Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü vaka sayılarının endişe verici olduğunu belirterek 'ikinci dalga' uyarısı yaptı. Rusya'nın ilk aşıyı tescil etmesini değerlendiren Özlü, "Aşılama işlemi uzun sürecek tedbiri bırakmamak lazım. En azından bir silahımız var şu anda virüse karşı" ifadelerini kullandı. Özlü, okulların açılması konusunda ise "Okullardaki risk diğer risklere benzemez. Düğünlerdeki bir araya gelmeler birkaç saatlik ama 26 milyon kişi günde 4-5 saat, haftanın 5 günü yıl boyu bir araya gelecekler" dedi.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, salgının seyri, Rusya'nın aşı tescili açıklaması ve vaka artışlarıyla ilgili olarak Haber Global'de Günün Nabzı programında değerlendirmelerde bulundu. Özlü'nün açıklamaları şöyle:
Bu aşının tescillenmiş olması önemli bir adım bizi heyecanlandırdı, mutlu etti ama bu pandeminin bittiği anlamına gelmiyor. Yeterince üretilmesi, finanse edilmesi, dağıtılması, paylaştırılması ve hedef kitleye ulaşması lazım. Bunların da kısa sürede halledilecek bir iş olmadığı belli. Aşılama işlemi uzun sürecek tedbiri bırakmamak lazım. En azından bir silahımız var şu anda virüse karşı. Yeni aşılar da yolda. Belki diğer güzel haberleri de alabiliriz.
Ben önümüzdeki dönemde hızlı bir şekilde yeni haberle alacağımızı umuyorum. Üretimle ilgili de sürecin hızlanacağını düşünüyorum. Normalde üretim kolay değil ama bunu insanlığın yapması lazım. Hızlı üretim yapılırsa paylaşım sorunu da azaltılmış olur. Umuyorum, aşının paylaşımı için uluslararası bir konsept oluşur.
Elbette gündemde ama özel gündemle tartışılmadı. Kendi aramızdaki tartışmalarda bunu konuşuyoruz ama okullar konusu gri bir alan. Net bir cevabı yok. Evet ya da hayır gibi bir cevap yok, 'okullar açılsın mı, açılmasın mı?' sorusuna. Hayır dediğiniz zaman 26 milyon insanın hayatından bir yılı çaldığınızı varsayın, 26 milyon yıl. Bunu çalmak kolay değil, eğitim kolay vazgeçilecek bir şey değil.
Eskisi gibi olsun demek de mümkün değil. Okullardaki risk diğer risklere benzemez. Düğünlerdeki bir araya gelmeler birkaç saatlik ama 26 milyon kişi günde 4-5 saat, haftanın 5 günü yıl boyu bir araya gelecekler. Risk çok büyük ama yönetilemeyeceği anlamına gelmez. Milli Eğitim Bakanlığı tabii ki bir karar verecek. Çocuklar okula gitmediği zaman yine risk var. Parka bahçelere, sokağa, marketlere, kafelere çıktığı zaman da bulaşma riskini taşıyorlar. Okula gitmeyince bütün riskler ortadan kalkmayacak, bunu da göz önüne almak gerekiyor.
Biraz tedirginlik verici. Bayram sonrası artışlar olacak demiştik, bunları görüyoruz. İlk dalga dediğimiz, bayrama gidenler, büyükşehirlerden küçük şehirlere virüsü bulaştırdılar, onlar geri döndüklerinde, onların bulaştırdığı kişilerden hastalar ortaya çıkacak. İkinci dalga dediğim de, 200 bin kişilik kasabalarda 1-2 milyon insan bulaş zinciri oluşturdu. Onlar da virüsü kendi çevrelerine yayacaklar, bulaşlar olacak. Endişe verici, böyle olmasını istemiyoruz ama maalesef bir yerde bu kontrolü tam sağlayamadık. Bazı yurttaşlar risk yok gibi dikkat etmeden bu süreci yaşıyorlar. Bunun ikinci dalgası olacak, daha da yükseğini (vaka sayıları) göreceğiz diye düşünüyorum.