T24 | Metin Kaan Kurtuluş
Birleşmiş Milletler (BM) İşkence Özel Raportörü Nils Melzer, 11 Nisan 2019’dan bu yana Britanya’nın başkenti Londra’da tutuklu bulunan ve kendisini casusluk suçlamalarından yargılamak isteyen ABD’ye veya tecavüzle suçlandığı İsveç’e iadesi gündemde olan Wikileaks kurucusu Julian Assange’ın durumu hakkında bazı mektuplar kaleme aldı.
ABD’nin Assange’a karşı açık bir şekilde “önyargılı” olduğunu ifade eden Melzer, ‘whisteblower’ın ABD’ye iadesiyle ilgili olarak mektupta, “Amerikalı yetkililerin Assange’ı ibret-i alem olsun diye cezalandırmayı planlamasından endişe duyuyorum” dedi. Melzer, Assange’ın başka insanları Wikileaks gibi faaliyet göstermekten caydırmak için ABD tarafından çok geniş suçlamalarla suçlanacağını da sözlerine ekledi. BM Raportörü, bu endişelerinin ABD Adalet Bakanlığı’nın 23 Mayıs’ta Assange’a 17 yeni casusluk suçlaması yöneltmesiyle daha da arttığını ifade etti. Mektupta Assange’ın ABD’ye iade edilmesi ve kendisine daha ağır suçlamalar yöneltilmesi durumunda Wikileaks kurucusuna idam cezası bile verilebileceğini vurguladı. Ayrıca Melzer, Assange’ın ABD’ye iadesi durumunda işkence ve diğer insanlık dışı muamelelere maruz kalabileceğini yazdı.
BM raportörü, mektubunda Stokholm’e çağrıda bulunarak Assange’ın yargılanmak üzere İsveç’e iade edilmesi durumunda eski Wikileaks Genel Yayın Yönetmeni’nin ABD’ye gönderilmesinden kaçınılması gerektiğini ifade etti. Melzer, İsveç’in Assange’a karşı ön yargı yaratacak bilgiler yaymayı durdurması gerektiğini de ifade etti.
Avrupa Birliği'nin yasama kolu olan Avrupa Parlamentosu'nun üyeleri de Assange’ın ABD’ye iadesinin önlenmesini talep eden bir mektup yazıp Komisyon’a yollamıştı.
Assange, ABD Savunma Bakanlığı’na ait bazı dosyaları Wikileaks aracılığıyla sızdırmıştı. Bu dosyalardan en bilineni “Teminat Cinayeti” (Collateral Murder) isimli haber olmuştu. Chelsea Manning’in Wikileaks’e yolladığı video 5 Nisan 2010’da yayınlandıktan sonra milyonlarca kişi tarafından izlenmişti. Wikileaks’in dünyaya servis ettiği video, Irak’ta ABD askerlerinin bir hava taşıtından gülerek ve şakalaşarak 2’si Reuters muhabiri olmak üzere 12 ila 18 sivili vurarak öldürdüğünü gösteriyordu. 18 dakikalık kayıtta pilotlardan birinin iki çocuğu vurduktan sonra ‘’Bu, çocuklarını savaşa getirdiği için onların hatası’’ dediği duyuluyordu. Bu olayda sivilleri katleden hiç kimse tutuklanmadı, ama videoyu sızdıran eski ABD ordusu istihbarat analisti Manning ve yayınlayan Assange hâlâ tutuklu.
Melzer, 9-10 Mayıs arasında Assange’ın tutulduğu Belmarsh Cezaevi’ni ziyaret etti ve burada Wikileaks kurucusu ile bir araya geldi. Raportör burada yaptığı gözlemleri çeşitli ülkelere yönlendirdiği açık mektubunda aktardı.
Raportörün aktardığına göre hava durumuna bağlı olarak Assange tıpkı diğer mahkumlar gibi günde 30 dakika ile 1 saat arası avluda zaman geçirebiliyor. Hapishane çalışanlarının Melzer’e verdiği bilgiye göre Assange’ın kütüphane ve spor salonuna da başvurma hakkı var ancak henüz ‘yoğunluktan’ ötürü bu hakları kullanamadı. Ayrıca görevliler Wikileaks kurucusunun bloğundaki diğer mahkumlarla günde 3 ila 4 saat iletişimde bulunma hakkı olduğunu da bildirdi.
Assange’ın hücresinin 2 metre genişliğinde, 3 metre uzunluğunda ve 2.3 metre yüksekliğinde olduğu aktarıldı. Melzer hücrede bir yatak, nevresim takımı, büfe, not tahtası, basit temizlik araçları, plastik sandalye ve orta boyutta bir pencere olduğunu bildirdi. Assange’a gönderilen mektupların da hücrede tutulduğu kaydedildi. Assange’ın cezaevindeki şartlarının ‘Mandela Kuralları’ olarak bilinen ‘Mahkumlara Muamelede Standart Minimum Haklar Kuralları’na uygun olduğu değerlendirmesinde bulunan Melzer, iddiaların aksine Assange’ın ziyareti sırasında tecritte tutulmadığını ancak gününün 20 saatini hücresinde geçirdiğini yazdı.
Melzer, Assange’a uygulanan B-tipi güvenlik sebebiyle Wikileaks kurucusunun internet erişimi olmayan bir bilgisayar bile kullanamadığını ve avukatlarıyla görüşme süresinin normale nazaran daha kısıtlı olduğunu, bu yüzden de savunmasını hazırlarken zorluklarla karşılaştığını ifade etti.
Melzer’in Belmarsh ziyaretinden bir süre önce Assange’ın sağlık durumunun Londra’daki Ekvador Konsolosluğu’nda kaldığı 7 senede oldukça kötüleştiği ifade edilmişti. Raportör, Assange’ın kontrol edilmesi için cezaevine beraberinde iki doktor götürdüğünü ifade etti.
Mektupta Assange’ın fiziksel sorunlarının 7 yıl boyunca doğal güneş ışığı görmemesi, gerekli sağlık hizmetlerine ulaşaması ve diş bakımını yaptıramaması ile bağlantılı olduğu belirtildi. Melzer, Belmarsh Cezaevi’ndeki sağlık personeli tarafından gerekli müdahalelerin yapıldığını ve Assange’ın fiziksel olarak bir hayati tehlike ile karşı karşıya olmadığını ifade etti.
Melzer’in mektubunda Assange’ın akıl sağlığı ile ilgili şu ifadeler yer aldı:
“Psikolojik açıdan Assange, ağır stres ve anksiyete ile buna bağlı, majör depresyona sebebiyet verecek bir ortamda bulunmaktan kaynaklanan zihinsel ve psikolojik sıkıntılara uzun süreli maruz kalmanın ve travma sonrası stres bozukluğunun tüm emarelerini taşıyor.”
Melzer ve beraberindeki doktorlar bu bulguların ardından Assange’ın seçeceği bir psikiyatr tarafından tedavi edilmesi gerektiğini ifade etti. BM raportörü, Assange’ın 18 Mayıs’ta cezaevinin hastane kanadına kaldırılmasının, ziyaret ettiği zamana kıyasla sağlık durumunun kötüleştiğine işaret ettiği değerlendirmesinde bulundu. Melzer, Assange’ın kötü sağlık durumunu şu alt başlıklarda değerlendirdi:
a-) İsveç ve Birleşik Krallık tarafından uzun süreli olarak keyfi hapsedilme
b-) İsveç tarafından halka açık şekilde küçük düşürülme ve hukuki taciz
c-) Ekvador tarafından zorlayıcı taciz ve ismini kötüye çıkarma
d-) Sürekli ve dizginlenmeyle bir şekilde ABD, Britanya, İsveç ve Ekvador tarafından mobbinge uğrama, gözünün korkutulması ve isminin kötüye çıkarılması
Melzer, mektubunda devletlerin Assange’a yaptığı muameleyi kınadı. BM raportörü daha önce "20 senedir savaş mağdurları, şiddet ve siyasi zulme maruz kalan insanlarla çalışıyorum. Asla bu kadar çok demokratik devletin bir kişiyi izole etmek, kötü göstermek ve mağdur etmek için hukukun üstünlüğü ile insan onuruna saygı duymadan bir çete gibi çalıştığını görmedim" ifadelerini kullanmıştı.
ABD, mektuba verdiği yanıtta Assange’ın Londra’daki Ekvador Başkonsolosluğu’nda kendi isteğiyle kaldığını bu yüzden buna “uzun süreli tecrit denilemeyeceğini” ifade etti. ABD ayrıca Assange’a yapılan “psikolojik işkence”den kendilerinin sorumlu olmadığını ifade etti. Rapora verilen yanıtta ayrıca Assange’ın ABD’ye iade edilmesi durumunda işkence görmeyeceği belirtildi. İsveç’in verdiği yanıtta ise hükümetin yargıya müdahale edemeyeceği ifade edildi.