Ayşe Sayın
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin "istifaya gerek yok" açıklamalarına karşın, AKP'nin İstanbul Büyükşehir belediye başkan adayı Binali Yıldırım'ın TBMM Başkanlığı'ndan istifa seçeneğini yeniden gündemine aldığı belirtiliyor. Kulislere yansıyan iddiaya göre Yıldırım'ı istifaya zorlayan, sadece anayasal yükümlülük değil, parti içinde, farklı gruplardan gelen "istifa" baskısı.
Binali Yıldırım'ın, adaylığının açıklanmasından önce TBMM Başkanlığı'ndan istifasının zorunlu olup olmadığı konusunda hukukçulara inceleme yaptırdığı biliniyor. Adaylığı ilk gündeme geldiğinde hukuki zorunluluk olup olmamasına bakmaksızın "etik" olarak Yıldırım'ın istifa etmesi bekleniyordu. Hatta muhalefet partilerinden bazı grup yöneticileri de Yıldım'ın, istifa için hangi tarihin uygun olacağı konusunda görüş sorduğunu ifade ediyordu.
Bir çok hukukçu, "tarafsızlığını" korumak için Meclis içi ve dışında siyasi parti faaliyetlerine katılamayacağını düzenleyen Anayasa'nın 94. maddesine göre TBMM Başkanlığı'ndan istifa etmesi gerektiği görüşüne karşın önce MHP Lideri Devlet Bahçeli, sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "îstifaya gerek yok" diyerek tartışmayı kapatmaya çalışmıştı.
Ancak sadece muhalefetin eleştirileri değil, gittiği her yerde gazetecilerin istifa sorularıyla karşılaşan Yıldırım'ın, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle bir araya geldiği gazetecilerin soruları üzerine "Seçim siyasi faaliyet değil" açıklamaları kamuoyunda hayli tartışıldı. Yıldırım birçok yorumcuya göre "zor durumda kaldı."
Yıldırım'ın, muhalefetin eleştirilerinin yanı sıra TBMM Başkanı olarak, belediye başkan adaylığı çalışması yapmasının sıkıntılarını da dikkate alarak istifayı yeniden gündeme aldığı konuşulmaya başlandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasî partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine; görevlerinin gereği olan haller dışında, Meclis tartışmalarına katılamazlar; Başkan ve oturumu yöneten Başkanvekili oy kullanamazlar.
Kulislerde Yıldırım'ın "istifa" kararının dayanağı olarak son dönemde, yaptığı açıklamalar gösteriliyor. Daha önce istifa ile ilgili sorulara "İstifa gündemimizde yok" sözüyle yanıt veren Yıldırım, geçen hafta sonu istifa tartışmalarını anımsatan bir gazeteciye, "Bir şeyi karıştırıyoruz, henüz kimse aday falan değil. Belediye başkanlığı adaylığı kesinleşen bir Allah'ın kulu bile yok. Sadece niyetlerini açıkladılar ve buna YSK, 19 Şubat'ta müracaatlar başladıktan sonra karar verecek. 3 Mart'ta da listeler yayımlanacak, asıl adaylar da orada netlik kazanacak. Ben buraya TBMM başkanı sıfatımla geldim" ifadelerini kullandı.
Yıldırım'ın yine bir kaç gün önce katıldığı ALS Derneği'nin düzenlediği Cihaz Dağıtım töreninde TBMM'de "ALS ve Sebebi Bilinmeyen Hastalıklar için Meclis Araştırma Komisyonu" kuracağını belirterek, "Meclis Başkanlığı görevimdeki son işim belki de bu olacak" dedi.
Yıldırım'ın özellikle ALS Derneği'nde yaptığı konuşmadaki "son görev" sözleri "belediye başkanlığını kesin kazanacağı" iması olarak yorumlansa da birçok yorumcuya göre son açıklamaları ile birleştirildiğinde, "istifanın işareti" olarak değerlendiriliyor.
Yıldırım'ın istifa konusunu yeniden gündeme almasındaki bir başka etken olarak ise AKP içindeki baskı gösteriliyor. AKP'de bazı parti yöneticileri açık açık Yıldırım'ın istifa etmesi gerektiğini ifade ediyor. Parti içinde TBMM Başkanlığı bekleyen ya da kendilerine yakın isimlerin başkan olması için kulis yapan gruplar, Anayasa'nın 94. maddesinin açık olduğunu ifade ediyorlar.
Kulislerde Yıldırım'ın istifa etmemesinin, farklı spekülasyonlara yol açtığına dikkat çeken bazı parti yöneticileri, Yıldırım'ın adaylığının 19 Şubat'ta adayların isimlerinin YSK'ye iletilmesi ile resmileşeceğini ve 3 Mart'ta da kesinleşeceğini belirterek, "Yıldırım'ın adaylığının resmileşmesi sürecinde istifa edebileceğini" ifade ediyorlar.
Bir parti yöneticisi, "Artık bu tartışmayı sürdürmenin anlamı yok. Yıldırım istifa etmeli, edeceğine de inanıyorum" görüşünü dile getiriyor.
Yıldırım'ı istifaya zorlayan bir başka etken olarak ise muhalefet kanadından gelen ve tartışma da yaratan iddialar. Örneğin CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Yıldırım'ın TBMM Başkanlığı'ndan istifa etmemesiyle igili, "Binali Yıldırım belediye başkanı olursa koltuğu belediye meclis üyelerinden birine bırakacağı söyleniyor. Bilal Erdoğan'ın adı da geçen isimler arasında" iddiasında bulundu. AKP kaynakları bu iddiaları doğrulamasa da, TBMM Başkanlığı'nda seçim gününe kadar kalması halinde bu spekülasyonların artacağı, bu durumun seçimin kaybedilmesi sonucunu doğurabileceğini de dikkate alarak Yıldırım'ın istifa seçeneğini değerlendirdiği yorumu yapılıyor.
Yıldırım, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a da bu konudaki rahatsızlıkları iletti, hatta Aydınlık Gazetesi'nden İsmet Özçelik'in haberine göre de "istifaya da ikna etti."
AKP kulislerinde reddedilmeyen istifa iddiası ile ilgili de de bir kaç seçenek konuşuluyor. Bu konuda AKP kulislerinde de dile getirilen tarih olarak belediye başkan aday listelerinin YSK'ye iletileceği 19 Şubat ile kesin aday listelerinin ilan edildiği 3 Mart işaret ediliyor. Yıldırım'ın bu konuda görüş sorduğu bazı milletvekillerine de istifa için en uygun zaman olarak "3 Mart'ı işaret ettiği" yorumu yapılıyor.
Bu olasılıkların yanı sıra Yıldırım'ın, yeni Meclis Başkanı'nın seçimine zaman tanımak için TBMM'nin verilen 15 gün aranın ardından yeniden toplanacağı 5 Şubat'tan hemen sonra istifa edebileceği ve hızla Meclis Başkanlığı seçim sürecinin başlatılabileceği de dile getiriliyor.