı, başkanlığımda bir heyetle birlikte yürütüyoruz. Yine Erol Olçak’la birlikte çalışıyoruz. Birçok arkadaşımız da katkı sunuyor.
Abdullah Gül neden aday olmadı? Bir küskünlük mü var?
Küskünlük yok, aday olmak istemedi. Bunu burada ilk kez açıklayayım, Abdullah Bey'e adaylık teklifini ben götürdüm. Başbakan'ımız Davutoğlu bana ''Abdullah Bey'le görüş, tekrar aday olmak isterse başımızın üstünde yeri var'' dedi. Ayrıca listeler hazırlanırken katkısı olup olmayacağını da sormamı istedi. Bu mesajları kendisine götürdüm. Abdullah Bey her iki teklif için de teşekkür etti ama reddetti ve dışarıda kalmak istedi.
Dışarıda kalmak istemesini nasıl karşılıyorsunuz? Ona karşı biraz vefasızlık yapılmadı mı?
Vefasızlık olarak nitelemeyelim ama Abdullah Gül'e karşı partimizin ve hükümetimizin gerekli hassasiyeti göstermesi gerekir.
Bu hassasiyet eksik kalmış olabilir mi?
Doğrusu, çok fazla bir şey söylemek istemiyorum. Ama Abdullah Bey bizim için önemli bir profil. Çok emeği var. Nadir yetişen insanlardan biri, kıymetini bilmek lazım. Şimdiki durumu, biraz da hayatın getirisi... Partimizin yeni genel başkanının kim olacağı konusunda tartışmalar yaşandı, o zaman görüşlerimizi söyledik. İstişareler sonunda bir karar verildi ve şimdi yeni bir süreçteyiz. Görevimiz bu süreci iyi yönetmek.
Gelecekte siyasete dönebileceği konusunda bir işaret alıyor musunuz?
Türkiye siyasetine katkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Zaten bir vakıf kurdular ve think-thank gibi çalışacaklar. Oraya kendisinin siyasi görüşleri yansır.
Gül'ün yeni bir parti kurma ihtimali var mı?
Asla öyle bir şey olmaz. Abdullah Bey’de tam bir dava ahlakı vardır. Partiyi zayıflatacak bir davranış içinde olmaz.
Söyleşinin tamamı için tıklayın.