Başbakan Tayyip Erdoğan’ı ve Türk politikacıları, sinema endüstrisinin piyasa kurallarını anlamamak ve sanata baskı yapmakla suçlayan Rus Profi-forex.org sitesi yorumcusu Vita Maksimçuk, Türkiye iktidarını Lenin ve Stalin gibi tarihi liderleri insanüstü birer anıtmış gibi yansıtan Sovyet Komünist Partisi yöneticilerine benzetti. Maksimçuk yazısında "Bir televizyon dizisi bir devletin imajına zarar verebilir mi? Dizinin adı ‘Muhteşem Yüzyıl’ ve devletin adı da Türkiye ise, evet verebilir" dedi.
Rus Profi-forex.org sitesi yorumcusu Vita Maksimçuk'un yazısı Rusya Analiz sitesinden Ali Rıza Dırık'ın çevirisiyle şöyle:
Sinema endüstrisi, politikacıların şikâyet dolu nutuklarını duymaya alışkındır. Yönetmen ve senaristlerin tarihi ve halkın belleğini iyi bilmedikleri (hatta çarpıttıkları), düzeysiz oldukları, bayağı zevklere prim verdikleri, sinemanın eğitici işlev taşımadığı ve vurdumduymaz bir tutum içinde olduğu iddiaları yeni değildir.
Sinema endüstrisinin yöneticileri ise bakanlara ve milletvekillerine şakayla karışık şu yanıtı vermektedirler: Günümüz sinemasında egemen olan tek bir yasa vardır; seyircinin, yani pazarın talebi ne ise, kitlelere çekilip gösterilecek de odur, ne de olsa yaşamın, çalışmanın, gelirin, yani sanatın başlıca kaynağı budur. Devlet sipariş versin, biz size “yurtseverlik filmi” çekelim, vermiyorsanız işveren ve seyirci hangi filmi istiyorsa onu biz çekeriz.
Siyasetçilerle sinemacıların söz düellosu, ebedi bir temadır, ancak Türkiye’de bu artık kabul edilebilir nezaket sınırlarını aşmış bulunuyor. Bunun nedeni, Osmanlı İmparatorluğu’nun yüce tarihini sıradanlaştıran Muhteşem Yüzyıl dizisinin Türk seyircilerden gördüğü aşırı ilgi.
Neden Türkiye iktidarı birdenbire, Rus, Ukraynalı, Belaruslu ve Türk kadınlarının, Türkiye’de olsun Rusya’da olsun hiçbir bölümünü kaçırmaksızın izledikleri ve her bölümünde gizli gizli gözyaşı döktükleri, ünlü ve Ocak 2013’ün en popüler dizisine karşı kampanya başlattılar?
Hem Türkiye’de siyasetçilerin, milletvekillerinin ve bakanların gerekçeleri, hem de Rusya’da sosyal paylaşım sitesi Odnoklassniki.ru kullanıcılarının sevilen dizi lehine gerekçeleri, yatırımcıların yayın organı Borsa’nın Lideri’nde yer alan “Rusya Haberleri” ve “Türkiye Haberleri” bölümlerinin analiz uzmanları mercek altına aldılar.
Bir televizyon dizisi bir devletin imajına zarar verebilir mi? Dizinin adı “Muhteşem Yüzyıl” ve devletin adı da Türkiye ise, evet verebilir.
Muhteşem Sultan Süleyman’ın 16. yüzyıldaki yönetimini konu alan televizyon dizisi Muhteşem Yüzyıl yüzünden, muhafazakâr Türk siyasetçileri, milletvekilleri ve bakanları küplere bindi. Türkiye’deki her ilköğretim öğrencisinin Türk ulusunun ulusal kahramanı Muhteşem Süleyman’ın halkına ve ülkesine hizmet uğruna “tüm yaşamını at üzerinde geçirdiğini” bildiği koşullarda, şimdi bu dizide tamamen başka bir şey gösterilmektedir: Meğer Sultan’ın kalabalık bir haremle ilişkileri, kadınları arasındaki entrikalar ve böylelikle tüm yaşamı “yatak sahnelerinden, aşk itiraflarından” ve benzeri “ahlak dışı ilişkilerden” ibaretmiş.
Gerçekten de senaryo yazarı ve rejisör bu filmi kurgularken neler düşünmüşlerdi? İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin temsilcilerinin görüşüne göre, o dönemde Osmanlı İmparatorluğu sınırlarını genişletip, karşısındaki Avrupa ve Rusya’yı titretirken, bu dizi “diz boyu bayağılığın”, ulusal bir kahraman olan Osmanlı İmparatorluğu’nun şanlı Sultanı’nın ve haremindeki cariyeler arasındaki sonu gelmez entrikaların altı çizmektedir.
Ya bir cariye olan Hürrem’i (Roksalana) övmek de neyin nesi? ABD’nin Boston Üniversitesi Sosyal Antropoloji Profesörü J. White’a göre, Türkiye’deki iktidar çevrelerinin öfkesi en çok Hürrem gibi bir kahramana yönelik olabilir. Hürrem, Sultan’ın bir cariyesi, ardından da nikâhlı karısı olarak o dönemin politikasında başrollerden birini oynamıştır. Onun, bilim adamlarının çalışmalarında betimlenen büyük etkisi, tıpkı çağdaş Türk toplumunda kadının rolüyle olduğu gibi, İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin muhafazakâr çizgisiyle de çelişmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nda kadın, dizinin her bölümde Hürrem’i betimlediği gibi olamaz.
Günümüz Türk kadınları kocalarıyla (hele hele politikacılarla) tartışmazlar, onlar yalnızca yeni ilahları efsanevi Hürrem’in sevilen dizisinin her bölümünü nefes almadan izlerler.
Sonuç olarak, bir İslam ülkesinin değerlerini dinamitleyen dizi, çok sayıda Müslüman ülkesinde popülaritesini artırmaktadır. Şöyle ki, Medyatava.com sitesinin verilerine göre, Muhteşem Yüzyıl’ı akşam prime-time de Türk izleyicilerin %27’si izlemektedir. Ayrıca dizi Yakındoğu, Orta Asya, aynı zamanda Balkanlar’ın (Makedonya, Bulgaristan, Yunanistan, Hırvatistan, Karadağ vb.) 43 ülkesinde inanılmaz derecede popülerdir ve bu nedenledir ki 200 milyondan fazla TV seyircisi tarafından izlenmektedir.
“Muhteşem Yüzyıl” Rusya’da da popülaritesini artırmaktadır. Örneğin, Borsa Lideri dergisinin “Show Business haberleri” ve “Sinema Haberleri” sayfalarında yazan analiz uzmanlarının verilerine göre, “Muhteşem Yüzyıl” Aralık 2012’de Yandex arama motoru verilerinde “Jamaika” dizisinden daha popüler durumdaydı.
Borsa Lideri dergisinin Rusya’da gösterilen dizilerin popülaritesine ilişkin raiting verilerinde de görüldüğü gibi, Muhteşem Yüzyıl bu ay, önceki ayın lideri “Veronika’yı” geçmeyi başardı. Büyük karışıklıklar ve entrikalarla dolu zor bir yaşamı olan ve bir Büyük Osmanlı Sultanı’nın eşi olmayı başarmış bir Ukraynalı kadının tarihsel-epik efsanesi ülkemizde çok sayıda izleyiciyi etkilemiştir. İnanılmaz güzel kostümler, büyüleyici dekorasyonlar, ihtişamı ve görkemiyle insanları kendine hayran bırakmaktadır.
Böyle bir durumda Rus ve Ukrayna kadınları nasıl susabilirlerdi ki?
Acaba Odnoklassniki.ru sitesi kullanıcıları Türk yöneticilerin görüşlerine katılıyorlar mı?
Muhteşem Yüzyıl’ı izlememiş olanlar dahi onunla ilgili bir şeyler duymuşlardır. Odnoklassniki.ru sosyal paylaşım sitesinde bu televizyon dizisine ilişkin inanılmaz sayıda olumlu ve hayranlık dolu görüş okumak mümkündür. Ve tabii aynı zamanda Türkiye’de iktidarın dile getirdiği öfkeye ilişkin yorumları…
Türk yöneticiler, SSCB döneminde Komünist Partisi Merkez Komitesi Propaganda Dairesi’nin düştüğü hataları yinelemektedir. Parti üst yöneticileri – V. Lenin, J. Stalin, S. Kirov ve diğer kahramanlar – hakkındaki sinema filmlerinin çekimlerinde yaşamsal olan her şeyden – zaaflarından, hobilerinden, kadınlara ilgilerinden, kadınların onlara ilgilerinden – arındırılmış birer “anıt” görünümündeydiler. Bu hata ancak “önderleri insana dönüştürme” cesaretini gösterebilmiş olan büyük Sovyet dramaturgu Mihail Şatrov’un piyeslerinde düzeltilebildi ve onun temsilleri, bilet bulmanın mümkün olmadığı birer hite dönüşüverdi.
Odnoklassniki.ru kullanıcıları Türk yöneticilerinin itirazlarına “Günümüzün sinema dizileri, milletvekilleri ve devleti yönetenler için değil, seyirciler için çekilmektedir. Galiba, Türkiye Başbakanı’nın buna inanması zor” şeklinde alaycı bir yorumla yaklaşmaktadırlar.
Muhteşem Yüzyıl’ın fanatikleri olan Rus kadınlarının ortak görüşü ise, “Kadınların iç dünyasına girilmemelidir” ve “Türk yöneticiler Osmanlı Sultanı Muhteşem Süleyman’ın günlerce at sırtında imparatorluğun düşmanlarına karşı savaşmasını istiyorlarsa, o zaman erkekler için bir dizi çeksinler” şeklindedir.
Türk yetkililer ne derlerse desinler, dizi hem ülke içinde hem de yurt dışında popülaritesini gitgide artırmaktadır. Muhteşem Yüzyıl, çok geniş ve sadık bir seyirci kitlesi olan kadınlar için, onların her birinin yüreğine dokunan ve heyecanlandıran bir konuyu, bir Külkedisi’ni, reel bir Ukraynalı kızı masallardan değil, tarihin belleğinden çıkmış olan bir masal prensini konu almaktadır. Masalın yaşamda da mümkün olacağına hangimiz inanmaz ki?
Kabul edelim ki, Türk erkekleriyle Rus kadınlarının mantığı ve düşünce zinciri birbirine zıt düşmektedir. Sonuç olarak, uzmanlarımız, dizinin – hakkındaki tüm skandallara karşın – başarısının garanti olduğunu kaydediyorlar.
(Rusya Analiz - Ali Rıza Dırık)