BİRİNCİ "ERGENEKON" DAVASINDA PROTESTO İSTANBUL (A.A)

-BİRİNCİ "ERGENEKON" DAVASINDA PROTESTO İSTANBUL (A.A) - 03.06.2011 - Birinci ''Ergenekon'' davasında sanık avukatları, mahkemenin, sanıklardan Sevgi Erenerol'un avukatı Vural Ergül'ün 16 celse duruşmalardan men edilmesi ve gizli tanık dinlenilen oturumlara alınmaması kararını protesto ederek, duruşma salonunu terk etti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada konuşan tutuklu sanıklardan Muzaffer Tekin, Danıştay davası ile ''Ergenekon'' davası arasında irtibat kurulmaya çalışıldığını söyledi.  Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı ve Beypazarı Hakimi Orhan Gazi Ertekin'in yazdığı kitapta, ''Adalet Bakanlığı aday göstersin, eşeğe bile oy veririm'' ifadesini kullandığını dile getiren Tekin, ''Danıştay davasını bu davadan ayırmadıkça eşeğe biat eden yargıçlar artacaktır'' dedi. Duruşma düzenini bozmakta ısrar edici davranışlar sergilediği gerekçesiyle aldığı 3 duruşmadan men cezasının ardından bugünkü oturuma katılan tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Veli Küçük de 2004'te Amerikan-Türk Dernekleri Asamblesinin toplantısı için New York'a gittiğini, toplantının yapıldığı otelin kapısında, başka bir toplantı için otele gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile karşılaştığını anlattı. Küçük, ''Recep Bey ile karşılaştık. Bana doğru gelip, elini uzattı. Ben arkamı döndüm. O sırada Kürşat Tüzmen, 'Veli Paşam buyurun, birlikte yemek yiyelim isterseniz' dedi. Ben kabul etmedim. Benim tutukluluğumun asıl nedeni de Engin Alan'dan sonra anlaşıldı. Tokalaşmadığım için tutuklandım'' ifadesini kullandı. -AVUKATLARIN PROTESTOSU- Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük de mahkemenin avukat Vural Ergül'e, duruşma düzenini bozucu davranışlara devam etmesi, mahkeme hakimleri ve savcılarına eleştiri sınırlarını aşan hakaret veya iftira kapsamında değerlendirilebilecek sözler söylemesi gibi gerekçelerle verdiği 16 celse duruşmalardan men ve gizli tanıkların dinlendiği duruşmalara katılmama cezasına işaret etti.  Zeynep Küçük, ''Avukat arkadaşımıza verilen bu cezayı neye göre takdir ediyorsunuz? Avukatlara yönelik bu suçu öngören hiçbir maddenin olmadığı, sadece görevi nedeniyle gizli tanık olan kişinin kimliğini öğrenip yayınlayanlara uygulanacağı kanunda yer alıyor. Gizli tanığın kimliğini biz istemesek de ifadeleri okuyunca öğreniyoruz. Siz de bizim ensemizde kılıcınızı sallamayın. Bu yargılama yapıldığında kendimi özgür, bağımsız, korkusuz hissetmiyorum. Ben dışarıdan korkuyordum, artık sizden de korkuyorum. Sizin hoşunuza gitmeyecek şeyleri söylemekten korkuyorum'' diye konuştu. Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, mahkeme heyetinden değil, ama yasalardan korkulması gerektiğini söyledi. Küçük, mahkemenin, Ergül hakkında verdiği karardan geri dönmesini istedi. Doğu Perinçek'in avukatı Mehmet Cengiz ise Ergül'ün atanmış değil seçilmiş bir savunman olduğunu belirterek, verilen cezanın, yasa hükümleri hiçe sayılarak, savunma hakkının kullanılmasının engellenmesi olduğunu kaydetti. Ergül'e verilen cezanın, ''yargıdan savunmanın bütünüyle dışlanması'' olduğunu ifade eden Cengiz, ''İki bacaklı masa ayakta duramaz. Bazı meslektaşlarımızın savunma üslubunu beğenmeyebilirsiniz. Nasıl ki biz saçma sapan iddialara tahammül ediyorsak, sizler de savunmaya tahammül etmek durumundasınız'' dedi. Cengiz'in ardından bir grup sanık avukatı da yapılan savunma ve bulunulan talebe katıldıklarını belirttiler. Bugünkü oturumda bu gerekçeyle herhangi bir talepte bulunmayan Cengiz ve Küçük'ün de aralarında bulunduğu bir grup avukat, mahkeme salonunu terk etti. Duruşmada sadece Cumhuriyet gazetesine molotofkokteyli atılması davasına giren avukatlar kaldı. Duruşma, bu avukatların taleplerinin alınmasıyla devam ediyor.