Meksika'daki Bedensel Engelliler Dünya Yüzme Şampiyonası'nda 50 metre kelebekte altın, 50 metre sırtüstünde bronz madalya kazanan Beytullah Eroğlu, Habertürk’ten Murat Ağca’nın sorularını yanıtladı.
Yüzmeye nasıl başladığını, yaşadığı zorlukları, kendisine destek olan insanları anlatan Eroğlu, ‘’Engelli olmak zor, engelli sporcu olmak daha zor! Engelliler kendi haklarını savunmazsa, bunların aşılması da kolay değil’’ diye konuştu.
Habertürk gazetesinde yayınlanan röportaj şöyle:
Sülalemizde başka engelli yok, ben akraba evliliği nedeniyle kollarım olmadan dünyaya gelmişim. Doktorlar gelişebilmem için spor yapmamı tavsiye etmişler. Ailem de beni 6 yaşımda yüzmeye yönlendirmiş. Aslında ben ilk havuza girdiğim güne kadar yüzme nedir bilmiyordum. Kahramanmaraş'ta deniz yok zaten. Öncesinde televizyonda bile izlememiştim. İlk antrenörüm Osman Çullu sayesinde başladım yüzmeye. 16 yıldır yüzüyorum…
Önceleri simitin içinde yüzüyordum. Sonra yüzmemi geliştirdim. 10 yaşımda ilk yarışımı kazandım. 2010 yılında, 15 yaşımdayken milli takıma seçildim. 2011 yılında Berlin'deki Avrupa Şampiyonası'nda 50 m kelebekte altın, 200 m karışıkta gümüş madalya kazandım. 2012 ve 2016 Paralimpik Oyunları'na katıldım. Dünya ve Avrupa'da birçok kez kürsüye çıktım. Şimdi ilk dünya şampiyonu olarak karşınızdayım.
Meyve veren ağaç taşlanır. “Bundan sonrasını yapamazsın” hatta “Sen adam değilsin” bile diyenler oldu. Sanırım bazıları, benim gibi birinin başarılı olmasını istemiyordu. Fakat ben eleştirilere fazla takılmadım. Hiç engelli okuluna gitmedim. Şu anda İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi son sınıftayım.
Yüzmeseydin ne olurdu? Çok tembel birisi olurdum. İlk okula kadar pek fazla dışarı çıkmadım zaten. Ailem bana çok destek verdi. Hala su almaya bile üşenen biriyim! Fakat antrenman söz konusu olunca, sonuna kadar giderim. Antrenörüm bazen benden yapmamın mümkün olmadığı şeyleri de istiyor, onları bile yapmaya çalışıyorum.
Sporu bırakmayı hiç düşünmedim ama çok yorulduğum ve sıkıldığım zamanlarda ara vermeyi istedim. Haftada 10-11 antrenman yapıyoruz. Her antrenmanda 4-5 km yüzüyoruz. Bazen günde 6 saat antrenman yaptığım oluyor. Kimi zaman bunalıyorum. Şu anda da öyle. Yüzmek istemiyorum mesela! Fakat önümde hala büyük hedefler var, bunlar beni motive ediyor. En büyük hedefim, kariyerimde ulaşamadığı tek madalya olan Paralimpik şampiyonluğunu 2020 Tokyo'da almak.
2012 Paralimpik Oyunları'nda madalya kazansaydım, adımı bir havuza verme sözü almıştım. Fakat orada 5. sırada kaldım. Şimdi Türkiye'nin yüzmedeki ilk dünya şampiyonuyum, bakalım belki bu sefer olur.
Engelli olmak zor, engelli sporcu olmak daha zor! Engelliler kendi haklarını savunmazsa, bunların aşılması da kolay değil. Benim gibi sporcuların başarısı ve kamuoyunda yarattığı etkiyle bir şeyler değişiyor.
Herkesin elleriyle yaptığını ben ayaklarımla yapabiliyorum. Selfie bile çekiyorum. Hal böyle olunca, bana öcü gibi bakanlar da var, ‘helal olsun' diyenler de. Ailem en büyük destekçim. Çocukluktan beri ‘Sen her şeyi başarabilirsin' diye büyüttüler.
Protez kol denedim ama hoşuma gitmedi. Küçükken protezin içini merak ettim. Açtım kurcaladım, bozuldu! Bir daha da istemedim. Bana fazlalık gibi geliyor. Bir bacağım 13 cm kısa. Bu nedenle bir yıldır yükseltilmiş ayakkabı kullanıyorum. Çocuklar soruyor bazen, ‘Kolun nerede?' diye. Çok ağırdı, evde bıraktım diyorum! ‘Nasıl yaptın?' diyorlar. Burada düğmesi var, basıyorum çıkıyor diyorum…
“Ödüllerimi vermiyorlar. Benim borcum varmış devlete! 2011'de Avrupa Şampiyonu olduğumda bana fazla ödül vermişler, şimdi geri istiyorlar. 2014 ve 2015'in ödüllerini alamadım. Borcum 140 bin liraydı, faiziyle 190 bin lira oldu. İtiraz ettim, faizini sildiler, eksik olmasınlar. Ben kimseden fazla para istemedim ki. Ülke katılım kotası nedeniyle ödüllerimi yarı yarıya indiriyorlar. 2011'de bir ülkeden birkaç sporcu yüzdüğü için ödül düştü. İyi de ben bir ülkeden bir sporcuyu geçince, otomatikman diğerlerini de geçmiş mi oluyorum? Evime, kulübüme icra kağıtları geldi malesef. Kamu zararı olarak çıkmış, ben dava etsem de sonuç değişmiyormuş. Şimdi bu şampiyonada da kelebekte 6 ülke vardı. 8 ülke olmadığı için yarı yarıya düşürecekler ödülümü. Aslında herşey bakanlığın elinde. İstenirse, özel ödül verilebiliyor. Tam ödül alırsam, devlete borcumu da ödeyeceğim! Yoksa ev almıştım Maraş'ta, evimi satıp, vereceğim.”
Sen zaten örnek bir sporcusun ama idol olarak gördüğün biri var mı?Var, bizzat rakibim. Brezilyalı Daniel Dias. Son 3 Paralimpik Oyunları'nda 14 altın aldı. Michael Phelps'in engelli versiyonu! Bu Dünya Şampiyonası'nda da vardı fakat artık sadece serbest yüzüyor. Tüm dünya rekorları onda…
Ailem Kahramanmaraş'ta… Buraya lise son sınıfta geldim. İstanbul'da yalnızım ama oda ve takım arkadaşlarım var. Kulübüm İBB'nin Cebeci Yüzme Havuzu'nda antrenman yapıyorum, o tesiste kalıyorum. Burası evim gibi.
Videolarını izledim, hep birlikte toplanıp televizyondan final yarışımı izlerken hop oturup, hop kalkmışlar. Bu hafta sonu Kahramanmaraş'a gideceğim. Orada büyük bir tören yapılacakmış. Zaten biz her madalya sonrası kurban kesip, mevlüt okutuyoruz. Adak adamıştık, bu kez yine yapılacak. Eski şampiyon güreşçi olan amcam Şeref Eroğlu da gelecek. Büyük bir şenlik olacak herhalde…
Meksika'da olmamıza rağmen çok fazla tebrik aldım. Sosyal medyada takipçi sayım patladı! 10 binden 16 bine fırladı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da telefonla bizzat arayarak tebrik etti. Beni 4 yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne o emanet etmişti. Ben de kendisine 2013'te Arjantin'den dönerken uçakta bir söz vermiştim. Dünya şampiyonu olacağım demiştim. Sözümü tuttuğum için çok mutluyum.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Beytullah Eroğlu'na bir daire hediye etme sözü verdi. Eroğlu'nu belediyenin Saraçhane'deki binasında kabul eden Uysal, “Büyükşehir olarak şampiyonlarımıza bir ev hediye etme geleneğimiz var. Beytullah kardeşimize, o geleneğimizi devam ettirerek Büyükşehir olarak bir ev sözü veriyoruz. Kısa zamanda bunu anahtarıyla ulaştırmış olacağız” dedi.