T24 - Sivas'ta, 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nin yakılması ve 37 kişinin ölümüne ilişkin ana davadan dosyaları ayrılan 7 sanık hakkındaki davanın, 2 sanık yönünden ölmeleri, 5 sanık yönünden ise zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildi. Hakim Dündar Örsdemir, kararında ''İnsanlık suçunda zaman aşımı olmaz ancak bu suçu işleyenler kamu görevlisi değil sivil oldukları için davanın düşmesine karar verildi'' dedi. Kararın açıklanmasının ardından Adliye dışında bekleyen kalabalığı yürüyüşe geçmesi üzerine polis müdahale etti.
Madımak'ta yaşamanı yitiren şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı “Yarın (bugün) olumlu bir karar çıkması sürpriz olur” sözleriyle çok da umutlu olmadıklarına işaret etmişti.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ana davadan dosyası ayrılan 5 firari sanığın yargılanmasına ilgili dava bugün görüldü. Mahkeme, Sivas’ta yaşananları “insanlık suçu” olarak nitelendirmeyerek, dava 19 yıl sonra zaman aşımından kapandı.
Avukat Mehdi Bektaş da ''Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 7. maddesi gereğince zaman aşımı uygulama olanağı yoktur'' diye konuştu.
Avukat Şanal Sarıhan ise insanlığa karşı suçlar açısından davanın zaman aşımına uğrayamayacağını beyan etti. Avukat Sarıhan, ''Tarihi bir karar aşamasındayız. Bu adım, ya aydınlığa ya da karanlığa olacaktır. Birinci yol, 5 sanık yönünden davanın zaman aşımından düşürülmesi, böylece 15 bin kişinin katıldığı olayı kapatmaktır. Bu insanlığa karşı yeni bir suç işlemiş olmak demektir. Bu gelecekte suçun adalet adına işlendiğinden yola çıkılarak yeni suçlara cesaret verecektir. İkinci yol ise kötülüğü engellemektir. İşkence ve cezaevleri nasıl kötülükse katliam insanlık için daha büyük bir kötülüktür' dedi.
Sivas'ın 15 bin kişinin katılımıyla işlenmiş bir katliam olduğunu belirten Sarıhan, yaklaşık 160 kişinin yargılandığını, bunlardan 39'unun idam cezası aldığını anımsattı, bu idam cezalarının daha sonra müebbete dönüştüğünü ancak sanıklar yargılama sırasında salıverildikleri için daha sonra kararın infazında bulunamadıklarını söyledi.
Sarıhan, geçtiğimiz günlerde HSYK Başkanvekili'nin Sivas Davası'na ilişkin bir açıklamada bulunduğunu, bu açıklamayla adil yargılamayı ihlali ettiğini iddia etti. Sarıhan, 'Gerçi sizin amiriniz ama' deyince hakim Dündar Örsdemir, ''Estağfurullah, bizim üstümüz değildir'' itirazında bulundu. Saruhan da 'idari olarak söylemiştim' karşılığını verdi.
Sarıhan, mahkeme heyetine 'Acılar zaman aşımına uğrar mı? Vereceğiniz karar heyetiniz için örnek karar olacaktır. Ve bu kararınızla hukuk tarihi sizden söz edecektir. Yargılama adaleti tecelli ettirme işlemidir. Adalet adil bir yargılama ile sağlanır. Bu nedenle sizi adil olmaya ve hukuk tarihimize not düşmeye davet ediyoruz'' diye seslendi.
Madımak Oteli'nde hayatını kaybeden şair Metin Altıok'un kızı Zeynep Altıok Akatlı, davanın zaman aşımına uğramasını Twitter'dan şu sözlerle değerlendirdi:
''Karar; kamu görevlisi olmadıklari için zaman aşımı çıktı. Dava düştü. Katiller serbest! Bu kararı bekliyordum ama yerimden kalkamıyorum. Ölen sanığın zaman aşımı sürecek ölmeseydi kurtulamayacaktı. Bu bize sunulan bal oldu. Dinlerken umutlandık. İkinci karar da olumlu sandık ve çakıldık yerimize, yıkıldık. Sessiz ve vakur boşaldı salon. Yakıştığı gibi...''
Sivas katliamı davasında zamanaşımı kararı verilmesine tepki gösteren mağdur yakını Hüseyin Karababa, Cumhurbaşkanı'na çağrıda bulundu. Karababa, “Masumlar tarihlerini yazdı. Bizi değil, sanıkları akladılar” dedi.
Sivas'ta 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'ninde 35 kişinin yakılarak katledilmesiyle ilgili davada 5 sanık için zamanaşımı kararı verildi.
Katliamda yaşamını yitiren Gülsün Karababa’nın ağabeyi Hüseyin Karababa, kararı NTV’ye değerlendirdi.
Karababa, “Böyle bir karar bekliyordum. Buradan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e seslenmek istiyorum; vicdanı rahatsa, yasa herkes için lazımsa, bir gün kendisi için de lazım olacak. Bu ülkede ilk defa masumlar kendi tarihlerini yazmış oluyorlar. Burada aklanan, zorda kalan biz değil, başkaları durumundadır.”
Binlerce vatandaş da davayı izlemek üzere Ankara Adliyesi'nin önünde toplanmıştı. Gelenler arasında AGOS Gazetesi'nin önünde vurulan Hrant Dink'in eşi Rakel Dink de vardı.
Erdoğan: Karar hayırlı olsun
Başbakan Erdoğan, Sivas katliamı davasında "zamanaşımı" kararı verilmesini “'Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun” sözleriyle değerlendirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'deki AKP Grup Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Oh çok iyi oldu, kurtulduk diyor
Sivas katliamı davasında verilen zamanaşımı kararıyla ilgili hükümeti suçlayan CHP Lideri, "Başbakan'ın bu karardan sonra rahatladığını' öne sürdü.
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sivas katliamı davanın zamanaşımına uğramasını değerlendirdi.
Kararın Türkiye için bir yüz karası olduğunu dile getiren CHP Lideri, "Bu tablonun içinde AKP’nin ağırlığı var. Çünkü o faillerin büyük çoğunluğunu AKP milletvekilleri savunuyordu ve şimdi çoğu Meclis’te" dedi.
Karardan Başbakan Tayyip Erdoğan'ı sorumlu tutan Kılıçdaroğlu, "Emin olun 'Oh iyi oldu biz de kurtardık işi' diyordur. Eminim Sayın Başbakan içinden 'Oh çok iyi oldu, kurtulduk' diyor. Kim olursa olsun insanların haklarını savunmak özellikle parlamenterlerin görevi olmalıdır" diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Sivas olayları davasının zaman aşımından düşmesi kararına ilişkin, "Kararı yargının yüz karası olarak nitelendiriyoruz ve kınıyoruz” dedi.
Kararın ardından adliye çıkışında bazı milletvekilleri ile olaylarda hayatlarını kaybedenlerin yakınları karara tepki gösterdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, mahkeme kararını bu şekliyle kabul etmediklerini ifade etti. Yasama organının bu olaya zamanında el koyması gerektiğini savunun Tanrıkulu, kararı yargının yüz karası olarak nitelendirdiklerini ve kınadıklarını belirtti.
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, kararı hukuk dışı olarak nitelendirdi.
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, kararla yüreklerdeki yaraların kapanmadığını belirtti. ”Birileri bu davayı kapatmış olabilir, ama demokrasiye sahip çıkanlar bu davayı sonuna kadar sürdürecek” diyen Kışanak, davayla ilgili süreçte adaletin adım adım katledildiğini savundu.
Ölenlerin yakınlarının avukatlarından Şenal Sarıhan da olayın mahkeme tarafından insanlığa karşı işlenmiş suç olarak kabul edilmesini önemli bir adım olarak nitelendirdi.
Zaman aşımıyla ilgili kararı ise olumsuz olarak değerlendiren Sarıhan, ”Sözleşme, insanlığa karşı işlenmiş suça hangi sıfatla katılınırsa katılsın, hatta eylem gerçekleşmemiş bile olsa bunu suç olarak kabul eder ve zaman aşımından yararlandırmaz. Biz temyiz edeceğiz. Yargıtay umarım bu olumlu adıma daha sağlam bir adımla katkı sunacak” dedi.
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, kararla yüreklerdeki yaraların kapanmadığını belirtti. ”Birileri bu davayı kapatmış olabilir, ama demokrasiye sahip çıkanlar bu davayı sonuna kadar sürdürecek” diyen Kışanak, davayla ilgili süreçte adaletin adım adım katledildiğini savundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İnceleyelim daha sonra açıklama yapalım" dedi.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi 19 yıldır sonuçlandırılamayan tarihi Sivas Davasında “İnsanlık Suçunu” kamu görevlileri yönünden kabul ederken, sivil sanıklar yönünden kabul etmedi. Sanıklardan, dönemin belediye meclis üyesi Cafer Erçakmak’ın kamu görevlisi olduğuna dikkat çeken mahkeme, Erçakmak’ın işlediği suçun zamanaşımına giremeyeceğine hükmetti. Mahkeme, sanıklar Erçakmak ve Yılmaz Bağ’ın öldüğü için haklarında açılan davanın düşmesine karar verirken, 5 sivil sanığın suçunu insanlık kapsamında görmeyerek zamanaşımından düşürdü. Mahkeme Başkanı, 7 sanıktan biri olan dönemin Refah Partisi Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak hakkında suçun işlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) insanlığa karşı suçların düzenlenmediğine dikkat çekerek, 2005 yılında yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’da insanlığa karşı suçlardan dolayı zamanaşımının işlemeyeceğine dair hüküm bulunduğunu belirtti. Anayasa’nın 90. maddesine atıfta bulunan Mahkeme Başkanı Örsdemir kararı şöyle açıkladı:
“Türkiye tarafından kabul edilen ve iç norm kuralları bakımından bağlayıcı özelliği bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ikinci maddesinde yer alan yaşama hakkına yönelik ‘yaşama hakkını ihlal ettiği iddia olunan, işkence ve kötü muamele iddiaları ile sonuçlanan kamu görevlilerinin af ve zamanaşımından faydalandırılamaması’ gerektiği yönündeki kararları dikkate alındığında, suç tarihi itibariyle belediye meclisi üyesi olan sanık Cafer Erçakmak’ın kamu görevlisi olduğu, her ne kadar kamu görevlisi olan sanık hakkında olayın asli, maddi faili olarak yargılandığı işbu dava dosyasında zamanaşımı hükümlerinden istifade edemeyeceği düşünüldü.”
Örsdemir, 10 Temmuz 2011 tarihinde öldüğü anlaşılan Cafer Erçakmak’ın davasını düşürdü. Kararda sanıklardan Yılmaz Bağ’ın da öldüğü için hakkındaki davanın düşürülmesine karar verildi.
Sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu hakkındaki kararda ise yeni TCK ile eski TCK’nın hükümleri karşılaştırıldı. Anayasa’nın 90. maddesine, AİHM kararlarına ve AİHS’nin hükümlerine atıfta bulunan Mahkeme Başkanı Örsdemir, “Sanıkların kamu görevlisi olmayıp sivil oldukları, ayrıca olayın adli, maddi faili değil, fer’i şerik olarak yargılandıkları, 765 sayılı TCK’nın 146/3. maddesinde öngörülen cezanın 15 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresi 2 Temmuz 2008 tarihinde dolduğundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine” karar verdi.