Yenicami Hünkar Kasrı 4 yıllık bir çaba sonucu görkemli günlerine geri döndü.Hırsızların art arda çinilerini çaldığı, harabe haline gelen Yenicami Hünkar Kasrı (mahfili), İstanbul Ticaret Odası sponsorluğunda yapılan restorasyonla eski görkemine kavuştu. Hürriyet Gazetesi’nde yer alan haberlerin ardından çini hırsızları yakalanmış ve kasrı kurtarmak için hareket başlamıştı. 2004’te Vakıflar Genel Müdürlüğü ile İTO, onarım için protokol imzaladılar.
Restorasyon, sanat tarihi, çini, tezhip, yapı statiği gibi uzmanlık alanlarından, 5’i profesör, 9 kişilik danışman kurul oluşturuldu. Dört yıl çalışan 50 kişilik ekip, kasrı elden geçirdi. Restorasyon 7.5 milyon YTL’ye mal oldu. Kasır, Ocak 2009 sonunda müze olarak ziyarete açılacak. Restorasyon projesinin başındaki Mimar Hatice Karakaya, Yenicami Hünkar Kasrı’nın ömrünü 400 yıl uzattıklarını söylüyor. Kışın teslim aldıkları binadaki harabiyeti "İçinden gökyüzü görünüyordu. Yağmur olduğu gibi içeri giriyordu. Çatıdan kopan parçalar, yere düşüp insanları yaralıyordu. Restorasyon tam zamanında başladı, aksi takdirde yapı yıkılırdı" diye anlatıyor. Ekip, binayı görür görmez, çatı ve çevreyi korumaya aldı. Çatının tüm kurşunları ve kaplamaları söküldü. Ahşaplar güçlendirildi, bazıları değiştirildi. İleride yapılacak benzer onarımlar için çatının içinde her noktaya ulaşılabilmesini sağlayacak koridorlar oluşturuldu. Yangın ve aydınlatma sistemleri kuruldu. Hakiki el dokuması keçelerle örtülen çatı kurşunla kapatıldı.
Aranan meşeler Kırklareli’nde bulundu Ekip, içerde çalışmaya başladığında, çok nadir rastlanan bir mimari örneğiyle karşılaştı. Binayı 25X25 santimetre ebadında, 5’er metre boyundaki meşe kolonlardan oluşan karkasın taşıdığı görüldü. Ancak karkas yıkılmak üzereydi. Projenin teknik uygulama sorumlusu İsmail Önel, "Kurtlar ahşap kolonların içinde dans ediyordu. İçeri giren yağmur, karkasın tamamına yakınını çürütmüştü" diye anlatıyor. Onarım için 40-45 tane beşer metrelik meşe karkas gerekiyordu. Ancak günümüzde 5 metrelik meşe ağacı bulmak zordu. Binanın yapıldığı dönemlerde çok daha büyükleri olmalı ki, restorasyon ekibi çatıda 9 metrelik yekpare ağacı gördüğünde şaşırdı. Aramalar altı ay sürdü. Kırklareli’nde Almanya’ya ihraç edilmek üzere olan 42 meşe karkas bulundu. Satıcı zorlukla ikna edildi, ağaçlar acı suyunu atması için üç ay derede bekletildi. İki sene de mahfilin içinde kurumaları beklendi. Karkaslar duvarların içinde yer aldığından onları değiştirebilmek için çinilerin tamamının sökülmesi gerekiyordu. Anıtlar Kurulu, hırsızlıklar yüzünden, bu kararı ancak iki yılda alabildi. İsmail Önel, kararın tarihi olduğunu belirterek, "Bu karar çıkmasaydı hiçbir şey yapamazdık" diyor. Çiniler tek tek söküldü. Çatı askıya alınarak, karkaslar değiştirildi.
10 bin 200 çininin 500’ü sahte çıktı Yenicami Hünkar Mahfili’nde, yer döşemesinden tavana kadar duvarlar 17’nci yüzyıl çinileriyle bezeli. Çiniler, mahfilin yapımından 350 yıl sonra tek tek söküldü ve numaralandırıldı. Bu arada, mahfildeki 10 bin 250 çininin 500’ünün de sahte olduğu ortaya çıktı. Sahte çiniler, yıllar önce yapılan restorasyonlarda eksik çinilerin yerine konulmuş, tahtadan veya seramikten taklitlerdi. Daha önceki onarımlarda kırılan çiniler ise onarılmamış, duvarın harcına karıştırılmıştı. "Bu kadarına pes" diyen restorasyon ekibi, kırıkları tek tek toplayarak, puzzle gibi bir araya getirdi. Parçaların yapıştırılmasıyla 50 orijinal çini daha mahfile kazandırıldı. Anıtlar Kurulu’nun alacağı karara göre bu çiniler ya yerlerine konulacak ya da sergilenecek. Hırsızlardan ele geçirilen çiniler, Vakıf Hat Sanat Müzesi’nden polis eşliğinde Hünkar Kasrı’na getirildi. Hasarlı olanların tamirinin ardından tümü yerlerine monte edildi. Daha önceki restorasyonlarda yanlış yerleştirilen motifler de belirlenerek, doğru yerlere monte edildi. Eksik çinilerin yeri ise, bulunmaları halinde takılmak üzere boş bırakıldı.
350 yıllık kapıya merhamet tamiri Kasrın kapılarından tavanlarına, ahşap sanat eserlerini onarmak için mimar Cengiz Beşiktaş yönetiminde 14 kişilik ahşap atölyesi oluşturuldu. Ancak 10 kişinin taşıyabildiği, 350 yıllık giriş kapısına, "Merhamet tamiri" denilen iyileştirme uygulandı. Kararmış, çürümeye yüz tutmuş, süslemeleri dökülmüş sedef kakmalı 16 oda kapısının her birinin konservasyonu 5-6 ay sürdü. Tavanlarda kullanılan, ahşap oyma sanatında sabrın eserleri olarak anılan "mukarnas" süslemelerden özelliğini yitirenlere bire bir aynıları yapıldı. Güneş ışığını renklerin dansına çevirerek sultanın yaşadığı Baş Oda’ya taşıyan ve revzen adı verilen vitray pencereler de onarım gerektiriyordu. Ekip, camların pencere kenarlarına dökülen parçalarını taslarla topladı, onardı ve yerine taktı. Baş Oda’da üzerleri yağlıboyayla kapatılmış Edirnekari kalemişleri ortaya çıkarılarak, altın varaklarla yeniden canlandırıldı. Dış cephe kimyasal maddeler kullanılarak temizlendi. Cephelerdeki taş yüzeylerde oluşan kırılma ve kopmalar aynı renk ve dokudaki küfeki taşlarıyla yenilendi. Binanın içinde ve dışında sonradan yapılmış çimento harçlı sıvaların tamamı sökülerek orijinalinde olduğu gibi Horasan harcıyla sıvandı.
UEFA Kupası’nı alan ekip gibiyiz Projeyi yürüten Geta Genel İnşaat’ın sahibi İsmet Savcı, çalışma boyunca İstanbul Ticaret Odası yönetiminden zaman zaman çatlak sesler çıksa da desteğin daha büyük olduğunu söylüyor: "Burada Fatih Terim’in UEFA Kupası’nı aldığı kadroyu andıran bir ekip çalışıyor. Herkes yaptığı işin ciddiyetinin farkında." İTO Başkan Yardımcısı İbrahim Çağlar ise "Burası, gezip görenleri eskisi gibi büyüleyecek ve gittiği her yerde anlattıracak bir mekan olacak. Tarihi yarımadada turistlerin bakmadan geçemeyecekleri tarihi ama bir anlamda da yeni bir mekanımız daha olacak" diyor. Restorasyon ekibinde 50 kişi var. Sorumlular ise şöyle: Teknik uygulama sorumlusu İsmail Önel, ekip sorumlusu Hatice Karakaya, genel koordinatör Göktekin Atasagun. Ayrıca danışman kurul üyeleri ve İTO Başkan Yardımcısı İbrahim Çağlar da restorasyonla yakından ilgilendi.
Hırsızlara karşı 32 kamera kuruldu Hırsızların, Hünkar Kasrı’na 25 gün arayla iki kez girme cesaretini bulması, restorasyon sırasında binada kurulması gereken güvenlik sisteminin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştu. Kasrın içinde ve dışında kör nokta bırakmayacak şekilde 32 kamera yerleştirildi. Kameralar, restorasyon sırasında İstanbul Ticaret Odası güvenlik ekibi tarafından 24 saat gözlendi. Kasrın giriş noktalarındaki alarm sistemleri de İTO ve polisi uyaracak şekilde programlandı. Yenicami Hünkar Kasrı’na ilk kez yangın söndürme sistemi kuruldu. Sistem, kasrın içinde çıkması muhtemel bir yangını suyla değil, su sisiyle söndürecek.
3 bin fotoğraf çekildi Hatice Karakaya ve ekibi tüm çalışmaları adım adım fotoğraflayınca, ortaya restorasyon hikayesinin 3 bin fotoğraflık albümü çıktı. Restorasyon ekibi çalışmayla ilgili bir çok üniversiteden konferans daveti aldı, dört yıl boyunca 35 üniversite öğrencisi stajını bu çalışmada yaptı.