Türkiye Fizyoterapistler Derneği Genel Sekreteri Murat Dalkılınç, kendini eğitim almadığı halde fizyoterapist olarak tanıtan kişilerin yaptığı uygulamaların kalıcı sakatlıklara, ciddi yanıklara, iyileşme süresinin uzamasına, hatta ölüme bile sebebiyet verebildiğini söyledi. Dalkılınç, yaptığı açıklamada, fizyoterapist olabilmek için üniversitelerde en az 4 yıl süren bir lisans eğitimi almak gerektiğini, kendini eğitim almadığı halde fizyoterapist olarak tanıtan kişilerin yaptığı uygulamaların birçok olumsuzluğa neden olduğunu belirtti. Fizyoterapi eğitimi almayan kişilerin uygulamaları sonucunda oluşan olumsuzluklarla ilgili olarak kendilerine birçok şikayet ulaştığını dile getiren Dalkılınç, şöyle konuştu: "Kendini eğitim almadığı halde fizyoterapist olarak tanıtan kişilerin yaptığı uygulamalar kalıcı sakatlıklara, ciddi yanıklara, iyileşme süresinin uzamasına hatta ölüme bile sebebiyet verebiliyor. Egzersiz yaparken oluşan kırık ve çıkık vakaları, elektroterapi uygulamaları sırasında oluşan ciddi yanıklar, su içi tedavilerde görülen boğulma riski, hatalı yaklaşımlarla öğrenilmiş yanlış yürüme şekilleri, omurga ve pek çok eklemde oluşmuş şekil bozuklukları, yanlış tedaviler sonucu iyileşme süresinin uzaması olumsuzluklara birer örnek." Dalkılınç, fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamalarının bir kısmında hastanın temel şikayetinin ağrı olduğunu, yapılan hatalı yaklaşımların hastanın kalıcı ve kronik ağrı şikayeti ile yaşam kalitesinin bozulmasına sebebiyet verebildiğini ifade etti. Kendini fizyoterapist olarak tanıtan ve bu konuda hiçbir eğitim almadığı halde insan sağlığı konusunda müdahil olan kişilerin, yaşlıların, özürlülerin, hatta sporcuların bile mağdur olmasına sebebiyet verdiğini kaydeden Dalkılınç, şunları anlattı: "Hatalı tedavilerle sporu bırakmak zorunda kalan profesyonel sporcular, yürümesi geciken kırık ya da çıkık vakası yaşayan engelli çocuklar, tekerlekli sandalyeye mahkûm kalan yaşlılarımız gibi pek çok olumsuz örnek yaşanmaktadır. Derneğimiz yaşanan mağduriyetlerle ilgili olarak yoğun bir uğraş veriyor, bize gelen her türlü şikâyeti değerlendiriyoruz ve resmi birimlere bildiriyoruz. Hukuki mücadele konusunda hasta ve hasta yakınlarına destek olan derneğimiz bu konuda resmi birimlerden daha çok destek bekliyor." Gerçek fizyoterapistler Dalkılınç, gerçek fizyoterapistlerin üniversite sınavında tıp fakültesi ve diş hekimliği gibi bölümlerle eş değer yüksek puanlar alarak fizik tedavi ve rehabilitasyon eğitimi veren fakülte ve bölümlere girdiğini belirtti. Fizyoterapistlerin üniversite eğitimleri sırasında anatomi, emel tıp bilimleri yanında mesleğe özgü teorik bilgiler aldığını dile getiren Dalkılınç, şunları söyledi: "Fizyoterapistler mesleklerini icra ederken kendilerine yönlendirilen kişilerin iyileşme ve fonksiyonel kapasitelerini özel yöntemlerle değerlendirir ve bu problemlerin tedavisi amacıyla, elektroterapi, birçoğunu fizyoterapistlerin keşfettiği elle tedavi, bantlama ve cihazlama gibi mekanik yöntemler ile tedavi amaçlı özel egzersizler, elektronmekanik cihazlar ve her gün bir yenisi gündeme gelen daha birçok tedavi yöntemini kullanırlar. Meslektaşlarımız parkinson, kas hastalıkları, ortopedik rahatsızlıklar, denge kaybı ve kanser gibi hastalıklar konusunda da branşlarında uman hekimlerle işbirliği içinde çalışır." (AA)