“Bize ders verecekseniz bile bu seçimde vermeyin' yollu açıklamalara bakılırsa..."

“Bize ders verecekseniz bile bu seçimde vermeyin' yollu açıklamalara bakılırsa..."

Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, “Bize ders verecekseniz bile bu seçimde vermeyin" şeklindeki açıklamaları değerlendirdi. Taşgetiren bu açıklamaların bir "iç tehlike” değil, “iç yorulma”, “iç sancı” anlamına geleceğini söyledi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, partisinin Zonguldak'taki mitinginde "Sevgili milletim bizi Kandil’in önünde boynumuzu eğik bırakmayın ne olursunuz? Bu seçim ders verme seçimi değildir" demişti.

Taşgetiren'in "Müthiş soru" başlığıyla (26 Mart 2019) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:

...Külliye’de görülmeyen “iç tehlike” memleket sathına yayıldığında nasıl görülecek?

“İç tehlike” ifadesi tabii “Beka meselesi”nden yola çıkılınca “iç tehlike” oluyor.

Yoksa “Bize ders verecekseniz bile bu seçimde vermeyin” yollu açıklamalara bakılırsa, bir “iç tehlike”den değil, “iç yorulma”dan, “iç sancı”dan, “iç rahatsızlık”tan, “iç tepki”den söz etmek gerekiyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Üsküdar mitinginde, parti teşkilatı, milletvekilleri, bürokrasi… Bütün alanlardaki şikayetlere işaret ederek kendisini “Güven odağı” olarak sundu. 

Aslında üzerinde düşünülmesi gereken şey, çok daha yaygın bir iklimle ilgili.

Bu iklimin mesela yüzer gezer oylarda nasıl bir izlenim oluşturduğunu okumak gerekiyor.

31 Mart nasıl sonuç verirse versin, sonrasında çok net bir siyaset dil onarımına ihtiyaç var.

Yazının tamamı için tıklayın