Bilim Kurulu Üyesi Prof. Tevfik Özlü, “Hafta sonu insanların bu kadar dışarıda olduğunu gördükçe insan ister istemez endişeye kapılıyor. Sanki her şey bitmiş de benim mi haberim yok diye düşünmeye başladım. İnsanlar acaba bu virüse bir çare mi buldular, aşıyı mı buldular yoksa ellerinde etkili bir ilaç var, biz mi öğrenemedik diye düşündüm” dedi.
Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, hafta sonu sokaklarda yaşanan yoğunluğu, RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na yorumladı. Prof. Özlü, parklar ve sahillerde maskesiz ve sosyal mesafeye dikkat etmeden hafta sonu tatili geçirenler için şöyle konuştu:
"Hafta sonu insanların bu kadar dışarıda olduğunu gördükçe insan ister istemez endişeye kapılıyor. Sanki her şey bitmiş de benim mi haberim yok diye düşünmeye başladım. İnsanlar acaba bu virüse bir çare mi buldular, aşıyı mı buldular yoksa ellerinde etkili bir ilaç mı var biz mi öğrenemedik diye düşündüm. Riski göze almak olası değil. İnsanların bu kadar kalabalığa girmesi, halay çekmeleri, asker uğurlamaları, sahillerdeki kalabalık.
İnsanlardaki özgüven meselesi mi bana bir şey olmaz ya da ne olacaksa olsun gibi vurdumduymazlık mı tam onu çözemedim. Bireysel bir şey olsaydı bunu konuyu daha kolay çözerdik ama çok sayıda kişi bu davranış içerisine girince herhalde algı yanlışlığı var diye düşündüm. Salgının gidişiyle ilgili iyi rakamlar, normalleşme sürecinin başlaması belki de böyle bir yanlış algı oluşturdu insanlarda. İnsanlar artık güvendeyiz istediğimizi yapabiliriz gibi düşünüyorlar. Her şeyi yapabilirsiniz ama maske, mesafe ve hijyenden ödün vermeden. Bu üç kuralı uygulayarak her şeyi yapabilirsiniz.
1 Haziran’da gevşeme ile ilgili alınan karaların etkilerini belki yarından (bugünden) itibaren görmeye başlarız. Hafta sonu yaşanan kalabalığın etkilerini de önümüzdeki hafta sonu görmeye başlarız. Vaka sayılarında ciddi bir artış olursa kısıtlamalara tekrar geri dönülür.
Aynı evde yaşayan insanların dışarıda bir arada olmasında, mesafeye dikkat etmemelerinde bir sorun yok, olabilir ama maske kullanmak şart. Kırda, dağda dolaşıyorsanız tabi ki maske takmanıza gerek yok. Parklarda, bahçelerde, plajlarda, sahillerde yürürken mesafeyi koruduğunuzu düşünseniz bile her an herkese karşı korunabilmek mümkün değil. Maskeyi ihmal etmemek gerekir. Toplu taşımada maske kullanmak gerekiyor ve maskeyi usulüne uygun takmak gerekiyor. Ağzımızı ve burnumuzu kapatması gerekiyor ve başkalarının da takması gerekiyor. Benim sadece maske takmış olmam tek başına yeterli değil. Burnunu dışarıda bırakan var, maskeyi çenesinin altında tutan var. Kimisi de cebinde taşıyor. Hani maske dediğiniz zaman cebinde çıkartıp takıyor. Maske takınca insanların nefes alıp vermesi biraz zorlaşıyor. Biz hekim olarak buna alışkınız. O daralama ile insanlar maskeyi hemen burunlarının altına indiriyorlar. Bu doğru değil. Bu kadar zahmete katlanacağız.”