Beste Açar: Babam Kayahan'ın kayıt cihazı kayıp, eşi İpek'e 22 senedir gelmeyen ilham şimdi geldi

Fotoğraf: Muhsin Akgün

Geçen yıl hayatını kaybeden Kayahan'ın kızı Beste Açar, usta şarkıcının eşi İpek Açar'la yaşadığı miras tartışması nedeniyle dört dava açtı. Beste Açar, "Babamın birçok şarkısı yarım kaldı. Evinde bir kayıt cihazı vardı. İpek evi taşıdı. Şimdi o cihaz ve şarkılar nerede bilmiyorum. İpek şimdi kendine ilham geldiğini söylüyor. 22 senedir gelmemiş. Eşini kaybetmeden gelseydi ilham" diye konuştu.

Hürriyet'ten Hakan Gence'ye konuşan Beste Açar, İpek Açar'la karşılaşırsa "Vicdanın rahat mı?" diye soracağını söyledi.

Hakan Gence'nin Beste Açar'la yaptığı söyleşi şöyle:

İpek Açar’a karşı açtığınız dört dava var. En başa sararsak... Bütün bunlar yaşanmadan önce İpek Açar’la aranız nasıldı?

- Şaşırtıcı ama çok iyiydik. Kardeşten öteydik. En yakın arkadaşım, tek dostumdu. Her şeyimi anlattığım biriydi.

Babanız sizden küçük biriyle evlendiğinde ne hissetmiştiniz?

- Tanıştıklarında İpek 17 yaşında, ben 19 yaşımdaydım. Okuldaki arkadaşlarım bununla ilgili kötü şeyler söyleyince üzülüyordum tabii. Kafamda ve kalbimde onları bir araya getirmekte zorlandım. Ama evlenmeden önce altı yıl bir hayatı paylaştılar, evlerine çok gidiyordum. Evlendiklerinde artık alışmıştım. İpek’i çok sevdim. Babamı kaybettikten birkaç gün sonra en sevdiğim insanın planlar kurduğunu öğrenince nasıl üzülmezsin?

Kardeşinizle görüşüyor musunuz?

- Hayır. Beni aramıyor. Ben aramayı çok isterim ama annesiyle yaşadığı için ona neler anlatıldığını bilmiyorum. Nasıl bir tepkiyle karşılaşırım kestiremediğim için arayamıyorum.

Sizce babanız yaşananları görse nasıl tepki verirdi?

- Bunu en iyi İpek bilir. Bir insanla 22 yıl geçirmişsin. Beni vekâlet için babamın ölümünden altı gün sonra değil de bari 22 gün sonra çağırsaydın. Bence bunlar planlanmış şeyler... Bir insan eşini kaybettikten birkaç gün sonra ‘Dur ben bunu yapayım’ demez. Babam akciğer kanseriydi. İlk öğrendiğinde doktorlar “Altı, maksimum sekiz ay yaşar” dedi. Ama o 18 ay mücadele etti. Benim fikrim, hepsi o süre içinde organize edilmiş şeyler. Kendi menfaatlerini korumak istedi herhalde.

Aslı Gönül’ün doğduğu 2000 yılında, babam ve İpek’in Levent’teki evindeyiz... Bu kare yemekten sonra çekildi. Yerde bağdaş kurup eline gitarını alır, yeni şarkılarını dinletip fikrimi sorardı. Fikirlerime çok önem verir, kendisinden bile iyi şarkı sözü yazarı olabileceğimi söylerdi. 

Şimdi İpek Hanım’la karşılaşsanız ona ne dersiniz?

- Vicdanın rahat mı?

Peki babanızı görseniz?

- “Buralar bildiğin gibi değil artık baba. Herkes, her şey yalan oldu, yalan” derim.

Bütün bu yaşananlardan utanıyor musunuz?

- Beni çağırıp mahkeme açmama vesile olduğu için yaşananlardan o utansın. Öyle bir hava yaratıyor ki sanki ben miras avcısıyım, o da babamın koruyucu meleği! Sanki ben ona ‘Gel, her şeyi bölüşelim’ dedim. Beni hemen çağıran, babamın acısını yaşatmayan oydu.  

İpek Hanım kısa süre önce albüm çıkardı. Kayahan onun bir albüm yapmasını çok mu istiyordu?

- Onların tanışmalarına vesile olan, İpek’in şarkı söyleme isteğiydi. Yıllar önce babamın şarkılarından bir albüm çıkardılar. Sonra babam hep “En önemli meslek annelik. Bırakın bu işleri, çocuklarınıza bakın” dedi. Bu onların en büyük kavga sabepleriydi. İpek -eğer vicdanı varsa- bunu itiraf etsin! Babam, İpek’in albüm yapmasını hiç gönülden istemedi.

İpek Hanım, Kayahan’a duyduğu sevgi ve özlemle bir şarkı yazdığını söyledi...

- Babamın birçok şarkısı yarım kaldı. Evinde bir kayıt cihazı vardı. İpek evi taşıdı. Şimdi o cihaz ve şarkılar nerede bilmiyorum. İpek şimdi kendine ilham geldiğini söylüyor. 22 senedir gelmemiş. Eşini kaybetmeden gelseydi ilham...  

Kayahan’ın yakında olacak doğum günü etkinliğine davet edildiniz mi?

- 29 Mart’ta halka açık, ücretsiz bir ‘İyi ki Doğdun Kayahan’ konseri var. İpek ve Nilüfer, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte hazırlıyor. Beni uzun süre aramadılar. Sonunda belediyeden davet geldi. Katılmak istediğimi ve babama o gece bir hediyem olacağını söyledim. Bir saat sonra bir telefon geldi ve bununla ilgili İpek’ten izin almam gerekiyormuş. Babamın doğum günü için yapılan bir organizasyonda bir şey yapmak için İpek’ten mi izin alacağım? Gitmeyeceğim...

Nedir o hediye?

- Sürpriz bir şarkı.

Nilüfer’e kırgın mısınız?

- Değilim desem yalan olur. Çok anılarımız vardı. Arayıp yaşananları benden de dinlemesini isterdim. Hayatta her şey menfaat için olmamalı.

Kayahan’ın şarkılarının hakları artık İpek Açar’da mı?

- Hikâyeyi başından itibaren anlatmak istiyorum. Tamam...

- Babamı kaybetmemizin üzerinden altı gün geçmişti. Doğalgaz, elektrik, telefon gibi şeylerin ödemeleri ve prosedürler için gerekli belgeleri ve vekâleti imzalamak üzere İpek beni Acarkent’e çağırdı. “Paramız kalmadı, bankada sadece 207 bin lira var. Babanın şirketinde de bir şey yok. Sadece iki araç ve Gömeç’teki ev” dedi. Vekâleti uzattı ve “Yarın imzalayıp getir” dedi. Kalkmama yakın da babamın, şarkılarının haklarını ona bıraktığını söyledi. İnanamadım!

Nasıl olmuş?

- Anlattığına göre; babam hastalığını öğrendiği günlerden birinde İpek, babamın avukatıyla birlikte bir devir belgesi hazırladığını görmüş. Babam ona “Şarkıları sana bırakıyorum” demiş ve imzayı attırmış. Ama babam bize bir şey söylemedi. Bir karar verdiğinde hepimizi oturtur, kamerayı açar ve konuşurken her şeyi kayıt altına alırdı. Hatta 2011’de Hülya Avşar’ın programına konuk olduğu bir kayıt var: “Şarkı hakları önemli bir konu, hayatta olmadığımda onlar eşim, kızlarım ve torunlarım için çok şey ifade edecek” diyor. Sonuç ne oldu?

- Yeni bir avukat bulduk. Önce babamın sağlığında neyi var, neyi yoktu, onun tespiti için dava açtık. Avukatımız şarkıların devrine dair belgeyi talep etti. Ama dört ay boyunca o belge bize verilmedi. Sonunda MESAM’a yazdık ve bir devir belgesi elimize ulaştı. Ama üzerindeki devir tarihi  13 Şubat 2015. Oysa İpek’in bahsettiği tarih, 23 Ekim 2013. Ayrıca 13 Şubat gecesi babamın takılıp düştüğü bir geceydi. Ardından İpek, “Bu da vardı” diyerek bir belge daha çıkardı. O da 14 Şubat tarihinde babamın bilinmeyen şarkılarının İpek’e devredildiğini gösteren bir belge. O gün babamın son konseri vardı. Gün boyu yanındaydık. Hiçbir şey söylemeden, o haldeyken devir işlemleri mi yaptı yani?

445 bin liranın babanız uyutulurken İpek Hanım’ın üzerine geçirdiğini iddia ettiniz...

- İddia değil. Avukatım aracılığıyla banka hareketleri alındı. Babamın genel vekâletnamesi sağ kolu Zülfikar Abi’dedir. O para onun elindeki vekâletle çekilmiş. Babam o sırada talimat verecek durumda değildi. Zaten avukatları aracılığıyla yaptıklarının yanlış olduğunu kabul etti. Ama bir ödeme yapılmadı.  Peki bu son dava... “Babam benden mal kaçırdı” dediniz...

- Ne kadar can acıtan bir cümle. Bunu dediğimi iddia edenlere hakaret davası açacağım. Acarkent’te bir ev var. Orası babamın evi. Kimin parasıyla alındı? Mahkeme tapuya tedbir koyduysa demek, benim o evde hakkım varmış.