'Bizim hayatımızı 19 Aralık 2000'de bitirdiler'

'Bizim hayatımızı 19 Aralık 2000'de bitirdiler'

Hayata Dönüş Operasyonu'nun başladığı 19 Aralık 2000'de Bayrampaşa Cezaevi'nde bulunan Hacer Arıkan, 32 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan operasyonla ilgili sorumluların yargılanmadığını belirtti ve "sanık durumunda olması gerekenlerin, tanık durumunda olduğunu" söyledi.

32 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Hayata Dönüş Operasyonu'nun mağdurlarından Hacer Arıkan, Miliyet gazetesinden Burcu Karakaş'a konuştu. Operasyon sırasında 12 kişinin öldüğü Bayrampaşa Cezaevi'nde yatan Hacer Arıkan'ın vücudu, operasyonu gerçekleştiren askerlerin kullandığı ve fosfor bazlı olduğu iddia edilen bombalar nedeniyle yanmıştı. 13 yıldır tedavisinin devam ettiğini ve birçok ameliyat geçirdiğini söyleyen Arıkan, “Arkadaşlarım gözlerimin önünde öldü. Ben 13 senedir kendimi yeniden eski halime döndürmeye çalışıyorum” dedi.

F tipi hücrelerdeki şartların iyileştirilmesini ve tecridin kaldırılmasını talep eden bazı tutuklu ve hükümlüler, 20 Ekim 2000’de açlık grevi ve ölüm orucuna başlamıştı. Eylemin 60. gününde başlayan operasyonla eylemdeki tutuklu ve mahkûmlar zorla hastanelere kaldırılmış ve beslenmişti. Cezaevlerine yapılan bu baskınlar sırasında ve hastanelerde 2 asker ve de 30 tutuklu ve mahkûm ölmüştü.

Arıkan operasyon ve üzerinden geçen 13 seneyle ilgili şunları söyledi:

 

‘Sorumlular görev başında'

 

“Halen daha asıl sorumlular hakkında gelişme yok. Sanık durumunda olması gerekenler tanık durumunda. Tedavilerim devam ediyor. 19 Aralık 2000’de alınan bir kararla arkadaşlarım gözlerimin önünde öldü. Koğuştan en son çıkartılan bendim. Ben 13 senedir kendimi yeniden eski halime döndürmeye çalışıyorum. Fiziksel olarak kayıplarım çok. Burun nakli yapıldı ama sorunlarım devam ediyor. Operasyon sırasında kalçam kırıldı. Sonrasında kemik erimesi gerçekleşti. Geçen sene kalçama protez takıldı. Ayağım beş santimetre kısaldı. Aldıkları kararla bizim hayatımızı o gün bitirdiler. Eski hayatım anlamında söylüyorum."

"F tipleri bugün hâlâ var. Bu politikanın halen hayatta olduğunu görüyoruz. Olayın sorumluları, aldıkları kararların doğruluğuna inanıyorlarsa, sonucuna bakarak yanlış yaptıklarını açıklamalarını çok isterdim. Ancak bunun olacağını hiç zannetmiyorum. Gerçek sorumlular görevleri başında. O kararı alan mekanizma görev başında."

 

'Sorumlularla ilgili bilgi verilmiyor'

 

Operasyon ile ilgili 2010’da açılan davanın gelecek duruşması 12 Şubat 2014’e ertelenirken avukat Gülizar Tuncer şu bilgileri verdi:

“Bizim için en önemli konulardan biri Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK) birliğinin sayısı ve kimlik bilgileri. Ama bugüne kadar bilgi göndermeyenler hakkında bir işlem yapılamadı. Dosyada, MGK kararları konusunda gelişme yok. Kabul edilen taleplerin gereğinin yerine getirilmeyişi bir sorun. Bizim için en önemli konulardan biri, JÖAK birliğinin sayısı ve kimlik bilgileri, ama bugüne kadar göndermeyenler hakkında işlem yapılamadı. Hazırlık süreci boyunca da savcı ilgili birimlerden istemişti bilgileri ama o da göndermeyenler hakkında herhangi bir işlem yapmamıştı. Şikâyetimiz üzerine yürütülen bir soruşturma ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu raporu var, savcının dosyası halen Yargıtay’da.”

Tuncer, operasyon sırasında kullanılan kimyasallar konusunda rapor hazırlığı olduğunu belirterek, “Bizim için önem taşıyan konulardan biri de altı kadının ölümüne ve Hacer Arıkan’ların yanmasına neden olan kimyasalların niteliğinin araştırılması. Bu konuyla ilgili olarak Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, mahkemeye sunmak üzere bir rapor hazırlıyor” dedi.