Türkiye, Bireysel Siliahsızlanma Günü’nü ciddi rakamların gölgesinde karşılıyor. Dünyada ve Türkiye'de bireysel silahlanma her geçen gün artarken, yalnızca Türkiye'de her yıl yaklaşık 4 bin 500 kişi bu nedenle hayatını kaybediyor. Bireysel silahlanmaların yüzde 18’i kadına yönelik şiddette kullanılırken, maganda silahından çıkan kurşunlar ise genellikle savunmasız çocuklara ve kadınları isabet ediyor.
Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın haberi şöyle:
Helin Palandöken, Pendik’te bulunan İstanbul Ticaret Odası Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde okuyordu. Uzun süredir Mustafa Yetgin tarafından tehdit ediliyordu. 13 Ekim 2017 günü, Yetgin pompalı tüfekle Palandöken’i öldürüp, iki kişiyi ise yaraladı. Helin Palandöken’in babası Nihat Palandöken, evlat acısıyla bireysel silahlanmaya karşı imza kampanyası başlattı. Acılı baba semt semt gezerek imza topluyor. Palandöken, “Silahlarla insanlar öldürülmesin diye imza kampanyası başlattım. Vicdanı olan her insan bireysel silahlanmaya karşı çıkmalı” diye konuşuyor.
Selda K. imam nikâhlı eski eşinin 13 yıl boyunca defalarca kez silahlı saldırısına uğradı. Şikâyetçi oldu. Eski eş hakkında “kasten yaralama”, “silahla tehdit” ve “ruhsatsız ateşli silah ile mermilerini bulundurmak” suçlarından dava açıldı. Tutuksuz yargılanan eski eş son olarak 11 Kasım 2017’de Selda K.’yi takip etti. Sokak ortasında kafasına silah dayayıp, saçlarından tutup yerlerde sürükledi. Selda K.’nin yaşadığı işkence şimdilik son buldu çünkü eski eş uzun bir yargılama sonucu tutuklandı. Selda K. bireysel silah kullanımının terör olduğunu söylüyor. “Yıllarca ben ve çocuklarım eski eşimin silahla tehdidine maruz kaldık” diyen Selda K. “Silahla tehdit edilen korkutulan kadınların sesine ses olunması için devletin bireysel silahlanmaya karşı acilen gerçekçi önlemler alınmasını istiyoruz. Silah güvenlik değil güvensizliktir” diyor.
Emircan Açıkgöz Halkalı Ticaret Meslek Lisesi 2. sınıf öğrencisiydi. 15 Aralık 2017’i akşamı annesine, “Çiğ köfte yemeye gideceğiz” diyerek evden çıkan Açıkgöz, bir daha evine dönemedi. Açıkgöz, mahallelerinde sürekli çatışma çıkaran iki grubun çatışmasının arasında vücuduna isabet eden yedi kurşunla hayatını kaybetti. “Tek çocuğumu şehir eşkıyaları yüzünden toprağa verdim” diyerek isyan eden Açıkgöz’ün babası Hacı Açıkgöz, “Önüne gelen eline silah alıp sokağa çıkmaya devam ederse hiçbirimizin canı hiçbir zaman güvende olmayacak. Çocuğumuz geri gelmeyecek ama başkalarının çocuklarının güvenle yaşayabilmesi için insanların kolayca silah edinmesinin önüne geçmemiz lazım” diye konuşuyor.
Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Akcan, bireysel silahlanmanın büyük bir toplumsal sorun olduğuna dikkat çekiyor. Her gün 10 kişinin bireysel silahlanma nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Akcan, bireysel silahlanma konusunda dünyada 11’inci sırada olduğumuzu söylüyor. Akcan, alınması gereken önlemleri ise söyle özetliyor: “Emniyete bağlı bir ihbar hattı, bireysel silahlanmaya karşı kamu spotları, düğün timleri, silahlarla ilgili reklam yasağı getirilmeli.”
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan Türkiye’nin temel sorunlarını çözememiş bir ülke olduğunu belirtiyor. Kürt sorunun devam etmesinden ve çatışmadan kaynaklı vatandaşta kendini koruma güdüsü geliştiğini aktaran Türkdoğan, “Vatandaş devlet ilişkisi sorunlu. Silahı bir koruma yönetimi olarak görüyor. Devlet çözüm üretmediği için vatandaş yanlış yollara sapıyor. Bu ihtiyacı ortadan kaldıracak önlemler alınmalı” diyor. Bireysel silahlanmanın kültürel bir sorun olduğuna değinen Türkoğlu, “Siyasal iktidar bu kültürel sorunla baş etmek için bir şey yapmıyor. Yıl 2018 düğünlerde, asker uğurlamalarında vs. silah kullanılıyor. Bunun önüne geçmek için öncelikle siyasiler vatandaşa örnek olacak. Böyle örnek bir davranış ise göremiyoruz” ifadelerini kullanıyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcisi Gülsüm Kav ise Türkiye’de kadın cinayetlerinin arttığını ve bu cinayetlerin önemli bir oranının ateşli silah ile işlendiğine dikkat çekiyor.