6 aydır akciğer kanseri tedavisi gören oyuncu Billur Kalkavan'ın sevgilisi Buğra Bahadırlı, " Ölüm hayatı bitirir, ilişkiyi bitirmez. Son nefesine kadar mücadele etti, beni bırakmak istemediğini hissettim" dedi.
Bahadırlı, Sabah yazarı Tuğba Kalçık'ın sorularını yanıtladı. Bahadırlı şunları kaydetti:
-Kendinizi hazırlamış mıydınız?
Bu kadar kısa bir sürede onu kaybedeceğimi düşünmemiştim. Kanser tedavisi çok iyi gidiyordu. Hatta doktoru Billur'a "Son bir taramaya sokup seninle eylül konuşması yapacağız" demişti. Ama enfeksiyon kapacağını ve sonucun böyle olacağını kimse öngörmemişti. Hastaneye 'otel' derdi. Otelde çok kalmak istemiyordu ama evimizde kentsel dönüşümden dolayı tahliye süreci söz konusuydu. Bu da onu olumsuz etkiledi, hastanede kalmak istedi. Doktorlar 'üç ay ömür biçti' diye haberler çıktı ama doktorlar beni kenara çekip böyle bir şey söylemedi, kendi aralarındaki tahminleriymiş. Billur'un kanseri akciğere, karaciğere, kemiklerine ve mesanesine sıçramıştı. Ama doktorumuz vücudunda bu kadar tümör olmasına rağmen Billur mucizeler yaratıyor, literatüre geçecek demişti ama dirençli enfeksiyonla karşılaştı.
-Hayata çok bağlı bir kadındı Billur Hanım...
Evet ama bu hastalığa yakalanmadan bir süre önce bana "Hayatta yapabileceğim her şeyi yaptım. Ve bir ölüm enerjisi hissi geldi bana" demişti. Belki de hayatla olan kontratını bu sözlerle tamamladı.
-Son zamanlarında sizden istediği bir şey olmuş muydu?
'Canım pizza istiyor. Pizza yiyelim mi?' demişti. Ben de pizza getirdim ama yemek nasip olmadı, kötüleşti çünkü sonra. Bu enfeksiyon onun vücudunu öyle yıprattı ki, tuvalete bile kucağımda götürüyordum. Hatta bu duruma düşmesi onu içten üzüyordu. Çok gururlu bir kadındı, 'Buğra'ya yük mü oluyorum' diye hisse kapıldığını düşünüyorum.
Billur'dan 'anı yaşamayı' öğrenmiştim. Bu yüzden de onun kaybedersem ne olacak diye kaygıyla geçirmedim bu süreci. Onu sevmeye, beslemeye odaklanmıştım. Aslında hâlâ gitmemiş gibi hissediyorum. Kalbimde büyük bir sevgi var. Boşluğunu sabah kalktığımda hissediyorum en çok. Her sabah bir saat ağlıyorum mesela. Biz onunla kavga bile etmezdik. Birbirimizden çok şey öğrendik. Aramızda 22 yaş fark vardı. Onunla birlikte olmaya başladığımda 25 yaşındaydım, o da 47 yaşındaydı. İlişkimizde olgun taraf bendim hep. O daha gençti bana göre... Gerçek sevginin ne olduğunu Billur'layken öğrendim. Benim hayatımda çok büyük bir dönüşüme neden oldu.
-Bir daha birini sevebilir misiniz?
Kimse Billur'un yerinde olamaz. Biraz zor görünüyor. 13 senedir onun dışında hiçbir kadına dokunmadım. Haz peşinde koşan biri değilim. Billur ile kendimi buldum. Her açıdan beni geliştirdi. Ondan önce daha rasyoneldim. Ben endüstri mühendisiyim, teknik bakıyordum her şeye. Onunla daha inançlı biri oldum, hem aşkı hem de ilahi aşkı tattım. Billur çok inançlı ve ruhsal bir kadındı. Kalbi ilahi aşkla doluydu. Kanseri de tevekkül ile karşıladı. Cenazesinde de insanların ağlamasını istemiyordu, "Dram yapmayın" demişti. Biz de onu istediği gibi uğurladık.
-Cenazesinde neler hissettiniz?
Ölüm hayatı bitirir, ilişkiyi bitirmez. Ben son anında yanındaydım. Öldüğünde de ordaydım. Morgda da gördüm. O haliyle de sevdim. Bedenden öte bakıyorum. Bedeni morgda yatıyordu ama ruhu benimleydi. O benim aşık olduğum kadın. Son nefesine kadar mücadele etti, beni bırakmak istemediğini hissettim. Hastaneye hep tıraş olup güzel kıyafetlerimi giyip gidiyordum. Beni öyle görmek istiyordu. Bilinci ara ara geliyordu, "Çok yakışıklısın" deyip uyumaya devam ediyordu.