Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, "Bizim ecdadımızda sömürgecilik yok. Güçlenen yeni Türkiye, ecdadının o zulme karşı duran, mazlumun her zaman yanında duran anlayışını dış politikada, uluslararası ilişkilerinde yaşatmaya gayret ediyor. Ben de bir vatandaş olarak bununla, oğlu olarak da babamla gurur duyuyorum" dedi.
TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından yürütülen 'Uluslararası Öğrenci Akademisi' projesi kapsamında 'Türkiye Söyleşileri' etkinliğine katıldı. Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi’ndeki etkinlik için yörük çadırları kurulurken, Eskişehir’de eğitim alan yabancı öğrencilere de keşkek dağıtıldı.
Bilal Erdoğan etkinlikte demir dövdü, kendisine ikram edilen keşkekin tadına baktı, katılımcılarla sohbet etti. Etkinliğe Bilal Erdoğan’ın yanı sıra Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak, AK Parti Eskişehir milletvekilleri Harun Karacan ve Nabi Avcı, TYB Başkanı Abdullah Eren de katıldı. Programda konuşan Bilal Erdoğan, şunları söyledi:
"Türkiye’nin dünyanın bu adaletsiz düzenine karşı 'Dünya beşten büyüktür' diyerek bir çıkış yapması, dünyanın patronlarını çok rahatsız ettiği için Türkiye ile ilgili ciddi karalama kampanyalarını yapıyorlar. Cumhurbaşkanımızla ilgili ciddi karalama kampanyalarını yapıyorlar. Cumhurbaşkanımız için batı medyaları 'otoriter', 'diktatör' gibi kelimeler kullanılırken, Mısır’da darbe yapmış bir diktatör için Amerikan ve Avrupa parlamentoları bugüne kadar 'darbe yapıldı' bile diyememiş durumdalar. Her seçimde deli gibi çalışan bir lidere 'diktatör' yaftasını yapıştırıyorlar. Çünkü bu dünyanın adaletsiz düzenini, 5 ülkenin 2 dudağı arasında Somali'de yaşanan açlık, Ruanda'da yaşanan katliam, Filistin’de yaşanan zulümler. Peki dünyanın Müslümanlarının hukukunu Güvenlik Konseyi’nde kim koruyacak? Afrikalıların hukukunu kim koruyacak. Bu düzenin bozuk oluğunu bu kadar büyük bir ülke söylediği için tabi ki batı ülkelerinin hedeflerine koyuluyor. Ama bizim şu anda yapmaya çalıştığımız, hiçbir menfaat beklemeden, zaten bizim ecdadımızda sömürgecilik yok. Güçlenen yeni Türkiye, ecdadının o zulme karşı duran, mazlumun her zamanın yanında duran anlayışını dış politikada, uluslararası ilişkilerinde yaşatmaya gayret ediyor. Ben de bir vatandaş olarak bununla, oğlu olarak da babamla gurur duyuyorum."
Paris’teki terör saldırının ardından batılı ülke liderlerinin bir araya geldiğini, ancak Yeni Zelanda’daki katliamın ardından ise 'terör eylemi' bile diyemediklerini ifade eden Bilal Erdoğan, şöyle devam etti:
"Paris’teki katliamın ardından batıda tüm ülkeler kol kola girip yürüdüler değil mi 7 kişi katledildikten sonra? Şimdi Yeni Zelanda da 50 kişi katledildi. Hadi bir araya gelin, 'Müslüman karşıtı aşırıcılıkla mücadele edeceğiz' deyin. Henüz Amerikan Başkanı bu eyleme 'terör' demiş değil. Vatikan bu eyleme henüz 'terör' demiş değil. O vahşetin, barbarlığın hala yaşadığını buradan anlıyorum işte. 15 yıl batıda yaşadıktan ve bunları gördükten sonra. Bütün batıda yaşayan insanlar böyledir anlamında söylemiyorum. Ama bir yönetenler sınıfı var, bir de yönetilenler sınıfı var. Yönetenler zulme, vahşete, barbarlığa devam ediyorlar. Yönetilenlerde sosyal medyalarında bir sempati mesajı yayınlayarak kendilerini tatmin ediyorlar, iyi hissediyorlar. Bir gün bu vahşetin çarkları kırılacak. Ama önümüzdeki yılların neler getireceğini bilmek çok zor. Dünya çalkantılı bir dönemlerden geçiyor, çok ciddi krizlere gebe olan bir dünya atmosferde yaşıyoruz."