Bilsay Kuruç'un kriz dersleri kitap oldu

Bilsay Kuruç'un kriz dersleri kitap oldu
T24 - Cumhuriyet gazetesi yazarı Işık Kansu’nun, Prof. Dr. Bilsay Kuruç ile küresel ekonomik kriz üzerine yaptığı söyleşiler,"Kriz" adıyla kitaplaştırıldı.

17 Ekim Cumartesi günü saat 14.00'te Uğur Mumcu Araştımacı Gazetecilik Vakfı'nda (um:ag) Prof. Dr. Mümtaz Soysal'ın sunuşunu yapacağı, Prof. Dr. Bilsay Kuruç ile Işık Kansu'nun katılacağı söyleşide kitap için imza günü de yapılacak.

Türkiye'nin ve Mülkiye'nin en saygın iktisatçılarından olan eski DPT Müsteşarı ve Merkez Bankası Meclisi üyesi Prof. Bilsay Kuruç'un küresel krize ilişkin alternatif analizleri, Cumhuriyet yazarı Işık Kansu tarafından kitaplaştırıldı.

Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Vakfı’nca (KİGEM) yayımlanan “Prof. Dr. Bilsay Kuruç ile söyleşiler – Kriz” adlı kitap 64 sayfadan oluşuyor.

Önsözü, Cumhuriyet gazetesi yazarı Prof. Dr. Mümtaz Soysal tarafından yazılan kitap, “Kapitalizm Sallanıyor”, “Bize Bir Şey Olmaz”, “Küreselleşme Masalı”, “Model Çöküyor”, “Çöküş Tablosu”, “Edebî Şefe Bağlılık”, “Cenderedeki Ülke”, “Utanmak İçin Son Fırsat”, “Büyük Ahlâksızlık”, “Demir Maskeden Kurtulmak”, “İşsiz Kalması Gerekenler”, “Bilinen Yeminden Kurtulmak”, “Zenginlerin Doruğu”, “Bitirirken” ve “Buhranda Atatürk’ü Anmak” bölümlerinden oluşuyor.

'Takipçi gazeteci ile iktisadın berrak beyni'

Soysal, kitabın önsüzünde, “Okudukça ve hele ‘Bitirirken’ bölümünü okuyunca fark etmiş olacaksınız ki, bu kitap rastgele bir zihin ürünü değil. Hamurunda Işık Kansu gibi müthiş takipçiliğiyle bilinen bir basın mensubu ile Bilsay Kuruç gibi iktisat bilimi dünyasının ülkemizdeki en berrak beyinlerinden birinin katkısı var. İkisinin bir araya gelmesi, hem sorulması gerekip çoğu zaman sorulmayan soruların sorulmasına, hem de bilinmesi gerekip çoğu zaman bilinmek istenmeyen doğruların su yüzüne çıkarılmasına yol açmıştır” görüşünü dile getiriyor. Soysal, kitabın konusunu şöyle açıklıyor:

“Umudumuz, teğet geçmek şöyle dursun, bu ülkeyi işsizliğin en yüksek olduğu yerlerden biri durumuna düşürmüş olan ekonomik kriz üzerindeki tartışmaların bu kitapla yeni bir mecraya sokulabilmesidir. Ekonomik çalkantıların borsa iniş çıkışlarıyla ölçüldüğü ve sorunların derinine inmekten korkulduğu bir toplumda son krizin daha geniş tartışmalara ufuk açması beklenirdi. Aynı şekilde, kapitalizmin son döneminde gözü dönmüş kazanç hırsının insanları nelere sürükleyebileceğini gösteren Bernard Madoff olayının Türkiye’de de büyük yankı uyandırması beklenirdi. Uyandırmadı. Kitap bu çeşit duyarsızlıklara da parmak basıyor ve nedenlerini açıklamaya çalışıyor.”

Kitabın “Cenderedeki Ülke” bölümünde Kuruç, ekonomik bunalımın Türkiye üzerindeki etkilerinden bahsediyor. Bunalım karşısında hükümetin tavrının irdelendiği bölümde, muhalefete de atıf yapılıyor. “İşsiz Kalması Gerekenler” bölümünde de, krizle birlikte artan işsizliğin nedenleri ve siyasetin bu tabloya bakışı konuları yer alıyor.

“Bitirirken” bölümünde ise, 150 yıllık “Anglosakson kapitalizmi”nin insanlara güzel ve önü açık bir yaşama güvencesi vermediğini belirten Kuruç, “Bir anlamda kapitalizmin ‘ilerici’ olma çağı da, bunun kırıntıları sürse bile sona ermiş görünüyor. 150 yılın sonunda, o kapitalizm kendine bağımlı ve güvencesiz sistemler yaratıyor” ifadesini kullanıyor.

Krizin öğretmesi gereken en önemli şey

Kuruç krizin öğretmesi gereken en önemli şeyi şöyle tanımlıyor:“Türkiye gibi ülkeler ‘yeni’ ve ‘insanca’ bir dünya düzeninin en önemli güvencesi olabilirler. Bugünkü halleriyle değil, toplumun aradığı, henüz adını koyamadığı ‘taşıyıcı kolonları’ inşa edebildikleri takdirde. Bu, görünür gelecekte dünyada ‘insani bir blok’ oluşabilmesinin de yolu olur.”