İstanbul'da geçen yıl 12 Ekim'de yabancı uyruklu 6-7 kişilik bir grubun önce sözlü tacizi, ardındansa bıçaklı saldırısına uğrayıp hayatını kaybeden 16 yaşındaki İsmail Mert Bayar'ın ailesi yaşadıklarını anlattı. Baba Cengiz Bayar, "Oğlumla ilgilenen doktor, 'Bu nasıl bir vahşet; bıçağı öyle bir vurmuş ki çocuğun kaburgasını kırmış' dedi. Benim oğlum ne bıçak taşırdı ne sağa sola bulaşan bir çocuktu. Dokuz aydır her günümüz ağıt! Ben oğlum için adalet istiyorum" dedi.
HaberTürk'ten Alper Uruş'un haberine göre, tarih: 12 Ekim 2019'du... İstanbul Fatih'teki Fevzi Paşa Caddesi üzerinde arkadaşı Türker İbili ile evine doğru yürüyen 16 yaşındaki İsmail Mert Bayar'a, aynı cadde üzerinde bir araya gelen yabancı uyruklu 6-7 kişilik bir grup tarafından önce sözlü sataşma oldu. İsmail Mert ve Türker, "Biz size gülmüyoruz" dese de ortalık bir anda karıştı. Türker, "İsmail ellerinde bıçak var" diye bağırıp koşmaya başladı. İsmail ise grubun ortasında kalıverdi.
İkisi öldürücü olmak üzere sırtına ve koluna 4 bıçak darbesi alan İsmail, 10 gün hayata tutunmaya çalıştı. Ancak olmadı. İsmail'e laf attığı iddia edilen Ali El Hıccu (19) ve kardeşi Muhammed ile sanıkların anlatımlarına göre tartışma başladıktan sonra olay yerine gelen Ramazan Şuheda (19), Faysal ve Hasan isimli zanlılar tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Sanıklardan Ali El Hıccu ifadesinde yaşı küçük olan Faysal'ın, "Ramazan çocuğu bıçakladı" diye bağırdığını söyledi. Ramazan Şuheda ise İsmail Mert'in elindeki bıçağı almaya çalıştığını beyan etti. Vahşetin üzerinden 9 ay geçmesine rağmen cinayet aleti bulunamadı. 16 yaşında, yolda yürürken yok yere vahşice öldürülen İsmail Mert Bayar'ın babası Cengiz ve annesi Serap Bayar, yarın Çağlayan 39. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci duruşması görülecek olan davanın öncesinde; bildiklerini, yaşadıklarını, HABERTÜRK'ten Alper Uruş'a anlattı.
Baba Cengiz Bayar sözü alıyor: "Bana anlatılan; benim çocukluk arkadaşımın oğlu olan Türker ile İsmail yürürken; yabancı uyruklu 6-7 kişilik grup tarafından, 'Ne gülüyorsunuz?' diye laf atılıyor. Sonra küfürler ediliyor ve akabinde saldırıyorlar. Türker, 'İsmail bıçak var' diye bağırıp koşmaya başlıyor. Bizim mahkemeye sunduğumuz video kayıtlarında belirtildiği gibi ikiye iki bir olay değil. Oğlum ve Türker oradan geçmeden 5-10 dakika önce olay yerinde bu grup bir arada.
İsmail'in grubun ortasında kalmasıyla birlikte de 6-7 kişilik grup saldırmaya başlıyor. Oğlumun vücudunda 4 bıçak darbesi vardı. İkisi öldürücü olmak üzere kolundan ve sırtından da vuruyorlar. Doktoru, 'Bu nasıl bir vahşet; bıçak kaburgasını kırıp kalbe gidiyor' dedi. 10 gün boyunca onunla birlikte hastanede kaldık. Ben de, annesi de kurtulacağını düşündük ama olmadı. Benim oğlum bunu hiç haketmedi.
Bıçak taşıyan, sağa sola bulaşan bir çocuk değildi. Mimar Sinan Kulübü'nde top oynuyordu. Karagümrük U16 ile antremanlara çıkmaya başlamıştı. Hayatında futbol, okulu ve arkadaşlarıyla gezmekten başka hiçbir şey yoktu. Bir kaza olur, bir felaket olur 'Taktir-i ilahi' dersiniz. Ama burada yolda yürüyen gencecik oğlumu yoldan çevirip öldürüyorlar. Ben buna ne diyebilirim? Agresif, saldırgan bir çocuk da değildi. Yanındaki Türker'i de bilirim. Birisi "Lan" dese korkardı benim oğlum. Fırsat buldukça Beşiktaş'ın maçına giderdi." "ALLAH BU ACIYI KİMSEYE YAŞATMASIN"
Anne Serap Bayar sözü alıyor: "Dokuz aydır biz yaşamıyoruz. Kızımın psikoloji bozuldu ve pedegogdan yardım almaya başladık. Kesinlikle ağabeyini kaybettiğimizi kabullenemiyor. İsmail'i hatırlatan bir çizgi film bile bizim o günümüzün ağıta dönüşmesine yetiyor. Allah bu acıyı gerçekten kimseye yaşatmasın çünkü bu acı geçmiyor ve asla da geçmeyecek."
Baba Cengiz Bayar devam ediyor: "Biz ilk duruşmaya katıldık ve insanın, oğlunu, evladını öldürenleri karşısında görmesi, yüz yüze gelmesi o kadar zor bir şey ki; üç gün biz kendimize gelemedik. Sanıklardan Ali El Hıccu ve avukatı olayı Ramazan'ın üzerine yıkmaya çalışıyor. Biz bunun farkındayız. Ancak Ramazan da ifadesinde, 'Hepsi İsmail'in üzerine çullandı' diyor. Bu arada, ben kesinlikle olayda bir tek bıçak kullanıldığını düşünmüyorum. Cinayet aleti zaten bulunamıyor. Oğlum bıçak taşısa onu öldüren katil cinayet aletini yok eder mi? Bırakır gider orada. Ben İsmail'i iki bıçakla vurdukları kanaatindeyim.
Biz ailece bunların hepsinin ceza almasını, indirim falan değil: en üst sınırdan ceza almasını istiyoruz. Birini vahşice öldürmenin pişmanlığı olur mu? Şu an 5 kişi tutuklu ancak olay görüntülerinde 7 kişinin kaçtığını mahkemeye avukatımız Ahmet Küçük aracılığıyla sunduk. Bizi perişan ettiler; alt üst olduk. Oğlum hayata tutunmaya çalışırken; babaannesi kalp krizi geçirdi aynı hastanede anjiyo yapıldı. Bir evlat kolay yetişmiyor.