Hükümet, Suriye’de radikal gruplara karşı önlemlerini aldığını duyursa da BM Güvenlik Konseyi’nin raporu tam tersini ortaya koydu. Konseyin El Kaide Yaptırımlar Komitesi’ne destek sağlayan birimi, yazdığı raporda, IŞİD’in elindeki silahların bir bölümünün Türkiye üzerinden geçtiğini ortaya koydu.
Türkiye üzerinden Suriye’de radikal gruplara silahlı destek sağlandığı ilk kez Güvenlik Konseyi raporuna yansıdı.
BM Güvenlik Konseyi’nin El Kaide Yaptırımlar Komitesi’ne destek sağlayan “Analitik Destek ve Yaptırımları İzleme Birimi”nin, Güvenlik Konseyi’nin 15 Ağustos 2014 tarihinde kabul ettiği 2170 sayılı karar uyarınca “IŞİD, El-Nusra Cephesi ve El-Kaide’yle bağlantılı diğer kişi, grup ve oluşumlardan kaynaklanan tehdit ve alınabilecek tedbirlere ilişkin tavsiyeler” konusunda hazırladığı raporda, IŞİD’e giden silahlar konusunda çarpıcı saptamalar yapıldı. Cumhuriyet gazetesinden Fırat Kozok ve Duygu Güvenç’in haberine göre, Raporda, Türkiye’yi ilgilendiren iki kritik bölüm bulunuyor. Raporda, IŞİD’in elindeki silah gücünden söz edilirken, IŞİD ve El Nusra’nın özellikle geleneksel silahlarla dolu bir çatışma bölgesinde faaliyet göstermeleri nedeniyle çok iyi silahlanmış gruplar olduğu belirtiliyor. “Özellikle Irak Hükümeti’ne ait yüklü miktarda ağır silaha el koymuş olan IŞİD, tam teçhizatlı bir gruptur” denilen raporda, Türkiye üzerinden silah geçtiği şöyle anlatılıyor:
“Ayrıca IŞİD ordusunda geleneksel savaş deneyimi olan ve tank ve ağır silahlar da dahil pek çok silah sistemine hâkim savaşçılar bulunmaktadır. Silah ve teçhizat, 1980’ler ve 1990’larda depolanmış mühimmatın yanı sıra daha yeni malzemelerden oluşmaktadır. Bunların pek çoğu ya Irak ya da (daha nadiren) Suriye Arap Cumhuriyeti’nin silahlı kuvvetlerinin el konulmuş teçhizatıdır veya öncelikle Türkiye üzerinden geçirilen kaçak silahlardır.”
Komite, rapor yazım aşamasında Türkiye’den görüş almadı ve bunun üzerine BM Daimi Temsilciliği komite nezdinde girişim yaptı. Diplomatik kaynaklar, raporun henüz bağlayıcılığı olmadığını savunsa da “Türkiye’nin bu konuyla ve de kaçakçılıkla mücadele için aldığı önlemler ortadayken, hangi bilgi ve belgelere dayandırıldığı belirtilmeksizin adının geçmesini açıkçası yadırgadık. Bu konuda gerekli girişimlerde bulunduk ve rahatsızlığımızı ilettik. Bundan sonra da konuyu yakından takip edeceğiz” dedi.
CHP İzmir Milletvekili, eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, ortaya çıkan tablonun AKP’nin IŞİD’e “ideolojik yakınlığının” sonucu olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Suriye olaylarının ilk döneminde bu iddialar gündeme gelmişti. IŞİD’e giden yardımların niteliği birkaç kategoriden oluşuyor; birincisi, kaçak yollardan yapılan yardımlara göz yumulması, ikincisi de net bir şekilde Türkiye’nin yardım ettiği yönündeki iddialar. Sonuçta bütün dünyanın mücadele ettiği, son derece vahşi yöntemlere sahip olan bu örgütün Türkiye’deki iktidarla en azından ideolojik yakınlığı olduğuna ilişkin izler bulmak mümkündür. İlgili komisyonun elinde demek ki birtakım veriler var ki bu yargıya ulaşmışlar.”
Raporda, El Nusra’nın maddi kaynaklarının IŞİD’e kıyasla daha az şeffaf olduğu ve açık kaynaklarda bu konuda çok az bilgi bulunduğu belirtilirken “Üye devletler, El Nusra’nın bölgede geniş bir coğrafyada bireysel finansörleri olduğuna inanmaktadır. El Nusra, zengin bireysel bağışçılardan ve bağış toplama etkinliklerinden milyonlarca dolar kaynak elde etmiştir” deniliyor. Raporda, örgütün diğer gelir kaynaklarından söz edilirken şu ifadeler kullanılıyor: “Diğer gelir kaynakları arasında daha evvel de raporlanmış olan fidye için adam kaçırma, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin Türkiye ve Ürdün sınırına yakın bölgelerinde haraç ve dolandırıcılık ve Suriye Arap Cumhuriyeti içerisindeki diğer gruplara silah satışları bulunmaktadır.”