Sabancı Üniversitesi, TÜSİAD, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ve Sabancı Vakfı’nın hazırladığı raporda, üniversite mezunu beyaz yakalı kadın çalışanların yüzde 75’i hayatlarında en az bir kez şiddete uğradığı belirtildi. Rapor, çalışan kadınların yüzde 40’ının psikolojik-duygusal şiddete, yüzde 35’inin sosyal şiddete, yüzde 17’sinin ekonomik şiddete ve yüzde 8’inin fiziksel şiddete maruz kaldığını ortaya koydu.
Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç'ın haberine göre Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu üyesi Erol Bilecik, kadına yönelik şiddetin, hem bir insan hakları ihlali hem de toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en acımasız yansıması olduğunu belirterek Türkiye’de her 10 kadından 4’ü, yaşamının herhangi bir döneminde, eşi veya yakın ilişkide bulunduğu kişi tarafından fiziksel ve/veya cinsel şiddete uğradığını ifade etti. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, TÜSİAD’ın işbirliğiyle ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Sabancı Vakfı’nın desteği ile şirketlerin, çalışanlarının yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı harekete geçmelerini sağlamaya yönelik hazırlanan “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi” için aralarında İnci Holding, Ericsson, Aygaz, Sun Tekstil, Aras Kargo, Siemens’ın da olduğu 17 şirket pilot şirket olmayı kabul etti.
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi Uygulamalarını Tanıtım Toplantısı’nda konuşan Bilecik, dünyada kadınların yüzde 30’unun, yani 723 milyon kadın şiddet mağduru olduğunu aktardı. İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (BADV) Projesi, 2013’te Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından çalışanların yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı işyerlerinde destek mekanizmaları oluşturulması ve iş dünyasının yönetimsel ve örgütsel yeteneklerini kullanarak aile içi şiddeti azaltıcı en iyi uygulamaları, araç ve yöntemleri yaygınlaştırmaları üzerine tasarlandı.
Proje kapsamında 2014’te çalışanların aile içi şiddet hakkındaki farkındalıklarını ve şiddete maruz kalma durumlarını araştırmak üzere 20 şirkette anket uygulandı. Anket sonuçlarına göre çoğunluğu üniversite mezunu beyaz yakalı kadın çalışanların yüzde 75’inin en az bir kez şiddetin bir türüne maruz kaldığı ve çalışan kadınların yüzde 40’ının psikolojik-duygusal şiddete, yüzde 35’inin sosyal şiddete, yüzde 17’sinin ekonomik şiddete ve yüzde 8’inin fiziksel şiddete maruz kaldığı ortaya çıktı. Erkeklerin yüzde 40’ı eşine ya da birlikte olduğu kişiye en az bir kez şiddet uyguladığını kabul ediyor.
Şiddete uğrayan kadınların en az yüzde 30’u bu durumu kimseyle paylaşmadığını ifade ediyor. şiddete uğrayan kadınların en son başvurduğu birim, şirketlerin insan kaynakları birimi oluyor. Bu sonuçlara dayanarak 2015’te projenin ikinci aşamasında şirketlerin aile içi şiddetin işi, işyerini ve çalışan kadınların işgücüne etkin katılımını olumsuz olarak etkilemesini engellemeye yönelik bir şirket politikası oluşturarak çözüm mekanizmaları yaratabilmelerini desteklemek amacıyla ‘Kadına Yönelik Aile İçi şiddet ile Mücadele İçin İşyeri Politikaları geliştirme ve Uygulama Rehberi’ oluşturuldu. Proje kapsamında 2016, pilot uygulama yılı olarak belirlendi.
Pilot çalışma ilk uygulamaların yakından izlenmesi ve sonuçlarının ve deneyimlerin rehberin iyileştirilmesinde kullanılmasını amaçlıyor. Pilot uygulama aynı zamanda rehberi kullanarak aile içi şiddet konusunda bir şirket politikası oluşturacağını taahhüt eden gönüllü şirketlerin ‘pilot şirket’ olarak süreç boyunca desteklenmesini ve izlenmesini kapsıyor. Proje, 2017’de Bursa’da yaygınlaştırılarak pilot sürecine devam edecek. Toplantıda verilen bilgilere göre kadına yönelik şiddet nedeniyle 8 milyon çalışma günü kaybediliyor. Kadına yönelik şiddeti ev içinde hapsederek çözmük mümkün değil. Bütüncül politikalar şart. Burada özel sektör, hükümet ve sendikalara büyük görev düşüyor. Bir kadın şiddete uğruyorsa artık hepimiz daha az özgürüz. Kadının iş hayatına girişinde en büyük engel aile içi şiddet.