İstanbul Sözleşmesi'nin ilk imzacısı olan Türkiye, 1 Temmuz itibarıyla sözleşmeden çekildi. "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz" diyen binlerce kadın polis ablukasına rağmen yurt genelinde sokaklara çıktı. Eylemlerin önceden duyurulması nedeniyle, İstanbul Valiliği'nin aldığı karar doğrultusunda M2 Yenikapı-Hacıosman Metro Hattı Taksim istasyonu meydan girişi kapatıldı. Galatasaray Meydanı'nda basın açıklaması yapmak isteyen kadınlar polis barikatı ile karşılaştı. Rusya Konsolosluğu önünde kurulan ikinci barikatı da dağıtan kadınlar burada polisin biber gazı ve sert müdahalesiyle karşılaştı. Binlerce kadın polisin ablukasına rağmen İstiklal Caddesi'nden Karaköy'e yürüdü. Karaköy'de basın açıklamasını okuyan kadınlar, "Nasıl bu sözleşmeyi mücadelemizle var ettiysek, bugünden sonra da daha eşit, daha özgür günleri birlikte var edeceğiz. Yaşasın Kadın Dayanışması!" diyerek dağıldı.
Toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine dayanan İstanbul Sözleşmesi, 11 Mayıs 2011 tarihinde imzaya açılmış ve 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girmişti. Türkiye, 20 Mart tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasının olduğu kararla sözleşmeyi feshetmişti.
Kadın örgütleri, sözleşmeden çıkan Türkiye'nin farklı kentlerinde protesto için çağrı ve duyuru yaptı.
Kadın örgütlerinden oluşan "İstanbul Sözleşmesini Uygula Kampanya Grubu"nun çağrısı üzerine kadınlar, Taksim Tünel’de bir araya geldi ve “İstanbul Sözleşmesi bizim. Kararı geri çek sözleşmeyi uygula” dedi.
HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, Züleyha Gülüm ve Hüda Kaya'nın yanı sıra Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Sera Kadıgil'in de destek verdiği protestoda ellerinde “Sarayınızı başınıza yıkacağız”, “İstanbul Sözleşmesi bizimdir” ve “Kadınlar özgürlük için isyanda” dövizlerini taşıyan kadınlar, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Kadın cinayetleri politiktir” sloganları attılar.
Taksim Tünel'den Rus Konsolosluğu'na yürüyen kadınlar konsolosluk önünde polis barikatıyla karşılaştı. Kadınların barikatı aşması üzerine ikinci kez polis barikatı kuruldu. İkinci barikatı da zorlayan kadınlara polis biber gazıyla müdahale etti.
Kadınlar, kurulan barikatları aşarken, polis biber gazıyla müdahale etti.
Kadınlar "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz. Bizim için bitmedi" yazılı pankartın ardından Taksim Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti. İstiklal Caddesi'nden dağılan kadınlar, "Polis defol, bu sokaklar bizim" sloganlarıyla Karaköy'e yürüdü.
Kadınların Karaköy'de yaptıkları basın açıklaması ise şöyle:
İzmir'de, İstanbul Sözleşmesi’nin feshini protesto etmek için toplanan kadınlar, polis engeli ile karşılaştı. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde yürümek isteyen kadınlara izin vermeyen polis, protestoyu ara sokaklara taşımak isteyen bazı kadınlara biber gazı sıktı. Müdahale zaman zaman sertleşirken, bazı eylemciler kısa süreli fenalık geçirdi.
Konak ilçesine bağlı Alsancak semtinde, fesih kararını protesto etmek için toplanan ve yürümek isteyen kadınlar, Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde polis barikatı ile karşılaştı. Barikatı aşmak ve eylemi ara sokaklarda sürdürmek isteyen bazı kadınlara polis biber gazıyla müdahale etti. Gazdan etkilenen bazı kadınlar fenalık geçirirken, HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay polisle görüşüp eyleme izin verilmesini istedi, talebi reddedildi. Bir süre polis barikatı arasında kalıp bekleyen kadınlar duruma tepki gösterdi.
(Video: Evrensel)
Kadın örgütleri, İstanbul Sözleşmesi’nin feshini Ankara’da protesto etti.
Kadın örgütlerinin çağrısı ile Sakarya Caddesi’nde yapılan eylemde, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. Hayatı durduruyoruz” pankartı ve öldürülen kadınların fotoğrafları taşındı. Eylemde yapılan ortak açıklama şöyle:
“AKP iktidarı kendisine karşı çıkan herkesi terörize ediyor, eşit ve özgür bir yaşam için mücadele eden tüm kesimleri kriminalize etmeye çalışıyor. Yalnızca 2 hafta önce HDP binasına gerçekleştirilen saldırıda kaybettiğimiz Deniz Poyraz, kişisel nedenlerle değil AKP'nin her geçen gün artan kriminalize edici politikalarından alınan cesaretle katledildi. Kadın mücadelesinden tanıdığımız Deniz Poyraz isyanımızdır.
Denizli'de İstanbul Sözleşmesi eylemine katıldıkları için gözaltına alınan 3 İranlı mülteci de sınır dışı edilmek istendi. Kadın mücadelesinin baskısıyla sınır dışı edilmeleri engellendi ancak 3 göçmen kadın arkadaşımız başka şehirlere sürgün edilerek cezalandırıldı.
Kadınlar pandemi süreci de fırsat bilinerek ev içine hapsedildi, ev içi emekleri katmerlendi, kadın yoksulluğu katlandı ve kadına yönelik ev içi şiddet arttı. Yaşadığımız her türlü şiddete ve baskıya karşı sokaklara çıktığımızda ise karşımızda polis şiddetini görüyorduk. Ankara emniyeti her geçen gün biz kadınlara yönelik fiziksel şiddetini arttırıyor. Bizler anayasal hakkımızı kullanıyoruz, onlar suç işliyor. Ankara Emniyeti, Ankara sokaklarında sistematik ve yapısal bir biçimde suç işliyor."
TIKLAYIN - Türkiye, tepkilere rağmen ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi'nden resmi olarak ayrıldı