Suriye'nin Doğu Guta bölgesinde ordunun kimyasal saldırı gerçekleştirdiği iddialarının ardından, Rusya ve ABD'nin ayrı ayrı talepleriyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Pazartesi günü iki kez acil olarak toplanacak.
Rusya'nın "uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehditler" nedeniyle BMGK'nın toplanması için çağrı yapmasının hemen ardından, ABD, Fransa, İngiltere, İsveç, Polonya, Hollanda, Kuveyt, Peru ve Fildişi Sahilleri kimyasal silah saldırısı iddiasını görüşmek üzere 15 üyeli Konsey'i toplantıya çağırdı.
BMGK'nın başkanlığını yürüten Peru, ABD öncülüğündeki talep için sabah saatlerinde, Rusya'nın talebi içinse öğle saatlerinde birer toplantı çağrısı yaptı. Ancak Rusya'nın, toplantı talebini daha önce yaptığı gerekçesiyle, ilk toplantının kendilerine ayrılmasını istediği belirtiliyor.
ABD'nin BM Büyükelçisi Nikki Haley yaptığı yazılı açıklamada, "Güvenlik Konseyi bir araya gelmeli ve ilk yardım müdahalesi yapanlara erişim talep etmeli, ne olduğuna dair bağımsız bir soruşturmayı desteklemeli ve bu gaddar eylemin sorumlularına hesap sormalı" dedi.
Haley, açıklamasında eğer BMGK Suriye ile ilgili sorumluluğunu yerine getirmezse, Washington'ın "eyleme geçmek zorunda kalırsa geçmeye hazır olduğunu" söyledi ve geçen yıl Suriye hükümetine ait bir askeri üssü bombaladığını hatırlattı.
ABD ordusu geçen yıl Suriye'deki Han Şeyhun kasabasına yönelik kimyasal saldırının ardından, Tomahawk füzeleriyle Suriye ordusuna ait El Şayrat askeri hava üssünü vurmuştu.
Başkent Şam yakınlarındaki Doğu Guta'daki yardım görevlileri hükümeti Cumartesi akşamı kuşatma altındaki bölgeye kimyasal silahla saldırı düzenlemekle suçladıktan sonra, ABD Başkanı Donald Trump "hayvan" ifadesini kullandığı Beşar Esad için "büyük bir bedel ödeyecek" demişti.
Twitter'dan bir mesaj paylaşan Trump, "Suriye'de aralarında çocuklar ve kadınların da olduğu çok sayıda kişi akılsız bir KİMYASAL saldırıda öldü. Katliam bölgesi Suriye Ordusu tarafından kuşatıldı ve dünya oraya erişemiyor. Putin, Rusya ve İran Hayvan Esad'ı destekledikleri için sorumludur" ifadelerini kullandı.
https://twitter.com/realDonaldTrump/status/982966315467116544Cumhuriyetçi Senatör John McCain, ABD Başkanı'nın kararlı bir şekilde yanıt vermesini istedi.
"Başkan Trump Rusya ve İran hükümetleriyle birlikte Esad'ı sorumlu tutmakta hızlı davrandı. Şimdiki soru, bununla ilgili bir şey yapıp yapmayacağı" dedi.
Trump'ın iç güvenlik ve terörle mücadele danışmanı Tom Bossert ise, ABC kanalına yaptığı açıklamada, Beyaz Saray'ın yeni bir füze saldırısı düzenleme olasılığını göz ardı edemeyeceğini söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, saldırı "sahte haber" olarak nitelendirilerek, herhangi bir müdahalenin "vahim sonuçları olacağı" uyarısında bulundu.
Trump geçen hafta, Irak Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) karşı koalisyon kapsamında Suriye'de bulunan yaklaşık 2 bin Amerikan askerini ülkeye geri çağırmak istediğini açıklamıştı. Trump'ın danışmanları ise militanların tamamen yenilinceye ve Esad'ın müttefiki İran'ın ülkede zemin kazanması engelleninceye kadar askerlerin ülkede kalmasını tavsiye etmişlerdi.
Doğu Guta'nın Duma bölgesinden gelen iddialar bağımsız kaynaklar tarafından doğrulanamadı, ancak yardım kuruluşları hükümeti en az 70 kişinin ölümüne yol açmakla suçladı.
Bölgedeki yardım gönüllüleri Beyaz Baretliler, bodrum katlarında bulunan cansız bedenlerin görüntülerini Twitter hesaplarından paylaştı.
İddialar bağımsız kaynaklar tarafından doğrulanamadı.
Suriye hükümeti ve müttefiki Rusya ise bölgeden gelen görüntülerin kurmaca olduğunu söyledi.
Suriye resmi basını, "teröristleri" hükümet güçlerinin Doğu Guta'daki ilerleyişini durdurmak için kimyasal saldırı haberi uydurmakla suçladı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı ise Suriye'de olası bir askeri müdahaleye zemin hazırlamak için Suriye hükümetinin Duma'da kimyasal saldırı düzenlediği haberinin "uydurulduğunu" söyledi.
İddialara Türkiye de tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "Kimyasal silah kullanımı konusundaki sicili uluslararası toplumun malumu olan rejim tarafından düzenlendiği yönünde güçlü şüphe bulunan saldırıyı şiddetle kınıyoruz" ifadeleri kullanıldı. Dışişleri, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nü iddiaları soruşturmaya davet etti.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın da "Suriye rejimi, ülkenin farklı bölgelerinde ve farklı zamanlarda yaşanan saldırılar için hesap vermelidir" dedi ve ekledi:
"İlk tespitlere göre çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan en az 70 sivilin hayatını kaybetmesine neden olan kimyasal saldırıları en sert biçimde kınıyoruz."
İngiltere Dışişleri Bakanlığı da yayınladığı yazılı açıklamada bölgeden gelen kimyasal saldırı haberlerinin "derin rahatsızlık verdiğini", saldırılardan saklanmaya çalışan ailelerin bodrumlarda öldüğü yönündeki bilgilerin "korkunç" olduğunu söyledi.
Vatikan'daki pazar ayini sırasında konuşan Papa Francesco ise "İyi savaş kötü savaş yoktur" dedi ve ekledi:
"Halka ve silahsız insanlara karşı böylesi silahların kullanılması kabul edilemez. Tüm ölüler, tüm yaralılar ve acı çeken tüm aileler için dua ediyoruz."
Suriye ordusu aylardır devam eden operasyonlar sonucunda Doğu Guta bölgesinin yüzde 90'ından fazlasını kontrol altına aldığını açıklamıştı.
Bölgedeki ana kent Duma'yı kontrol altında tutan son muhalif grup Ceyş-ül İslam'ın da aileleriyle birlikte bölgeden ayrılmasının son aşamasına geçildiği kaydediliyor.
Suriye'de çatışmalar başladığından beri hükümet ile silahlı muhalifler birbirlerini kimyasal silah kullanmakla suçluyor.
Ağustos 2013'te Doğu Guta'ya atılan roketler yüzlerce kişiyi öldürmüş, Birleşmiş Milletler (BM) bölgede Sarin gazı tespit etmişti. Fakat BM bu gazı kimin kullandığı konusunda bir bulguya ulaşamamıştı.
Nisan 2017'de Han Şeyhun'da 80 kişinin öldüğü bir saldırının ardından BM ile Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün (OPCW) ortak araştırması, Suriye hükümetini bölgede kimyasal silah kullandığı bulgusuna varmıştı.
Yedi yıl boyunca kimyasal saldırı iddialarını inceleyen BM ve OPCW araştırması hükümet yanlısı güçlerin en az üç kere klorin kimyasalını kullandığını belirtmişti.