Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, oğlu Bilal Erdoğan ile yaptığı iddia edilen telefon konuşmalarının kayıtlarının yayınlanmasının ardından kayıtların montaj olup olmadığı tartışılıyor. Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasındaki ses kayıtlarının montaj olduğu iddialarına ilişkin değerlendirmede bulunan uzmanlar montajın laboratuvar ortamında kolayca anlaşılabileceğini belirtiyor.
Başbakan Erdoğan Meclis grup toplantısında bu kaydın montaj olduğunu savunması üzerine Al Jazeera Türk’ten Murat Utku, böyle bir ses kaydının nasıl montaj yapılabileceğini, ses laboratuvarlarında bir sesin üretilip üretilemeyeceğini araştırdı.
Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü Başkanı Tolga Tüzün, kurgunun anlaşılabilmesi için ne yapılması gerektiğini şöyle anlattı:
“Kriminal laboratuvarlarda çok net yapılan bir audio analiz vardır. Sesin ne olduğu audio analiz sonucunda bulunur. Yapılacak şeyler bellidir. Çıplak kulakla değilse de analizde bir yazılım ile muhakkak anlaşılır.”
Tüzün, bu konuda özellikle “dip sesler”in, yani sesi kaydedilen kişinin çevresindeki seslerin önem taşıdığını söyledi. Konuşan kişinin çevresindeki bu doğal sesler eğer böyle kurgu yapıldıysa bunun ortaya çıkarılabilmesi için en önemli faktör. Kurgu olup olmadığını anlamak için bu dip seslerin dışında, sesler arasındaki geçiş noktalarına, konuşma sırasındaki etkinliklere de bakılması gerekiyor.
Bunun yapılabilmesi için herhangi bir bilgisayar kullanılabilir. Fakat Tüzün’e göre böyle bir kurgunun anlaşılmayacak bir şekilde yapılması zor. Tüzün, “Başbakan’ın olduğu söylenen kayıtları TÜBİTAK’a gönderirseniz, böyle bir analiz yapma imkânı vardır. Veya dışarda bu işi yapan laboratuvarlar var. Bir takım devletlerin kriminal ve adli tıp labarotuvarları bu analizleri yapmakta gayet yetkindir. Oralara gidersiniz, raporu alırsınız, ortaya çıkar. Bu ‘Montaj mı, değil mi?’ tartışması yapmayı gerektirmeyecek kadar teknik bir iştir.” dedi.
Çıplak kulakla bir kaydın kurgu olduğunu anlamak mümkün değil. Bunun için teknik imkanların devreye sokulması gerekiyor. Kulağın sesleri algılama eşiği var. Bunun dışında kalan frekansla ancak teknik analiz ile ortaya çıkarılabiliyor. Bunun için konuşmanın akışı, yani seyri de önem taşıyor. Tüzün, ayrıca kayıtlarda montaj yapanların, sesi montajlayacağı kişilerin seslerindeki “Fonetik unsurları” da analiz etmesi gerektiğini söyledi:
“Frekans içeriğine de bakmak lazım. Spektral analize soktuğumuz zaman frekans içerikleri de farklı olur. Bir sesin değişik yerden alınıp alınmadığı spektral analiz sonucu belli olabilir.”
Bilişim hukukçusu Gökhan Ahi, “Ses montajı, evlerde kullanılan herhangi bir bilgisayarda kurulacak amatör yazılımlarla dahi kolaylıkla yapılabiliyor. Ancak, bir ses montajı da ne kadar büyük bir uzmanlıkla ve yüksek teknolojiyle yapılırsa yapılsın, montaj olup olmadığı ses uzmanlarıyla ve özel adli bilişim yazılımlarıyla da anlaşılabilir” dedi.
Ahi, daha önce gördüğü bir çok bilirkişi raporunda olduğu gibi, analizler seslerin grafik verilere dönüştürülerek doğal akışı, arka plan gürültüleri, aralık düzeni, perde akışı gibi teknik incelemelerin yanı sıra, inceleme konu sesin sahibinin konuşma aksanı, vurgusu, stres düzeyi, konuşma hataları gibi bir çok parametreye göre inceleme yapıldığını belirtti. Ahi, “Her ne kadar bir çok parametre incelenmiş de olsa, hiç bir olguya yüzde yüz kesin gözüyle bakılmamaktadır. Fakat sonuçların doğruluk payı genelde yüzde 99’un üzerindedir” dedi.
Bilişim hukukçusu Ahi, Türkiye’de resmi olarak ses incelemesini Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Kriminal Laboratuarların yanı sıra bazı adli bilirkişiler ve üniversitelerin de yapabildiğini söyledi.
Yargıtay da ses analizleri konusunda “telefon kayıtlarının delil olduğu davalarda, sanıkların kaydı veya sesini inkar etmesi halinde, sanığın ses kaydıyla, verdiği ses örneğinin mutlaka teknik olarak karşılaştırılması ve incelenmesi gerekir" yönünde karar veriyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Müzik İleri Araştırmalar Merkezi (MİAM) öğretim üyesi Cem Çınlar da bir ses kaydının sahte olup olmadığının dış sesler ile anlaşılabileceğini söyledi:
“Temelde bir şeyin kolaj olup olmadığını backround denilen bu arka plandaki seslerden anlarsınız ve bu arka fonla ilgili çalışmaları düzgün yaptığınız süre içerisinde bu mümkün olabilir.”
İnternette yayınlanan kayıtlarda bazı noktalarda sesin belli noktalarda zayıflaması, gidip gelmesi, kaydın nasıl alındığıyla alakalı.
Çınlar, “Sesin montaj olduğunu da bir insanın konuşmasındaki nefes, vurgular, tonlama, buradaki farklılıklar da en temel şeylerden biri. Onları düzeltemezsiniz, ses seviyelerini ayarlayarak belki bir şeyler yapabilirsiniz ama bu da elinizdeki sesin ne olduğuna bağlı” diye konuştu.
Cem Çınlar özellikle miiting alanında yüksek sesle yapılan konuşmalar için montaj yapmanın daha kolay olduğunu, telefon görüşmelerinde ise bunun daha zorlayıcı olduğunu söyledi:
“Ama aynı tonda heyecanlı bir şey anlatıyorsa ya da benzeri bir şey yapyıyorsa ve aynı ses tonuyla devam ediyorsa almak bir nebze daha kolaydır. Yani bunun o kadar fazla değişkeni var ki.”
Çınlar, ses montajı yapılan kişinin iyi etüt edilmesi gerektiğini belirtti:
"Ne zaman nefes alıyor, nasıl tonlama yapıyor, vurgularını nerde yapıyor, ondan sonra o gerçekten o kişi mi değil mi diye belki bir nebze yaklaşabilirsiniz."
Çeşitli kaynaklarda kriptolu telefonların nasıl dinleneceğine dair bilgilere de rastlamak mümkün. Kriptolu telefonlar, genellikle sayısal şifreleme üzerinden güvenli konuşma imkanı sağlıyor. Normal şartlarda bu güvenli hattı dışardan dinleyebilmenin tek yolu aynı kriptolama sistemiyle kriptolanmış üçüncü bir alıcıyla bu hatta girmek. Bunun için de ses kaydı yapılan kişi ile ya bu teknolojiye sahip olan başkaları tarafından ya da bu teknolojiyi kendilerine sağlayanlarca dinlenmiş olabilir. Sayısal şifreleme kullanıldığı için bu tür kayıtlarda açık hatlara oranla montaj yapma olasılığnın daha düşük olduğu ifade ediliyor. Zira her aramada yeni bir sayısal kripto kullanıldığından, bri kriptolu sesin bir başka kriptolu sesle birleştirilmesinin zorluğuna dikkat çekiliyor.