Hürriyet Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı Beyaz Saray Muhabirleri Derneği’nin 100’üncü yıl geleneksel yemeğine katıldı.
Doğan Sabancı’nın Amerikan Başkanı Barack Obama’nın nükteli konuşması ile basına yansıyan geceye ilişkin Hürriyet'te yer alan izlenimleri şöyle:
Yeryüzünde paranın satın alamadığı bir şey var mıdır?
Namus, şeref, aşk vs. gibi zaten üzerinde fiyat etiketi olmayan şeylerden bahsetmiyorum.
Üzerinde fiyatı yazan, somut bileti olan, ama satın almaya kalktığınız zaman bulunamayan şeyler de var.
Bir medya mensubu için de hayatta parasıyla satın alamayacağı yemek Beyaz Saray Muhabirleri Derneği’nin 100. Yıl Geleneksel Yemeği’dir.
Bu yıl bu yemek için 2 bin 500’den fazla bilet satışa çıktı, ama bu biletleri karaborsadan bile bulmak mümkün değildi. Çünkü dünyanın en büyük medya kuruluşları bu biletleri alıp, özel davetlilerine verdi. Davetliler dünyaca tanınmış ve ülkelerinde çok etkili olan medya kuruluşlarından seçildi.
Bu yıl yemeğe davetli dünya medya devleri arasında Türkiye’den sadece Hürriyet vardı.
Beyaz Saray Muhabirleri Derneği’nin geleneksel yemeğini bu kadar önemli yapan unsur Amerikan başkanlarının senede bir kez tüm medyanın önünde sahneye çıkıp kendisi hakkında yıl içinde yazılıp çizilenlerle alay etmesidir. Çuvaldızı bazen kendisine, bazen medyaya batırdığı nükteli konuşmalar yapar. Benim için bu konuşmalar basın özgürlüğü ve demokrasinin yanı sıra birlikte yaşama kültürünün sahiplenildiği önemli anlardır.
Dünyanın en büyük haber ajansı Associated Press’in daveti üzerine Hürriyet’i temsilen ben, eşim Ali Sabancı’yla birlikte cuma günü Washington’a uçtuk. Giderken böyle önemli bir geceye katılacağım için heyecanlıydım. Ancak gecenin sonunda biraz hüzünlüydüm. Amerika’nın herkesin sesini duyurmasına fırsat veren, ifade özgürlüğüne sımsıkı sahip çıkan kültürünü çok canlı yaşamıştım.
Obama medyayı, medya Obama’yı acımasızca eleştirmiş, ancak eleştiri dili 2 bin 500 kişiyi kahkahaya boğmuştu. Ev sahiplerimizle vedalaşırken ‘Böyle bir gece Türkiye’ye çok yakışır’ diye düşündüm.
Yıllardır medyadan izlediğim bu davetin 100. yılına katılacağım için heyecanlıydım. Ancak Washington’daki Four Seasons Oteli’ne check-in yaptırdığımız anda heyecanım ikiye katlandı. Otel son dönemlerde çok izlenen Scandal, House of Cards, Veep dizilerinin film seti gibiydi. Hollywood’un yanı sıra ABD politika ve medya dünyasının önemli isimleri vardı.
İstanbul’daki kuaförüm saç ve makyajımı kaldığımız otelde ayarladığını söyledi. Meğer Washington’ın en meşhur kuaförü 15 yıl önce İstanbul’dan giden İsmail olmuş. Madeleine Albright’tan Ariana Huffington’a kadar birçok ünlünün kuaförü. Emin ellerde olduğumu bildiğim için rahatladım. İsmail’in makyözü Chris aynı zamanda Michelle Obama’nın makyözü. Benden sonra çıkıp First Lady’ye gideceğini söyledi. Michelle Obama’ya ne kadar sıklıkta makyaj yaptığını sordum. 365 gün dedi. Yurtdışı seyahatlerine de kendisini götürüyormuş.
Gece her yıl olduğu gibi, Reagan’ın vurulduğu Washington Hilton Oteli’nde saat 18.00’de başladı. Önce Associated Press’in özel kokteyline katıldık. Bizimle birlikte AP’nin Türkiye Sorumlusu Zeynep Alemdar da var. 2 bin 500 davetli içerisindeki sadece 3 Türk’üz. Davetliler çoğunlukla Amerikalı olmalarına rağmen tuhaf bir kopukluk var. Işıltılı Hollywood yıldızlarıyla konservatif Washington politikacıları bir türlü uyumu tutturamamışlar. Gecenin en zarif kadınlarından biri pembe taşlı, sırt dekolteli elbisesiyle IMF Başkanı Christine Lagarde’dı. Zeynep Alemdar’a ‘Ne de olsa Fransız, şıklığı biliyor’ diyorum. Zeynep de, ‘Haklısın ama elbisesinin eteği biraz kısa’ diye ekliyor. Gülüşerek salona geçiyoruz.
Amerikan medyası Obama’ya ‘Katil Komedyen’ adını taktı
Burada herkesin konuştuğu konu şu: Başkan Obama, bu yıldan itibaren Beyaz Saray Muhabirleri yemeğine ağırlığını koydu.
Bu yılki en büyük yenilik Oscar töreninin kırmızı halı bölümünün televizyondan canlı yayınıydı.
CNN Televizyonu bu sene 2 bin 630 biletin satıldığı ve birçok Hollywood yıldızı ve onur konuğunun ağırlandığı geceyi kırmızı halı töreninden itibaren canlı sundu.
Başkan Obama, First Lady Michelle Obama ile saat 19.00’da balonun düzenlendiği Hilton Oteli’ndeydi.
Otele girişte, sıra bekleyenlerden alkış koptu. İnsanlar selfie çekmeye çalıştılar. Saat 19.15’te de salondaki yüksek platformda kendilerine ayrılan masaya oturdular.
Amerikan basını, göreve geldiğinden beri Beyaz Saray Muhabirleri Derneği’nin yemeğinde her sene kürsüden müthiş bir stand-up performansı sunan Başkan Obama’ya bir isim taktı: “Katil Komedyen.”
Çünkü Obama’dan önceki başkanlar genelde sadece kendileriyle dalga geçiyordu. Ama Obama 2011’de oyunun kuralını değiştirdi. Ve konuşmasında salondaki davetlilere de alaycı göndermeler yapmaya başladı. Üç yıl önce sahneden emlak kralı Donald Trump’ı alaya aldığı konuşma şimdiden balo tarihinin unutulmazları arasına girmiş durumda.
Bu sene baloya katılan ünlüler arasında, oyuncu Robert de Niro, “12 Yıllık Esaret” filmi bu sene en iyi film Oscar’ını alan yönetmen Steve McQueen, 5 kez Grammy kazanan şarkıcı Gloria Estefan, Dallas dizisinin Bobby Ewing’i, Patrick Duffy de vardı.
Obama 3 haber kanalıyla fena halde dalga geçti.
Amerikan medyasının “İneklerin Balosu” dediği yemekte 20 dakikalık harika bir stand up yapan Başkan Obama, haber kanallarıyla inceden dalga geçti.
CNN’in kayıp Malezya uçağı ile ilgili bitip tükenmek bilmeyen haberler için: “O kadar çok arıyorlar ki; herhalde bu salonda da şimdi masalarını arıyorlardır.”
MSNBC’nin reytinglerinin düşüşü konusunda: “Herhalde son zamanlarda bu salondaki kadar büyük bir izleyici bulamamışlardır.”
FOX NEWS’un Zach Galifianakis’in “İki eğreltiotu arasında” adlı programa çıkmasını durmadan eleştirmesine: “Saksıdaki iki bitki arasına oturan ilk insan ben değildim herhalde” deyip, Fox and Friends programının sunucusu Elisabeth Hasselbeck’in iki erkek arasına oturup sunduğu programın fotoğrafını gösterdi. Cumhuriyetçilerin seçildiği sırada kendisinin Kenya’da doğduğu yolundaki propagandalara karşı: “Benden sonra Hillary’nin Kenya’da doğduğunu ispat etmek daha zor olacak.”
Hillary, başkan olursa %30 daha az öderiz.
Bu yıl Amerikan Beyaz Saray Muhabirleri Derneği’nin gecesini, son dönemin parlayan komedyenlerinden Joel McHale (43) sundu.
McHale, 2004’ten beri E! kanalındaki haftalık The Soup programını yapıyor ve Zaytungvari absürd haberlerle dalga geçiyor. Asıl ünü ise 2009’da NBC’de başlayan komedi dizisi Community’de yaptı. Düşünün, Türkiye’de “Başbakanlık Muhabirleri Derneği” böyle bir yemek düzenlese ve geceyi Zaytung Haberler’in başkanı sunsa nasıl olurdu? Hayali bile cihana değerdi.
Geceye onun şu harika esprisi damgayı vurdu: “Eğer Hillary Clinton başkan seçilirse ABD için iyi olur. Çünkü ona yüzde 30 az maaş öderiz.”
McHale, ABD’de kadınların aynı işi yapan erkeklere göre çok daha az para kazanmasını ince bir espri ile eleştirdi.
McHale’in konuşması ise tek kelimeyle ‘Acımasızdı.’ Obama’dan New Jersey Valisi Chris Christie’ye kadar çok keskin iğneleyici sözler sarf etti. Nitekim kendisi de konuşması bittikten sonra, “ABD bu yüzden harika bir yer. Çünkü ben bu konuşmadan sonra Gulag’a (Stalin’in sürgün kampı) değil Vanity Fair Partisi’ne gideceğim” dedi.
Baş köşede Beyaz Saray entrikacıları oturuyordu.
Son dönem Washington siyasetini anlatan televizyon/internet dizilerinde bir patlama yaşanıyor. House of Cards, Scandal, Veep...
Bu dizilerin oyuncuları da gecenin yıldızlarındandı. ‘House of Cards’dan Robin Wright dışında Scandal dizisinin oyuncuları ve Veep’in başrol oyuncusu Julia Louis-Dreyfus, konuklar arasındaydı. Beyaz Saray, kendisiyle dalga geçilmesinden, kendisi hakkında entrikalarla bile olsa konuşulmasından hiç de şikâyetçi değil.
Başkan Kennedy ‘Katılmam’ deyince kadın yasağı kalktı.
Beyaz Saray Muhabirleri Derneği (WHCA) Washington’da dedikodudan doğan bir dernek olarak biliniyor. 1914 yılında Başkan Woodrow Wilson döneminde yapılacak basın toplantısına katılacak gazetecileri, bir parlamento komisyonunun seçeceği dedikodusu yayılınca, başkent gazetecileri buna karşı çıkmak için bir dernek kuruyor. Bu derneğin geleneksel yemekleri ise 1920 yılında başlıyor. 1962 yılına kadar yemeklere sadece erkekler katılabiliyordu. O yıl, Beyaz Saray’ın ilk kadın muhabirlerinden Helen Thomas, yemek için başvurdu. Başkan Kennedy de kadın muhabir kabul edilmezse yemeğe katılmayacağını bildirince, kadın yasağı fiilen kalktı.
En büyük sorun yemek arasında tuvalete gitmek.
Beyaz Saray Muhabirleri Derneği’nin yemeği, dünyada güvenlik önlemlerinin en sıkı olduğu davetlerden biri olarak biliniyor.
Biletlerin tamamına yakınını büyük medya kuruluşları alıp, önemli misafirlerine dağıtıyor.
Gelenlerin otelin kapısında biletlerini ve resmi bir makam tarafından verilmiş fotoğraflı kimlik kartını mutlaka göstermeleri gerekiyor.
İstisnasız herkes metal detektörden geçiyor.
Gong çalınınca, bütün misafirler bizzat Beyaz Saray Gizli Servisi’nin gözetimindeki ikinci kontrolden geçiyor.
Balo salonu, otelin zemininin iki kat altında ve burada cep telefonlarının çoğu çalışmıyor. Bu da güvenlik açısından iyi bir şey olarak kabul ediliyor.
Misafirler önceden özellikle şu konuda uyarılıyor:
Eğer yemek sırasında tuvalete gitmek veya telefon etmek için dışarı çıkmak zorunda kalırsanız, yanınıza mutlaka kimliğinizi almalısınız.
Çünkü salona dönüşte yeniden gizli servis kontrolünden geçiyorsunuz.
Davetli listelerinin ilginç özellikleri.
Davetli listelerinin kendine göre özellikleri var.
-Hükümet yetkilileri unvanları ile yazılıyor.
-Medya mensupları, çalıştıkları kurumlar olarak belirtiliyor.
-Medya dışından gelen davetliler ise yaşadıkları şehirlerin adıyla listeye konuyor.
Her masada siyasetçi bir onur konuğu vardı Her sene olduğu gibi bu yıl da, her masaya bir onur konuğu oturtuldu. Bu yıl onur konuklarının dağılımı şöyleydi:
NBC Masası: ABD’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Samantha Power ve Beyaz Saray Genel Sekreteri Denis McDonough.
ABC Masası: Yeni İçişleri Bakanı Jeh Johnson ve Hazine Bakanı Jack Lew.
YAHOO Masası: Adalet Bakanı Eric Holder.
ATLANTİK Masası: Savunma Bakanı Chuck Hagel.
CNN Masası: 2016’nın Cumhuriyetçi başkan adayı olabilecek isimlerden New Jersey Valisi Chris Christie.