Gelişen teknoloji ile birlikte değişen bilgi edinme biçimleri, kimilerine göre öğrenme açısından daha avantajlıyken, kimileri de kendimizi teknolojiye bağımlı kılmakla artık hafızamızı yeterince iyi kullanamadığımız görüşünde.
BBC Türkçe’den David Robson’ın haberine göre, bu tartışmalar tarihin eski çağlarından beri devam ediyor. Robson, Mısır kralının Sokrates’e “yazı” hakkında söylediği sözleri aktarıyor:
“İnsanlar birçok şeyin dinleyicisi olacak, ama bir şey öğrenmeyecek; bilgeymiş gibi görünecekler, ama bir şey bilmeyecekler.”
İki bin yıl sonra, teknoloji değişse de benzer tartışmalar sürüyor. Bilgi teknolojisinin günlük davranışlarımız üzerindeki olumsuz etkileri konusunda şüphe yok; ancak bilgisayarların beynimize zarar verdiğine dair veri de yok. Hatta bizi daha akıllı kılıyor olma ihtimali de var.
Teknolojinin zihni geliştirme potansiyeli, 21 Ekim’de New York’ta düzenlenen Dünyayı Değiştiren Fikirler Zirvesi’nde Google araştırma bölümü başkan yardımcısı Alfred Spector’un konuşma konusuydu. Spector, basit bazı uygulama programlarının bile düşünme ve öğrenme biçimimize katkıda bulunacağını vurgularken şöyle dedi:
“Bugünkü bilgi teknolojisi benim gençlik yıllarımdakinden kat kat ileride ve bunun eğitimi de etkileyeceğine inanıyorum.”
Bir yorumcunun gelişen teknoloji hakkındaki kaygısı ise şu şekildeydi: “Bu keşfiniz öğrenen kişide unutkanlığa neden olacak; çünkü hafızalarını kullanma ihtiyacı duymayacaklar.”
Son yıllarda öğrenmeyi kolaylaştıran uygulama programlarının sayısında büyük artış oldu. Oyun yoluyla yabancı dil öğreten Duolingo adlı uygulamayı bugün 40 milyon kişi kullanıyor. Beynin öğrenme ve unutma biçimine dair bilgimiz arttıkça Memrise ve Cerego gibi yabancı dil dâhil birçok konuda kullanılan bu tür programlar da yaygınlaşıyor.
Spector, üç önemli ilke temel alındığı sürece çok daha büyük gelişmelerin ufukta olduğuna inanıyor. Spector ilk olarak, öğrencinin düşünme ve öğrenme biçimine uyarlanmış bir öğretim metodunun öneminden söz ediyor. Bu metodu kullanan özel öğretmenden ders alan ortalama bir öğrencinin başarı durumunda büyük bir gelişme kaydedildiğini gösteren araştırmalara dikkat çekiyor. “Özel öğretmenin yerine teknolojinin geçtiğini düşünelim; böylece eğitimde başarı oranının hızla yükselmesi mümkün olacaktır.”
Memrise ve Cerego adlı programlar, bilgiyi hatırlama ve unutma biçimini takip ederek bu stratejiyi belli oranda kullanıyor. Fakat zamanla çok daha gelişkin programlar üretilebilir ve bir zamanlar sadece zengin çocuklarının yararlandığı eğitim olanakları çok daha geniş kitlelere açılabilir.
Spector ayrıca, “İnsanlar saatlerce video oyunları oynuyor, bu özellik eğitimde kullanılabilir,” diyerek video oyunları tasarımcılarının, çalışma ve öğrenmeyi sıkıcı olmaktan çıkarma yollarını çoktan keşfettiklerini söyledi.
New York’taki Rochester Üniversitesi’nden Daphne Bavelier, ilgi çekmenin yanı sıra, dikkati yoğunlaştırma yoluyla üç boyutlu ortamların da “algısal öğrenmeyi” kolaylaştırdığını belirtiyor. Bu hafıza müzik enstrümanı veya yabancı dil öğrenmede kullanılıyor ve normalde çocukluk döneminin ardından kapanıyor.
Spector son olarak da öğrenciler arasında etkileşimi arttırmak üzere sosyal ağların kullanılabileceğini belirtiyor. “Fakültede öğrendiğim kadar öğrenci arkadaşlarımdan da öğrendim,” diyor Spector. Gerçekten de Memrise gibi programların popülaritesi biraz da bilgi paylaşımına olanak tanımasından kaynaklanıyor.
Spector bütün bunların bugün hayali gibi gelebileceğini, ama bunları yapacak teknolojinin var olduğunu, sadece biraz daha cazip hale getirilmeleri gerektiğini söylüyor.
Spector bu tür programların toplumda köklü değişiklikler getireceğine, hatta okulların bile belki ortadan kalkacağına inanıyor. Belki de üniversitede geçirilecek süre kısaltılacak, uzaktan eğitim yöntemleri devreye girecek, ya da öğrenciler hangi dersleri görecekleri konusunda daha çok söz sahibi olabilecektir.
Fakat Spector da fazla çaba göstermeden öğrenmenin şimdi farkında olmadığımız ve beklenmedik olumsuzlukları da olabileceğini kabul ediyor.
Konferanstaki başka bir konuşmacının ifade ettiği gibi “İnternet dünyayı düzleştirdi… İstediğimiz her şeyi öğrenme olanağı tanıdı. Bugün akıllı telefonu olan bir genç, on yıllar önce devlet başkanlarının bildiğinden daha fazlasını biliyor.”