HDP milletvekili ve İmralı heyeti isimlerinden Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan'ın İmralı'daki şartlarının değişmemesi durumunda çözüm sürecinde yol alınamayacağını söyledi.
CnnTürk'te Cüneyt Özdemir'in soruları yanıtlayan Önder, "Mutlak barış için silahsızlanma da dahil bize 5-6 ay yeter. Yani mart ayı geldiğinde biz bütün bunları geride bırakırız." dedi. Önder, çözüm sürecinin yol haritasında nelerin yer aldığını dair ayrıntılar da verdi. Önder'in açıklamasını göre, bir sekreterya kurulacak, Akil insanlar arasından ve başka bir kafileyle yeni bir gözleme heyeti oluşacak, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı bunları delege edecek, 7-8 komisyon kurulacak (Bunlar arasında Meclis'te kurulanlar da olacak).
radikal.com.tr'nin haberine göre; Önder, Abdullah Öcalan'ın 'Devlet beni araçsallaştırarak yol alamayacağını kavramış durumda' mesajını verdiğini söyledi.
Sırrı Süreyya Önder, son günlerde PKK lideri Abdullah Öcalan'ın İmralı Adası'ndaki cezaevi şartlarıyla ilgili soruya "Şartları değişmedi, yaklaşık 20'nin üzerinde görüşme yaptık, Hepsini ayrı yerde yaptık. Toplasanız 15 metrekare bir alanda kalıyor" dedi.
"Öcalan'ın şartları değişecek mi?" sorusuna ise, "Değişecek mi değil, villa milla değil. Değişmeli. Barışı inşa etmeye çalışıyor bir insan. Tüm bu kısıtlı koşullara rağmen yapmaya çalışıyor. Çalışmalar yapması lazım, araştırmalar yapması lazım. Sayın Öcalan'ın talebi olmamalı. Ülke olarak bizim talebimiz olmalı. Barışın en önemli teminatı. Gözbebeği olarak üzerine titremeliyiz" yanıtını verdi. Şartlar değişmezse süreçte yol alınamayacağını savundu.
Sırrı Süreyya Önder, Öcalan'a sekreteryaya ihtiyacı konusunda ise "Büyük bir müzakere sürecine girilecek. Bozucu alanlar masaya yatırılacak. Bunlara çözüm seçenekleri üretilecek. Yukarıdan aşağı hiçbir barış önerisinin kalıcı olması mümkün değil. Kendisi 9 ana başlıkta, güvenlik eğitim, kadın, hakikatle yüzleşme gibi başlıklar için Pervin Buldan, ben, İdris Baluken olacak. Kadın hareketinden bir arkadaş. Hatip Dicle olacak, sekreterya böyle olacak. Devletle görüşmeleri siyasetle görüşmeleri yapacak. 5 kişilik sekreterya müzakere heyetinin de bir parçası olacak" dedi.
Sekreteryanın ne zaman çalışmaya başlayacağını dair soruya ise "Önümüzdeki haftadan itibaren devreye girmeli diye düşünüyorum" yanıtını verdi. 'Müzakere heyetinde Kandil’den bir temsilci olacak mı?' sorusu üzerine “Şu an konuşulmadı. Ama olmalı” diyen Önder, sekreteryanın haftada 3-4 gün çalışabileceğini söyledi.
Sırrı Süreyya Önder, Kobanê eylemlerinde yaşananlarla ilgili soruları yanıtlarken, hükümetin tutumunu eleştirdi. Güvenlik güçlerinin Kobanê'den kaçanların Türkiye'ye sığınması sırasında yaşananların kırılma noktası olduğunu söyledi:
"Hem Öcalan hem biz hem Kandil hem bölge halkı Kobanê duyarlılığını en yüksek volümle muhataplarımıza anlatmaya başladık. Hükümet güven oyu almadan öncesine kadar gidelim. Kobanê Suruç’un mahallesidir. Biz bu durumu devlet katında dile getirdik. Bir ara bu insani yardım koridoru için PYD’ye Türkiye söz verdi. Bu PYD’nin talebi, Türkiye’nin alandaki olumlu yaklaşımıydı. İlk buradaki kırılma polis ve jandarma istisnasız o alana yaklaşan çünkü herkes oraya gitti, jandarma herkesi gazladı. Biz bunu yapmayın dedik. Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiği yaklaşımı nereden çıktı diyorlar ya, en önemlisi oradan çıktı. Sınırdan uzaklaştırma ve gazlama çabaları olunca muhataplarımıza şunu önerdik, ortak bir tahsis edelm burada çadırlarımız olsun, mutfak olsun, ilk yardım çadırı olsun. Birlikte kararlaştıralım. Ondan sonra halk şöyle düşündü. 'Bunlar bizi sınırdan uzaklaştırmak istiyor, burada bir şey dönüyor' diye düşündü. Bunu muhataplarımıza kavratamadık."
Sırrı Süreyya Önder, çözüm süreci hakkında hükümet ile ordunun ayrı düşündüğünü öne sürdü. "İki eğilim çatışma halinde. Bugüne kadar asker bildiri yayınlıyor muydu? Şimdi albaya kadar bildiri yayınlayacak. Bir teğmen, seçilmiş siyasetçiye saygısızlık ediyor. Kuvvet komutanları çağırıp onu taltif edecek. Böyle bir şey olur mu? Biz seçilmişiz, bizim üstümüzde var mı? Altındağ’da bayrak indirildi. Oranın belediyesi de açıklıyor, yanlışlıkla olmuş." dedi.
Önder, Abdullah Öcalan'ın 'Kobanê düşerse darbe olur' sözleri hatırlatılınca da, "Kobanê düşerse Türkiye’de darbe olur diyor çünkü halk bunu kabullenemez. Topraklarımızda polisten çok yabancı istihbarat unsurları cirit atıyor. Bu sürecin başından beri, meselenin içinde olan biri olarak söylüyorum. Bir yapı bu süreci bozalım, güçten düşürelim diye uğraşıyor. Bu çaba daha bir gün soluk kesmedi. İlk İmralı’da görüşmeler başladığından Paris cinayetleri oldu. Gladyo biraz takatsizleşti ama çalışmaya alttan alta devam etti." diye konuştu.
Sırrı Süreyya Önder, Kobanê'de yaralananların Türkiye'ye getirilmesinde sınırdaki görevlilerin direndiğini söylerken, "Özgür Suriye Ordusu, El Nusra âlâyla valayla oraya uğurlanırken, Kobanê’de çatışma başladığında yaralıları 7 saatte alamadık içeriye. Adam can çekişiyor. Biz içeri alamıyoruz. Bunu Davutoğlu’na anlattıktan sonra çözüldü mesele" ifadelerini kullandı.