İki yıl önce eşi Taylan Kılıç'tan boşanan oyuncu Vildan Atasever, yeniden evlenmek istediğini söyledi ve ekledi: Bir kadın medeni durumu hakkında konuşmamalı. Ben evli veya bekar, ayakta durmaya çalışan bir kadınım.En son sinemada 'Son Osmanlı Cumhuriyeti' filminde rol alan, şimdilerde ise 'Gece Sesleri' isimli dizide Aslı karakterini canlandıran Vildan Atasever, ekonomik krizle ve özel hayatıyla ilgili çok özel açıklamalarda bulundu. Sabah'ın röportajına göre; ekonomik krizin tüm sektörü etkilediğini söyleyen Atasever, "Ben zaten çok mütevazı yaşarım. Krizde işi olan insanlardan olduğum için şükrediyorum" diye konuşuyor. Özel hayatında yeniden evlilik fikrine de sıcak bakan Atasever, böyle işlerin kısmet olduğunu söylüyor. * Oyunculukta hayatınızla ilgili önemli deneyimler edindiğinizi düşünüyor musunuz? Çok büyük ve uzun vadeli kariyer planlaması yapmaya gerek kalmadı hiçbir zaman. Mesela ben proje seçerken hep içgüdülerime güveniyorum. Senaryo okurken heyecanımı izliyorum. Ekonomik kriz bizi de vurdu! * Tecrübelerinizden kendiniz için çıkardığınız sonuç nedir? Hiçbir şey başladığınız noktada kalmıyor. Zamanla önemli tecrübeler ediniyor, hatalar yaparak bunlardan ders çıkarıyorsunuz. Ben bu tecrübelerimi hayata geçirmeye çalışıyorum. Tabii ki bazen doğru verdiğinizi sandığımız bir karar, daha sonra yanlış çıkabiliyor. Bunun için de büyük pişmanlıklar duymayıp, koşulları kendimce düzeltmeye çalışıyorum. Ama çabuk üzülen biriyim. * Filmlerinizin gişesine bakıyor musunuz? Hiçbir sinema filminin gişesiyle ilgilenmiyorum. Çünkü ticaret adamı değilim ben! İşim gereği bütün filmleri izliyorum ve takip etmeye çalışıyorum. En son izlediğim film 'Sonbahar'dı. Çok da beğendim. Daha sonra vizyona girenleri izleyemedim. * Ekonomik kriz sizi nasıl etkiledi? Ben zaten gündelik hayatımda çok mütevazı yaşarım. Ekonomik krizde, işi olan insanlardan olduğum için de her zaman şükrediyorum. * Oynadığınız diziden aldığınız ücret üzerinden indirim yapılmasına izin verdiniz mi? Maddi konulara çok fazla giren bir insan değilim! Krizden hepimiz etkilendik. Sadece bizim sektörümüz değil, her sektör nasibini aldı. Hayat giderek zorlaşıyor. Bu durumun daha nereye kadar gideceğini merak ediyorum. * İş ve özel hayatınızda mutlu musunuz? Bence insan her zaman mutlu olmalı. Yani psikolojik olarak sağlıklı ve iyi olmalısın ki, iş hayatında mutlu olabilesin. Mesela; özel yaşamında çok mutlusundur ama sevmediğin bir proje içindeysen, bu özel yaşamına da yansıyor. Ben her ikisinde de çok mutluyum. İnşallah evlenirim * Sizce dizi sektörünün aksayan yönleri neler? Başarılı işlerin sırrı nedir? Maalesef hala dublajlı çalışıyoruz. Bence dublaj bir oyuncunun performansını gerçeklikten uzaklaştırıyor. Hiçbir şey doğal haliyle kalamıyor dublaj içinde... Bence koşullar el verdiği sürece sesli çekimler yapılmalı. Tabii ki, dublaj sanatçılarına çok saygı duyuyorum. Sesleriyle çok zor bir iş başarıp, karakterlere hayat veriyorlar. Ama yurtdışında artık dublaj yok! Genel olarak sesli çekimler yapılıyor. Bizim de artık yavaş yavaş buna geçmemiz gerekiyor. Başarılı işlerin bence başarısındaki en büyük etkenlerden biri de sesli çekimler. * Pişmanlık duyduğunuz işleriniz oldu mu? Bir proje geldiğinde çok düşünerek karar veriyorum. Kendi verdiğim kararlarımla da mutlu olmaya çalışıyorum. Kötü görünen bir projenin de size sağladığı artılar mutlaka vardır. O kötü proje, sonrasında atacağınız adımlarla ilgili size çok şey öğretecektir. Böylece sonraki seçiminizde daha dikkatli olursunuz. O yüzden pişmanlık duyduğum bir proje yok! * Eşinizden boşandıktan sonra adınız birkaç kişiyle birlikte anıldı... Ben bu konulara hiç girmiyorum. Ama ismim ilişkim olmayan insanlarla yazıldı. Zamanla böyle bir şeyin olmadığı da anlaşıldı. Bir kadın medeni durumuyla ilgili konuşmamalı zaten... Bu bana çok saçma geliyor. Bir kadına medeni durumu nedir diye bakılmamalı... Ben evli veya bekar ayakta durmaya çalışan bir kadınım. * Yeniden evlenmeyi düşünüyor musunuz? Tabii ki çok isterim. İnşallah kısmetse bir gün yeniden evlenirim. Bu durumlar hiç belli olmuyor. Hayatınızın dönüm noktası olan yönetmenler var mı? Bugüne kadar çalıştığım insanlardan sinema adına çok şey öğrendim. Onlardan bilgi ve tecrübe edindim. Kutluğ Ataman'la sinemaya adım attım. Çalışma temposuyla ve disipliniyle bana sinemayı öğretti. Zeki Demirkubuz'la da sinemanın edebiyatını anladım. İkisi de benim için dönüm noktasıdır. İkisiyle de, rol aldığım filmlerinden sonra bir daha görüşemedik. Zeki Demirkubuz'un yeni filmini merakla bekliyorum. Oynamasam da eminim keyifle izleyeceğim bir film olmuştur. Gerçek olaylar ilgimi çeker * Keşfetmeye çalıştığınız yetenekleriniz var mı? Evet. Ama bunları yaptığım zaman, görülmesini isterim. Türkiye'de herkes konuşuyor, bu yüzden konuşmak bana çok anlamlı gelmiyor. Mesela fotoğraf çekiyorum. Resim yapıyorum. Resim bana meditasyon gibi geliyor. Dans ediyor ve müzikle uğraşıyorum. * Size kalsa hangi hikayeleri beyaz perdeye taşımak istersiniz? Şöyle diyeyim; okuduğum bazı üçüncü sayfa haberlerinden 'Keşke bu bir film olsa' dediğim olaylar var. Bunlar bana daha gerçekçi geliyor. Gerçek olaylar benim ilgimi çekiyor. *Oyunculuğunuz adına bulunduğunuz yerden hoşnut musunuz? Ben kendimi bulunduğum yere çok yakıştırıyorum. Olmam gereken yerde olduğumu da düşünüyorum. Elimizden geldiğince zor koşullarda iyi işler yapmaya çalışıyoruz. Bir hafta içinde uzun metraj bir sinema filmi uzunluğunda bir dizi çekiyoruz. Arkadaşlarımız da zor şartlarda çalışıyorlar. Onlar da ellerinden gelenin en iyisini yapma çabasındalar. Böyle bir sistemin için deyiz ve buna ayak uyduruyoruz. Tek başına bir şeyleri düzeltmek mümkün olmuyor. Bunu ancak hepimiz bir araya gelerek, yapabiliriz.