Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından hazırlanan 2021 Dünya Nüfus Raporu'na göre gelişmekte olan 57 ülkede kadınların yaklaşık yarısı bedenleri üzerinde söz sahibi değil.
Zorla cinsel ilişki, üreme yetisinin zorla elinden alınması, çocuk yaşta evlilik, bekâret testi ve kadın sünneti, kadınların hak ve özgürlüklerine yönelik ihlallerden sadece birkaçı.
Dünya Nüfus Raporu 1978'den beri her yıl yayımlanıyor.
UNFPA'ya göre raporun amacı, "Bir yandan cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve hakları alanında ortaya çıkan sorunlara ışık tutmak diğer yandan da bunları ana akımlaştırmak ve uluslararası kalkınma için ortaya çıkardıkları zorlukları ve fırsatları ortaya koymak."
Bu yıl bu rapor ilk kez kadınların bedenleri üzerinde söz sahibi olma hakkına odaklandı ve raporun kapağından sonuç bölümüne kadar bedeni üzerinde söz sahibi olmanın, temel bir insan hakkı olduğu vurgulandı.
Raporda, "Bedeni üzerinde söz sahibi olma hakkı, şiddet görme korkusu olmadan veya başka birinin sizin adınıza karar vermeden, kendi bedeniniz hakkında seçim yapma gücü ve yetkisidir" denildi.
Kadınların kendi bedenleri üzerinde söz ve karar sahibi olabilmesinde etkili olan faktörlerin de incelendiği raporda, yasaların kadınların bu haklarını ne kadar desteklediği ya da engellediği ile kadınların eğitime erişim düzeyinin önemi öne çıktı.
BM Nüfus Fonu Direktörü Dr. Natalia Kanem raporu sunarken, "Kadınların neredeyse yarısının cinsel ilişkiye karar verme, gebelik önleyici yöntemleri kullanma veya sağlık hizmeti alma konusunda hala kendi kararlarını veremiyor olması gerçeği hepimizi rahatsız etmeli. Aslında yüz milyonlarca kadın ve kız kendi bedenlerine sahip değil. Hayatları başkaları tarafından yönetiliyor" dedi.
Araştırmanın yapıldığı gelişmekte olan 57 ülkeden gelen veriler, yüzdelere vurulduğunda çok endişe verici bir tablo ortaya çıkıyor.
Örneğin sağlık hizmetleri, gebeliği önleyici yöntemleri kullanma ve cinsel ilişkiye girme veya girmeme konularında seçim yapma yetkisi tamamen kendinde olan kadınların oranı sadece yüzde 55.
İncelenen ülkelerin sadece yüzde 75'inde doğum kontrol yöntemlerine yasal, tam ve eşit erişim sağlanıyor.
Rapor ayrıca, kadınların, erkeklerin, kız ve oğlan çocuklarının kendi bedenleri üzerinde söz sahibi olma haklarının ihlal edildiği durumlara da verilerle dikkat çekti.
Rapora göre, gerçek çözümler ancak bu sorunlardan etkilenenlerin ihtiyaçlarını ve deneyimlerini göz önüne alarak bulunabilir.
Buna örnek olarak Moğolistan'da engelli bireylerin, hükümete cinsel sağlık ve üreme sağlığı ihtiyaçları hakkında doğrudan bilgi vermek için örgütlenmesi; Angola'da bedenleri, sağlıkları ve hakları konusunda eğitim almış gençlerin, sağlık hizmetleri ve aile planlamasından yararlanma, cinsel ilişkiye hayır diyebilme ve cinsel şiddete karşı adalet talep etme haklarını kazanması veriliyor.
BM Nüfus Fonu Direktörü Dr. Natalia Kanem, "Bedeni üzerinde kontrole sahip bir kadının hayatının diğer alanlarında da güçlenmesi çok daha olası. Bu şekilde kadınlar sadece bedeni üzerinde söz sahibi olma anlamında değil; sağlık, eğitim, gelir ve güvenlik anlamında da kazanımlar elde ediyor. Bu şekilde hem kadının hem de ailesinin gelişmesi çok daha yüksek bir ihtimal" diyor.