Bilirkişi raporu 'Aslı Baş'ın ölümü intihar değil' dedi

Bilirkişi raporu 'Aslı Baş'ın ölümü intihar değil' dedi

Manken Aslı Baş'ın ölümüyle ilgili ODTÜ Adli Bilim Kurulu tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda olayın intihar olmadığı belirtildi.

Manken Aslı Baş, 21 Temmuz 2010 tarihinde saat 02.30 sıralarında, vurgun yediği için tekerlekli sandalyeye mahkum yaşayan turizmci Ahmet Bayer'in Yalıkavak Beldesi'ndeki Clup Flipper Tatil Köyü içindeki villasının 6.5 metre yüksekliğindeki terasından düşerek yaşamını yitirdi.

Soruşturmanın ardından Muğla Cumhuriyet Savcılığı, Ahmet Bayer ve iki oğlu hakkında TCK'nın 82/1. maddesini içeren 'Kasten Öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, yanlarında çalışan M.U.'nun TCK'nın 281. maddesini içeren 'delilleri karartmak ve ortadan kaldırmak' suçundan 7.5 yıl hapis cezası istemiyle dava açtı.

Doğan Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, davanın ikinci duruşmasında mahkeme, ODTÜ'de görevli 3 fizik profesöründen oluşan 3 kişilik bir Adli Bilim Kurulu'nu, olay yerinde keşif yapıp, bilirkişi raporu hazırlaması için tayin etti.

Geçen 13 Nisan'da, ODTÜ Adli Bilim Kurulu, savcı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan Hakan Bayer (26), tutuksuz yargılanan baba Ahmet Bayer ve diğer oğlu Volkan Bayer (24), Aslı Baş'ın ağabeyi Tayfun Baş, yengesi Yeliz Baş, avukatları Fahri Safa Küpçü ve Faruk Zorba ile sanık vekilleri avukat Atilla Kaan Komut ve Durgun Yarsuvat ile tanıklar Beyhan Strassner, Melis Strassner, Nilgün Okur'un katılımıyla villada keşif yapıldı.

Keşfin ardından ODTÜ Bilim Kurulu tarafından hazırlanan 14 sayfalık bilirkişi raporu, dün akşam saatlerinde davanın görüldüğü Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ulaştı.

 

'İntihar değil'

 

Prof. Dr. Mehmet Parlak, Doç. Dr. Yusuf İpekoğlu ve Dr. Turgut Fakıoğlu'ndan oluşan ODTÜ Adli Bilim Kurulu'nun raporunda, olayın intihar olmadığı belirtildi.

Raporda, gerekçeler ise dört maddede özetlendi.

'İlk maddede atlamanın çalılık üzerinden aşarak gerçekleşmesi için ileriden çalılık üzerine doğrusal yatay hızla koşarak yaklaşması gerektiği belirtilip, 'Daha sonra çalılığa yaklaşım noktasından kendini ileri doğru bir ilk hızla fırlatmasını (Genel tabiriyle balıklama yapması) gerektirir' denildi.

İkinci maddede ise çalılığın üst kısmının o an yüksekliği düşünülerek, herhangi bir cismin yere düşmesi hesaplandığında, yaklaşık bu süresinin 1.2 (artı-eksi) 0.1 saniye mertebesinde olması gerektiği vurgulandı.

İkinci maddenin devamı niteliğindeki üçüncü maddede ise, 'Dolayısı ile yaklaşım mesafesi çalılık yüksekliği ve genişliği göz önüne alındığında bu hızın ileri yöndeki doğrusal bileşeni ile bu süre içerisinde, zemin duvar kenarından ileri doğru olan uzaklığı yaklaşık olarak 5,0 (artı-eksi) 1.0 metre civarındadır' ifadesine yer verildi.

Dördüncü maddede ise hesaplamalara göre Aslı Baş'ın düşmesi gereken noktanın bulunduğu yerden oldukça uzak olması gerektiği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:' Bu da Aslı Baş'ın çalılıkların üzerinden atlayarak değil son bulunduğu yere düştüğü yaklaşımını güçlendirmektedir. Olayın ifade edildiği gibi atlama değil bilimsel veriler ve hesaplamalar ışığında bu olayın aslında yüksekten bir cismi yere bırakma veya serbest düşme olarak değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.

Olayın gerçekleşmesi için manken Baş'ın bulunduğu son pozisyonu ve konumu göz önüne alındığında çalılıkları geçerek, yüzünü villaya dönüp kendini duvar üzerinden aşağı bırakması ile meydana gelen bir serbest düşme olayının oluşmuş olması gerektirmektedir. Bu ise olayın oluşumunun ifadelerde beyan edildiği gibi, olmadığını ve bir çelişkiyi göstermektedir.

Ayrıca, Baş'ın son düşüş anını gösteren kamera kayıtları görüntüleri incelendiğinde ve zemine çarpma anı göz önüne alındığında, hareketsiz ve refleksiz bir kütle gibi düştüğü gözlenmektedir. Bu da basit bir boşluğa bırakılmış bir cismin hareketi olarak değerlendirilmesini gerektirir.

Bunların dışında dikkat edilmesi gereken bir ayrıntı ise Baş'ın son düşme anındaki pozisyonu ve kafasını hareketleri düşünüldüğünde doktor kontrolü sırasıda çekilen fotoğraflarda kafasının sol arka tarafından görülen ve merdiven taş yükseltisine çarpma sonucu olduğu düşünülen yarığın aslında sağ tarafta olması gerektiğini göstermektedir. Yukarıda bahsedildiği yapılan ölçümler ve elde edilen hesaplama sonuçları bu olayın çalılık üzerinden atlama hareketi olmadığını göstermekte."

Davayla ilgili 3'ncü duruşma yarın Muğla 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.