Bir melekti, canavar oldu: 'Oğlum uyuşturucu taciri olarak yetiştirildi'

Bir melekti, canavar oldu: 'Oğlum uyuşturucu taciri olarak yetiştirildi'

Yeni bir araştırma, orta sınıf ailelerin çocuklarının suç şebekeleri tarafından uyuşturucu satmak için yetiştirildiğini ortaya koydu. Bir anne "Oğlum bir melekti, canavara dönüştürdüler" dedi.

BBC'nin Victoria Derbyshire programına konuşan Claire (adı güvenlik gerekçesiyle değiştirildi) oğlunu bulmak için sokaklarda dolaştığını ve mahvolduğunu anlattı.

Claire, 2012'de bir ergenken çocuğunun eroin ve kokain gibi uyuşturucular satmak için bir suç çetesi tarafından istismar edildiğini, bunun sonucunda oğlunun evden kaçmaya başladığını ve bazen 3 ay ortaya çıkmadığını söyledi:

"Eve geri döndüğü bir dönemde kapıda bir hışırtı duydum. Anladım ki uyuşturucu satışını benim evimde yapmaya başlamış.

"Cep telefonunu arayanlara satın almak için eve gelmelerini söylüyordu.

"Bu sürecin sonunda vaktinin çoğunu sokaklarda geçirmeye başladı. Hiçbir yerde bulamıyordum onu."

Claire, oğlunun okulda çok başarılı olduğunu ve uyuşturucu tüccarlarının eline düşmeden önce davranışlarıyla ilgili hiçbir sorunu olmadığını söylüyor:

"Hatta bir keresinde başarılarından ötürü yerel gazeteye çıkmıştı."

İngiltere Parlamentosu'ndaki Kayıp ve Kaçak Çocuklar ve Yetişkinler Üzerine Partilerarası Parlamento Komisyonu'nun yayınladığı rapor da "istikrarlı ve ekonomik arka plandan" gelen çocukların suç örgütleri tarafından kandırıldığı ve istismar edildiğini ortaya koydu.

Parlamento'daki araştırma komisyonunun başkanı İşçi Partisi Milletevkili Ann Coffey, BBC'nin Victoria Derbyshire programına konuşurken şu ifadeleri kullandı:

"İnsanlar sadece belli bir arka plandan gelen çocukların bu tehlikeyle karşı karşıya olduğunu düşünüyor. Tabii ki onlar da bu tehditten nasibini alıyor ama durumu iyi olan ailelerin çocuklarının da bu tür bir istismar tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu unutursak tehlikeyi fark edemeyebiliriz."

Rapora göre çocuklar uyuşturucuları kent merkezlerinden kırsal bölgelerdeki yerleşim yerlerine taşıma işinde kullanılıyor.

Raporda kayıp çocukların uyuşturucu çetelerinin eline düşmesinin cinsel istismara "çok benzer" olduğunu ancak istismar edilen cinsel çocukların aksine bu çocukların yaptıkları şeyi kendileri yapmayı tercih etmiş gibi cezalandırıldığına dikkat çekiliyor ve "mağdur" olarak kabul edilmiyor.

Rapor, çocukların ilkokul ve liselerde bu risklere karşı eğitilmesi çağrısında bulunuyor.

Ulusal Suç Bürosu, Londra'daki çetelerin aralarında Liverpool ve Mancherster'ın da bulunduğu diğer kentlere bu şekilde yayıldığını söylüyor.

Claire, oğlunun kandırılarak uyuşturucu satıcısı yapıldığına inanıyor:

"Arkadaşlarının ailesinde suç örgütlerine bulaşmış kişiler, çocuklarının arkadaşlarını ağlarına düşürmek istemiş olabilir.

"Okul dışında birileri kendine yaklaşmış olabilir. Bütün bu aşamalardan geçtiğini düşünüyorum."

Sosyal hizmetlerden hiç yardım alıp almadığı sorulduğunda Claire şunları söylüyor:

"Maalesef hangi sosyal hizmetler biriminden yardım almaya çalıştıysam yardımcı olabilmeleri için oğlumun daha fazla kötü sorunları olması gerektiğini söyledi.

"Yırtındım, kendimi paraladım, çocuğumun bu batağa daha fazla saplanmaması için elimden gelen her şeyi yaptım ama hangi kapıya gittiysem elim boş döndüm."

Raporda kayıp kişiler hakkında yeni bir veri tabanı hazırlanması da öneriliyor. Bu, Claire'in şikayetçi olduğu birimlerarası bilgi paylaşımı eksikliğinin önüne geçebilir.

"Farklı birimlerin bir arada çalışmasını sağlayacak bir birim oluşturulmalı. Bir çocuk için sürekli birimden birime gezmem gerekiyordu. Ve hiçbir birim diğerinin yaptığı işe erişemiyordu" diyor Claire.

Claire çocuğu hâlâ hayatta olduğu için kendini şanslı hissediyor.

"Bıçaklandıktan sonra neredeyse ölüyordu" diyor ve ekliyor:

"Şimdi hayatta ve bir hastanede tedavi görüyor. Bana 'İyiyim anne, idare ediyorum, çok daha kötüsü olabilirdi' dedi.

"Eğer çocuğunuz benzer durumdaysa vakit kaybetmeden her türlü yardımı almaya çalışın."