HDP’li Meral Danış Beştaş, “İktidar, Selahattin Demirtaş daha ne kadar cezaevinde kalmalı diye gün gün saat saat hesap yapıyordur eminiz. Demirtaş’ın yüzünden, sesinden, çağrısından korkuyorlar. Bu nedenle duruşma günü vermiyorlar” dedi.
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, cezaevinde tutulan HDP’li milletvekillerinin yargılanma süreçlerine ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Beştaş, “Bizimle ilgili takipsizlik kararı verilen hiçbir dava yok. Birçok ucube uygulamayı görmek mümkün. HDP ile ilgili ucube dosyaları basın yansıtmıyor” dedi.
Haziran seçiminden sonra iklimin bir anda değiştiğini kaydeden Beştaş, “7 Haziran’da partimizin 80 milletvekili ile Meclis’e gelmesi iktidarı paniğe sevk etti. Ardından özellikle Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri, partimizi terörize etme kampanyası başlattı” ifadelerini kullandı. Beştaş kendi partilerine yönelik saldırıların çöktürme planının parçası olduğuna dikkat çekti
Kendi partilerine yönelik hukukun işlemediğini söyleyen Beştaş, “Yargı irade gösterirse ya ihraç ediliyor ya açığa alınıyor. Milletvekillerimize yönelik uygulamalar hiçbir hukuk kuralıyla bağdaşmıyor” dedi. Beştaş devamında HDP ile ilgili ucube dosyaların basın tarafından işlenmediğini belirterek, “Normalde soruşturma dosyalarını savcılar hazırlar. Bizimle ilgili davalarda savcılık ifade almadan doğrudan dava açtı. Bizimle ilgili takipsizlik kararı verilen hiçbir dava yok. Birçok ucube uygulamayı görmek mümkün” diye belirtti.
Beştaş, Adalet Bakanlığı’nın savcılara gizli ibareli talimat gönderdiğini öne sürerek, “Eş Genel Başkanımız Demirtaş ile ilgili, Adalet Bakanlığı adıyla yazılmış 9 Eylül 2015 tarihli resmi belgede, ‘gereğinin takdir ve ifası ile yapılan işlen sonucundan ivedi bilgi verilmesini rica ederim’ deniliyor. Bu, Adalet Bakanlığının savcıya verdiği talimatın resmidir” şeklinde konuştu.
Dün Diyarbakır’da görülen HDP’ li Çağlar Demirel’in duruşması hakkında da konuşan Beştaş, “Çağlar Demirel hakkında verilen ana kararda mahkemenin "sanığın meclis çalışmalarından geri kalmadığı" diyor. Yani şunu söylüyor: "6 aylık tutukluluk yasama faaliyetlerini engellemiyor, benim iradem Meclis iradesinden üstün. Sen halkı temsil edemezsin." Peki yargı Meclis’in üstünde mi? Yargı nasıl milletvekilinin tutukluluk halini yasam dokunulmazlığı kapsamında değerlendirme cüretini buluyor? Hem de ortada Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı varken. Siirt Milletvekilimiz Besime Konca hakkında tahliye talep edilmiş ve mahkeme oy birliğiyle tahliyesine hükmetmiş. Başka bir mahkeme tutuklama kararı veriyor. Bu, dudak uçuklatan yargı pratiklerinden bir tanesi” şeklinde örnekler gösterdi.
Beştaş, “İdris Baluken oy birliği ile tahliye edildi. Sonra aynı mahkeme, aynı delilerle tutuklama kararı verdi. Lütfen 30 saniye empati yapın. Önünüzde 3 sayfa var, okuyup bir karar veriyorsunuz. Bir süre sonra itiraz ediliyor ve tamamen aynı dosyada 180 derece farklı karar vererek tutukluyorsunuz” diyerek, HDP’li vekiller hakkında verilen mahkeme kararlarında müdahalelerin olduğuna dikkat çekti. Beştaş devamında yargıyı suçlamadığını ifadelerine ekleyerek, “Yargıyı bu hale getirenleri tartışıyorum” diye tepki gösterdi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 202 gündür Edirne Cezaevi'nde olduğu hatırlatan Beştaş, “Neden Edirne Cezaevi'ne gönderildi” diye sordu. “Başka bir cezaevi yoktu sanki” diye devam eden Beştaş, “Mahkemeye ne zaman çıkacak, belli değil. Demirtaş’ın ara ara mahkemeye çıktığı haberleri basına yansıyor. Peki niye bırakılmıyor? Çünkü çıktığı bu davalar tutuksuz yargılandığı davalar. Tutuksuz olduğu davalar ışık hızıyla görülüyor” dedi.
“Tutuklanıyorsunuz ama yargılama bir türlü başlatılmıyor” diyen Beştaş süreci “Bu büyük bir garabet” şeklinde niteledi. Beştaş devamında şunları ifade etti:
“4 Kasım’da milletvekillerimiz ve eş genel başkanlarımız alındı. Demirtaş hakkındaki dava 3 ay sonra açıldı. 28 Nisan’a ilk duruşma için gün verildi ama bir şey oldu, birileri rahatsız oldu, müdahale oldu. Ne oldu? Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 22 Mart’ta güvenlik gerekçesiyle davanın Ankara’ya taşınması kararı alındı. Bu sırada Hakkari milletvekillerimizin davaları da, güvenlik gerekçesiyle Hakkari’den Diyarbakır’a alındı. Diyarbakır Mahkemesi güvenli değilse Hakkari milletvekilleri neden orada yargılandı? Demirtaş için neden güvenli değil? Bu sorunun yanıtı yok. Aklımızla alay ettirmeyiz, biz ne olduğunun farkındayız.”
Beştaş devamında “Sonra normalde Diyarbakır’dan Ankara’ya 1 günde gitmesi gereken dosya Ankara’ya 30 günde gidiyor. Saatte 1 buçuk kilometre hızla. Güvercinle gönderselerdi daha hızlı giderdi. Diyarbakır’dan Ankara’ya bir bebek gitseydi daha hızlı giderdi. Bu dosyayı neyle gönderdiniz? Söz konusu HDP olunca ‘yerine göre’ ışık hızıyla, ‘yerine göre’ emeklemeyle ilerliyor yargı. Figen Yüksekdağ ve Nursel Aydoğan’da ışık hızıyla, Selahattin Demirtaş örneğinde de emekleyerek ilerledi. Selahattin Demirtaş’ın tutuklu olduğu dosyanın davası ne zaman görülecek? Belli değil. Neden duruşma gününe kadar cezaevinde olacak” ifadelerini kullandı.
Beştaş son olarak şunları söyledi:
“Bugünlerde ‘Demirtaş’a neden duruşma günü verilmiyor’ diye sorsak; siyasi iktidar, "İşimiz çok, bu ara Demirtaş’ın konuşmaması gerek" diyecek. Çünkü Selahattin Demirtaş konuşursa oyunları bozulacak. İktidar, Selahattin Demirtaş daha ne kadar cezaevinde kalmalı diye gün gün saat saat hesap yapıyordur eminiz. Demirtaş’ın yüzünden, sesinden, çağrısından korkuyorlar. Bu nedenle duruşma günü vermiyorlar.”