Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, "Biz Smith ve Marx ile iktisat öğrenmeye başladık. İbn Haldun ile başlayabilirmişim sonradan fark ediyorum" dedi.
Bilal Erdoğan'ın kurucuları arasında olduğu TÜRGEV tarafından kurulan İbn Haldun Üniversitesi'nde (İHÜ) yöneticiler, üniversitenin Başakşehir'deki yerleşkesinde basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Programda üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan da konuştu. Yabancı dil eğitiminde iddialı olduklarını söyleyen Erdoğan, üniversitenin "fikri bağımsızlık" mottosunu benimsediğini söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ben 15 yıla yakın Amerika'da, İtalya'da okudum. Batı'nın kurumlarında okudum. Zaman zaman kendime dönüp bakıyorum, 'acaba bu Batı eğitiminin bendeki kalıntıları ya da etkisi nedir?' Bazı paradigmalar konusunda Batı'nın paradigmaları benim için baz teşkil etmiş durumda. Bizim geleneğimizle ilgili de Batı'nın bir Orta Çağ karanlığında olduğunu sandığı dönem aslında bizim medeniyetimizin aydınlık çağı, zirve çağı. Endülüs Emevi Devleti olsun, Bağdat Kütüphaneleri dediğimiz dönemler olsun bunlardan mahrum bir eğitim aldım. Türkiye'de kalsaydım da bu eğitimleri alacaktım, bu arada onu da söylemiş olayım. Şimdi bir psikolog, bir sosyolog, bir felsefeci şu anda Türkiye'deki üniversitelerde okuduğu zaman ya da Batı üniversitelerinde okuduğu zaman genelde Batılı bilim adamlarının paradigmalarıyla eğitilmiş oluyor. Bu fikri bağımsızlık sağlamıyor. Bu aslında fikri olarak Batı'nın paradigmalarına bağlılık getiriyor insana. Onun dışında düşünememeye başlıyorsunuz."
İHÜ'de öğrenciye "alternatif perspektif" kazandırmaya çalıştıklarını iddia eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz Smith ve Marx ile iktisat öğrenmeye başladık. İbn Haldun ile başlayabilirmişim sonradan fark ediyorum. Niye İbn Haldun ile başlatmamışlar? Bizim hocalarımızın haberi yok İbn Haldun'dan. Ama Smith ve Marx'ın 300-400 yıl sonra yazdıkları şeylere bakıyorsun İbn Haldun ile birçok benzerliği, çakıştığı yerleri var. Dolayısıyla biz burada o iki perspektifi de kazandıralım ki çocuk tamamen Batı paradigmasının yetiştirdiği bir bilim insanı olmak durumunda kalmasın, buna zorlanmasın. Onun da dışına çıkabilsin. Çünkü şu anda Batı da yavaş yavaş bitiyor, kendisini tüketiyor. Öyle bir döneme giriyoruz ve buna alternatif paradigma geliştirecek kişinin bunun dışında düşünebilen bir bilim insanı, fikir insanı olması lazım. Fikri bağımsızlıkta biz bunu hedefliyoruz. Bu dile kolay aslında ama bir idealdir, bunun için gayret gösterdiğimizi söyleyebilirim."