Beyaz Saray: İran yalan söyledi

Beyaz Saray: İran yalan söyledi

İsrail Başbakanı Netanyahu'nun İran'ın nükleer programı hakkında yaptığı açıklamaların yankısı sürüyor. Konuya ilişkin açıklama yapan Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders, Beyaz Saray'ın Netanyahu'nun çabalarını "kesinlikle desteklediğini" söyledi. Sanders, Netanyahu'nun Beyaz Saray'ı açıklamalar konusunda önceden bildirdiğini ifade etti.

Sanders, İran'ın nükleer programının nükleer anlaşmanın imzalandığı 2015'te taahhüt edilenden "çok daha kapsamlı" olduğunu ifade etti. Sanders, "Sorun şu ki anlaşma çok yanlış bir varsayıma dayanıyordu. İran baştan sona yalan söyledi" dedi. Sanders sözlerini şöyle sürdürdü: "Dürüst olmayan aktörler vardı; anlaşma doğru olmayan şeyler üzerine inşa edildi. İran'ın nükleer kapasitesinin o dönemde öne sürülenden çok daha kapsamlı ve gelişmiş olduğu bir gerçek" dedi.

IAEA: İnandırıcı kanıtlar yok

İran'la BM Güvenlik Konseyi'nin veto yetkisine sahip beş üyesi ve Almanya arasında 2005 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın akıbetine ilişkin ABD Başkanı Donald Trump'ın kararı beklenirken, İsrail'in İran'a yönelik suçlamalarına ilişkin olarak Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'ndan (IAEA) bir açıklama geldi.

Kurum konuyla ilgili Viyana'da yaptığı açıklamada, İran'ın "atom bombası üretmek üzere nükleer program yürüttüğüne dair 2009 yılından bu yana inandırıcı kanıtlar bulunmadığı" duyurdu. Kurumun bir sözcüsü açıklamasında, kurumun görevinin güvenlikle ilgili bilgileri değerlendirmek olduğunu söyledi. Sözcü, "Ancak bu bilgilerle bağlantılı soruları kamuoyu önünde tartışmak IAEA'nın görevi değil" şeklinde konuştu.

İran'dan İsrail'e yanıt

Öte yandan İran da İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Tahran'ın taahhütlerine karşın gizli bir nükleer programı olduğuna ve nükleer başlıklı füzelerin menzilini genişletmeye çalıştığına dair iddialarını geri çevirdi. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Pazartesi akşamı Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Netanyahu'nun iddialarının "Uluslararası Atom Enerji Kurumu'nun daha önce incelediği ve yeniden gündeme getirilen eski suçlamalar olduğunu” ifade etti. Zarif ayrıca ABD Başkanı Donald Trump'ı da Netanyahu'nun suçlamalarını sahiplendiği gerekçesiyle eleştirdi.

Netanyahu'nın iddiaları

Netanyahu dün dile getirdiği suçlamaların, İsrail gizli istihbarat birimlerinin Tahran'daki "gizli bir arşivden” ele geçirdiği on binlerce belgeye dayandığını iddia etmişti. Netanyahu ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi ve Almanya ile İran arasında 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın, hiç imzalanmaması gereken "korkunç bir anlaşma” olduğunu söylemişti. Bu anlaşma, İran'ın en az 2025'e kadar nükleer programının en önemli bölümlerinde kısıtlamaya gitmesine karşılık Tahran'a yönelik uygulanan uluslararası yaptırımların kaldırılmaskını öngörüyor. Netanyahu iddiaların dayandırıldığı belgelerin doğruluğunun ABD tarafından teyit edildiğini de kaydetmişti.

Ortadoğu turu kapsamında pazar günü Netanyahu ile görüşen yeni ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da İsrail Başbakanı'nın basın toplantısından sonra yaptığı açıklamada, sunduğu belgelerin gerçek olduğunu ve önemli bölümünün de ABD'li yetkililer için yeni olduğunu ifade etti. Pompeo, bu belgelerin nükleer anlaşmanın "iyi niyete ve şeffaflığa dayanmadığını” ortaya koyduğunu söyledi.

ABD'nin anlaşmadan çekilip çekilmeyeceği belirsiz

ABD Başkanı Donald Trump ise Netanyahu'nun basın toplantısında sonra yaptığı açıklamada, dile getirilen iddiaların İran hakkındaki görüşünde "yüzde 100 haklı olduğunu” gösterdiğini belirtti. Nükleer anlaşmayı "korkunç” olarak nitelendiren Trump, ABD'nin anlaşmadan çekilip çekilmeyeceğine dair bir bilgi vermedi, ancak yeni bir anlaşmanın hazırlanabileceği ihtimalini dile getirdi.

Trump'ın 12 Mayıs tarihine kadar, ABD'nin İran'a uygulamayı durdurduğu yaptırımlar konusunda bir değişiklik olup olmayacağına karar vermesi gerekiyor. Bu karar, fiilen Washington'ın nükleer anlaşmadan çekilip çekilmeyeceği anlamına da gelecek.

Anlaşmanın diğer ortakları devamından yana

Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere ise anlaşmanın yürürlükte kalması yönünde ABD'ye yönelik çağrılarını yineliyor. Geçen hafta Trump'ı ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel de anlaşmaya bağlı kalınması yönünde çağrı yapmışlardı.

Pazartesi günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmesi yapan Macron, Putin ile görüşmesinden sonra Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, İran'ın "hiçbir zaman nükleer silaha sahip olmaması gerektiği” konusunda görüş birliği içinde olduklarını belirtmişti. Netanyahu ile bir telefon görüşmesi yapan Putin de Rusya'nın anlaşmaya sadık kalınmasından yana olduğunu vurgulamıştı.

© Deutsche Welle Türkçe

dpa,AFP,DW/AÜ,BÖ,GY